Etiket Arşivi: ahmed hulusi

Şirki Hafi !

“Şirki hafi” denen “gizli şirk”e işaret eden şu hadis-i şerifi hatırlayalım: – Ya Eba Bekr…Şirk sizde karıncanın ayak sesinden daha gizlidir!.. Bir adamın: “Allah diledi de ben diledim” demesi şirktir!.. Bir de: “Falan kişi olmasaydı, falan adam beni öldürecekti!..” diye bir kimsenin konuşması Allah’a şirk koşmasıdır… Şirkin büyüğünü ve küçüğünü, Allah’ın senden kendisiyle gidereceği bir duayı sana göstereyim mi?… -Allahümme ...

Devamını Oku »

“Lâ havle” – “Eûzü besmele”

– Aziz Nesefi’nin “İnsan-ı Kâmil” kitabında, “lâ havle çeken iblisler“den ve “eûzü çeken şeytanlar“dan bahsediyor. “lâ havle çeken iblis“i, “ilmine mağrur olan alim” diye anlıyoruz. “Eûzü çeken şeytan“ı nasıl algılayacağız? “Lâ havle çekmek” ne demektir?… “Eûzü besmele çekmek” ne demektir?… “Lâ ilâhe illâ ente subhaneke inniy küntü minez zâlimin çekmek” ne demektir?… Kur’ân da, falanca şöyle zikretti, tesbih etti, gibi ifadeler ile ...

Devamını Oku »

Ölüm

Diyelim ki yatıyorsunuz yatağınızda!.. an be an tükenmekte olduğunuzu farkediyorsunuz.  Kâh dalıyorsunuz rüya gibi bir görüntü. Kâh eski hatıralar, kâh yeni umutlar. Sonra bir an geliyor. Kolunuzu kaldırmak istiyorsunuz, kalkmıyor!.. O ne?.. kumanda edemiyorsunuz kolunuza!.. Felç mi geldi ne!?.. “Hey“, demek istiyorsunuz ama diyemiyorsunuz!.. Kızınız bir anda üstünüze kapanıyor, haykırıyor! -Öldü! Annem öldü!.. Anne, bırakma bizi! Bağırmak istiyorsunuz. –Hayır!.. Hayır ...

Devamını Oku »

Oruç

Bir Müslüman yalan söylemeden ve gıybet yapmadan oruç tutar, iftarını helal rızıkla yapar, farzları gözetip karanlıkta yatsı ve sabah namazına (camilere) giderse, yılanın derisini değiştirip çıkardığı gibi günahlarından kurtulup çıkar.” (ET-TERGİB VE’T-TERHİB) Resulüllah Efendimiz, hayır yapma hususunda insanların en cömerdi idi. En cömert olduğu ay ise, Ramazan ayı idi. Cebrail, her sene Ramazan ayında Resulüllahla buluşur, ta ayın sonuna kadar ...

Devamını Oku »

Hâlâ mı?

– Hâlâ onbin sene geriden çalışan beyinlerin kıyâmete kadar geçerli ve çağdaş olacak kitabı anlaması çok zordur!… Madem ki taklitten tahkike geçmek gayemiz, Kur`ân’da sembol yollu yazılanların ardındaki mânâyı algılamaya çalışacağız… – “İnsanlar için misâlleri saydık… Bilenlerden başka, nerede akıl eden?.. – Andolsun ki Zikr için Kur`ân `ı kolaylaştırdık.. Nerede anlayan?.. – Muhakkak ki bu Âyetlerde akıl öz akıl sahipleri ...

Devamını Oku »

Mİ`RÂC VE NAMAZ

Gavs dedi: “Rabbimi gördüm ve “mi’râc“tan sordum… Buyurdu ki; –Mi’râc, benden gayrı herşeyden urûc’tur!… Mi’’râc ‘ın kemâli de, nazarının gayrına kaymaması ve isyan etmemesidir!. ”Mi’râc önce ef’âl âleminden olur… Ef’âl âleminden mi’râc, isimlerin müsemmâlarının Allah’ın gayrı olarak mevcûd olduğu fikrinden ve zannından kurtulup, Tek fâili mutlak’ı müşâhede etmektir… Eğer bundan devam edecek istidat mevcût ise urûc bu defa esmâ mertebesinde ...

Devamını Oku »

Kader !

Asırlar boyudur kolay kolay anlaşılamamış bir konu bu!.. Hemen herkes bu konuda aklına geleni konuşmuş. Ama genellikle kimse de, bu hususu konuşmadan evvel acaba Kur’ân-ı Kerîm’in ve Rasûl-i Ekrem’in kader hakkında dedikleri nedir, diye araştırmamış. Gerçekten acâibtir; çünkü, öyle kâder konusunda kitaplar görüyoruz ki baştan, aşağı çeşitli kişilerin “kaderle” alâkalı görüşlerini toplamasına rağmen; içinde bu konudaki nice Rasûlullah açıklamalarından, beş tanesi bile yer almamakta!. İnsandaki ...

Devamını Oku »

Ağzından Çıkanı

Bilirsiniz dostlarım çok meşhur bir deyimdir bu ; “Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu?” denir… Hiç düşündünüz mü bunun üzerinde biraz derin olarak? Buna yakın anlamda başka bir deyiş daha vardır… “Dili belâsı!” denir… Bazen de o “dili belâsı” olur!. Elbette ki, “ağız” ve “dil” yalnızca bir araç… Alet!.. Ona hükmeden ise beyin!(?) (mi)… Hani bir de başka bir deyiş vardır ...

Devamını Oku »

Cennet

Cehennem bir mekândır!.. Fakat Cennet ise bir yaşam boyutudur… Orada kişi kendi gelişme seviyesine göre oluşan bir boyutun sonucunu yaşar!.. anlatabildim mi? Siz hâlâ Cennet’i bir mekân olarak düşünüyorsunuz!. Halbuki Cennet mekân değil, yaşam boyutudur!. Bunu çok iyi anlamaya çalışın!. * * * Cennet’e giden herkes orada Dünya’da edindiği kapasite kadarıyla yaşayacak, demiştik.. Eğer kişi dünyada iken bazı gerçekleri farkedememiş ise; ...

Devamını Oku »

“O” ve “Ben”

Bir büyük beden… Ama, bugüne kadar gördüğümüzden hayli farklı!. Boyu eni hayâl edilemeyecek kadar büyük! Bize göre, sonsuz!. Bir azâmetli beden!. Düşünemeyeceğimiz kadar derinlikli!. Bize göre, sınırsız!.. Sanki onun başı var, milyonlarca; kolları var, milyarlarca; ayakları var yüz milyarlarca! Bedeninin organları, milyarla galaksiler!. Organların hücreleri, yüz milyarlarca yıldızlar!. Hücrelerdeki dizinler, yıldız sistemleri!. O bedenin, bir de ruhu var; tıpkı, bizim ruhumuz gibi!. O bedenin, şuuru var; tıpkı, bizim şuurumuz gibi!. O bedenin, ...

Devamını Oku »

İlim !

Allah için ilmini insanlara dağıtıp, onların ölüm ötesi yaşamlarını kurtarmaları için gerekli sermayeyi bağışlayanların ilmi hakkı nedir?.. İşte bu konuda Hazreti Ali kerremallahu veche`den nakledilen hüküm: -Bana bir kelime öğretenin kırk yıl kölesi olurum!.. Her ilmin değeri, onun sana sağlayacağı menfâat kadardır!.. Bu sebeple ölüm ötesi yaşama dönük ilmin değeri de, aynen ölüm ötesi yaşam gibi sonsuzdur!.. Ölüm ötesi yaşamın gerçeklerini bildirip ...

Devamını Oku »

D E N G E

Zor iş denge kurmak!.. Zor şey dengeli olmak!… Çok zor şey dengeli düşünmek ve yaşamı dengeli değerlendirmek!… Pek ender kişiler bu dengeli olma hâlini başarabilirmiş… Uyanırken dengeli olmak… Uyanıkken dengeli olmak!. İşin hakkını verirken dengeli olmak… Eşin hakkını verirken dengeli olmak… Aşın hakkını verirken dengeli olmak!. Dünyayı yaşarken dengeli olmak… Dünyanı yaşarken dengeli olmak… Dünyanla sistem ilişkisinde dengeli olmak!. Bunu ...

Devamını Oku »

Ruh İnsan Cin

“UZAYLI” olarak kendini tanıtan bu “CİN” isimli dalga yapılı varlıklar, sürekli vaadler ederler; geleceğe dönük sayısız iddialarda bulunurlar; kişilere kendilerinin “MEHDİ” veya “MESİH” veya insanlığın beklenen önderi olduklarını telkin ederler; “ALTIN ÇAĞ” vaad ve hayâlleri sunarlar; hattâ bazen belirli sene rakamları verirler.. Sonra o sene gelip, dedikleri çıkmadığı zaman da, “şartlar oluşmadı, vazifenizi tam yapamadınız, onun için de ileriye atıldı” ...

Devamını Oku »

Kur’ân !

– Tasavvuf temeli olmayan Kur’ân tefsiri, ruhsuz cesed gibidir!.    – Tasavvuf,  Kur’ânı anlama ilmidir! – Kıyamette ana-baba evlattan, koca karısından kaçacaksa. Kur`âna göre; cennette herkes aynı yaşta olacaksa; dünya yaşamı gerçekte yalnızca saniyeyle tanımlanırsa, bundan ne çıkar?… – MÜRŞİD, KUR`ÂN `DIR! – Kur`ân `ın her âyeti, ümmetten her bir ferdi ilgilendirir . – Her bir âyet, her bir birimi ilgilendirir. ...

Devamını Oku »