Abdulkadir-i Geylâni'(KSA) den !..

“Bir insanın içinde, manevî terbiyenin gelişmesi için, zahirde bir mürebbiye bağlanıp ondan alınan bir telkin gerektir. Bu mürebbiler, nebiler ve velîlerdir. Kalbin ve kalıbın lambası yanmaya bunların terbiyesi hasıl olunca başlar. Onlardan bir başka ruh alınır. Bir Âyet-i Kerimede şöyle buyurulur:

Allah, ruhu emri ile, kullarından istediğine ilka eder.” (Gafir, 15)

Dolayısı ile kalbin sağlık bulacağı bu ruhun telkini için bir irşadcı aramak lâzımdır.” (S.117)

Gerek ilâhî tecelli için, gerekse Peygamber S.A. efendimizin ruhaniyeti ile münasebet için terbiye şarttır. Bu yola ilk giren, ne Allah-ü Taâlâ ile, ne de Peygamber S.A. efendimizle; kendi başına bir münasebet kurabilir. Bu sebeple bir velî terbiyesini görmesi ilk akla gelendir. Çünkü o velî ile Peygamber S.A.efendimiz arasında beşeri bir münasebet vardır.

Peygamber S.A. efendimiz hayatta olsaydı, doğruca alınacak ondan alınırdı, gayrına ihtiyaç kalmazdı. Öbür âleme intikal ettikten sonra, tecerrüd haline geçiyor, bizzat kendisi ile bağ kurulamıyor. İrşada memur velîler de aaynıdır.Onlar da bu âlemden göçüp gidince , irşad olacak olmaz. Anlayış ehli isen anla; değilsen, bu anlayışı ara…

Nefsin, zulmanî haline, nurla galip gelmek için riyazetle o anlayışı bulmaya talib ol. Çünkü anlayış nurla olur; zıddı ile olmaz. Nur bezeli düzenli yere gelir. Şerefli yere düşer. Müptadi, kendi başına bu hali bulamadığı için, bir velîye mutlaka ihtiyacı vardır.

Hayatta olan Velî’nin, Peygamber S.A. efendimizle her bakımdan ilgisi vardır. Tam veraset hali bunu gerektirir. Hayatta olduğu müddet o veraseti ve irşad makamını idare eder. Bu hali taşıyana peygamberden rehberlik ve kulluk yardımı gelir. Bu yardımla; halk arasında tasavvuf yolunu devam ettirir; anla..

Bundan ötesi derin bir sırdır; ki, ehli idrak edebilir. Bu sırrı:

“İzzet; Allah’ın, peygamberin ve mümin kullarındır.” (Munafıkun, 8)

Âyeti tam ifade eder. (S.118-19

Check Also

Emir Sultan (r.a)

Seyyid Muhammed Buhara’da doğar. Kendini bildi bileli ilim meclislerine koşar. Okur, okutur, öğrenir, öğretir, hasılı ...