AH

Bir Mesaj

“Allah” ismiyle işaret  edilenin ne olduğunu anlamak için birimi ve sistemi çok iyi gözlemek lâzım. Birimi ve sistemi gözlemleyip ne kadar anlayabilirsen, o kadarıyla  da Allah’ı anlayabilirsin. Başka türlü anlama şansın yok!. Senin bütün duyuların, her şeyi, hep beş duyuya bağlı olarak algıladıklarına bağlı olarak değerlendiriyor. Dolayısıyla, bunun dışında senin gözlemleme şansın yok!. Ya hayâlinde bir şey yaratacaksın, ona “tanrı“lık ...

Devamını Oku »

İn Oradan!

“SİZİ YARATTIK VE ŞEKİLLENDİRDİK (ÖZELLİKLERLE BEZEDİK) SONRA DA MELEKLERE; -SECDE EDİN ADEM’E!… DEDİK. SECDE ETTİLER; SADECE iBLİS ETMEDİ…” (7-11) “İBLİS SECDE ETMEDİ ÇÜNKÜ CİN SINIFINDANDI!..” (18-50) “YANLIZCA iBLİS (secde etmedi); BÜYÜKLENDİ VE KAFİRLERDEN (gerçeği örtenlerden) OLDU!..” (38-74) “SORDU: -SANA EMRETTİĞİMDE SECDE ETMENE NE ENGEL OLDU?…. DEDİ Kİ: – BEN ONDAN HAYIRLIYIM!.. BENİ ATEŞTEN (dalga-wave) kökenli olarak), ONU iSE ÇAMURDAN (moleküler kökenli) YARATTIN!.. BUYURDU: -ORADAN iN!… KENDİNİ ...

Devamını Oku »

Akıl İman!

“Ya Ali, herkes “ALLAH”a bir yoldan yaklaşır!… Sen, aklın ile “ALLAH”a yakın olanlardan ol…” Bu güne kadar hep “ALLAH”a akıl ile yaklaşmanın değerinden bahsettik. Kitaplarda da özellikle bunu anlattık. Ancak şimdi daha değişik bir incelik üzerinde duracağız… “ALLAH”`a niçin “iman” ile yakîn elde etme esası getirilmiştir?`a niçin “iman” ile yakîn elde etme esası getirilmiştir? Hz. Rasûlullah Aleyhisselâm niçin “imanı” öne almıştır? Kur`ân-ı Kerim niçin devamlı ...

Devamını Oku »

Kötü anıları silin gitsin

Kötü hatıraları unutmamızı sağlayacak teknolojiler artık çok da uzakta değil.  İsveç’teki Lund Üniversitesi’nde görev yapan bilim insanları, beyin dalgaları etkinliğinin elektrik yöntemiyle izlenmesini sağlayan elektroensefalografi (EEG) sayesinde anıların unutulabileceğini öne sürdü. “Araştırmayı yöneten Gerd Thomas Waldhauser, prensibin, unutulmak istenen hatıranın “yeterince uzun süre” baskı altında tutulması olduğunu söylüyor. EEG aracılığıyla birkaç saatliğine baskıda tutulan beyin, bir kerteriz noktası geçildikten sonra, ...

Devamını Oku »

Bir gerçek bir başka gerçeğe perde olmasın !

Yaşadıklarımızın zâhiri, o olayın bâtınından, bâtındaki oluşum da zâhirinde yaşanacaklardan bizi perdelemesin!. Cuma namazındayım. Hutbede hoca Ramazan sonrası ibadetlerin devam etmesini tavsiye ediyor. “Va’büd rabbeke hatta ye’tiyekel YAKÎN” ayetini konuya misâl gösteriyor ve tercüme ediyor: “ÖLÜM gelene kadar Rabbine ibadet et”! Acaba Kurân-ı Kerîm’i inzâl eden, ölüm anlamına gelen “mevt” kelimesini bilmiyor muydu!? Niye “va’büd rabbeke hatta ye’tiyekel MEVT” dememişti? Şayet ...

Devamını Oku »

Açık Konuşalım !

Gelin dostlarım, sizlerle açık açık konuşalım… Önce, ben diyeyim diyeceklerimi… Gerçekten, samimi olarak konuşalım; ilgilendiriyor mu seni İslâm Dini dostum?… İlgilendirmiyorsa… Gene de çok değerlisin benim için!… Ben çok değişik bitkiler yetiştirdim Antalya’da iken… Konuşurdum onlarla ve çok sevinirlerdi!.. Kanarya da yetiştirdim, Norviç türü; çok yavrular büyüdü elimde, dolaşırlardı omuzumda, yüzümde!… Van kedim de vardı pamuk yığını gibi!… Bir gözü mavi bir ...

Devamını Oku »

Korku & Haşyet !

“Eğer bilseydiniz, kesinlikle az güler çok ağlardınız” (Buhari, Tirmizi) Hz.Enes r.a.den: Hz.Rasulullah s.a.v.in hitab ettiği bir hutbe işittim ki onun mislini işitmemiştim; hatta bunun üzerine Ashab-ı Rasulullah genizden ağlayarak (hıçkırarak) yüzleri karardı… Hz.Rasulullah s.a.v. şöyle hitab etmişti: “Şayet benim bildiğimi bilseydiniz kesinlikle az güler, çok ağlardınız; yataklarınızda kadınlarınız ile lezzetlenmezdiniz; suudata(yollara/ yukarı doğru çıkan yollara) çıkar, Allah’a dua ederek imdat dilerdiniz” (İbni ...

Devamını Oku »

Koza !

-KOZA`nın dışına dair, sembollerle anlatılanların gerçeğini merak etmiyor musunuz; diyordu Elf, Cem`e… O takdirde çıkart başını KOZA`dan da bir bak bakalım çevrene!… -Ama Kozamı delemiyorum ki!… demişti ona Cem!… -Ne olur Elf, dedi Cem…. Sen dışarıdan delsene kozamı!… ki, ben kafamı çıkarabileyim kozadan dışarı…? -Olmaz bu kesinlikle dedi Elf, Cem`e… Sen hiç yumurtanın kırılarak civcivin dışarı çıkarıldığını gördün mü?… Belki ...

Devamını Oku »

Kıyamet, Ahiret !

Kıyâmet ne zaman? Bunun hakkında dinî kaynakların hiçbirinde herhangi bir zaman, verilmemiştir. Verilmediği için, şu anda bizim de burada bir şey söylememiz câiz olmaz!.. Belli hadîslerden faydalanarak; kıyâmet koptuğu anda, dünyada yaşamış olan bütün insan ruhlarının o ortama özel bir beden ile dünya üzerinde olacağını; dünya üstünde hepsinin bir araya geleceğini; cehennemin melekler tarafından çekilerek getirilip, bütün dünyayı kuşatacağını, dünyanın ...

Devamını Oku »

Şirki Hafi !

“Şirki hafi” denen “gizli şirk”e işaret eden şu hadis-i şerifi hatırlayalım: – Ya Eba Bekr…Şirk sizde karıncanın ayak sesinden daha gizlidir!.. Bir adamın: “Allah diledi de ben diledim” demesi şirktir!.. Bir de: “Falan kişi olmasaydı, falan adam beni öldürecekti!..” diye bir kimsenin konuşması Allah’a şirk koşmasıdır… Şirkin büyüğünü ve küçüğünü, Allah’ın senden kendisiyle gidereceği bir duayı sana göstereyim mi?… -Allahümme ...

Devamını Oku »

“Lâ havle” – “Eûzü besmele”

– Aziz Nesefi’nin “İnsan-ı Kâmil” kitabında, “lâ havle çeken iblisler“den ve “eûzü çeken şeytanlar“dan bahsediyor. “lâ havle çeken iblis“i, “ilmine mağrur olan alim” diye anlıyoruz. “Eûzü çeken şeytan“ı nasıl algılayacağız? “Lâ havle çekmek” ne demektir?… “Eûzü besmele çekmek” ne demektir?… “Lâ ilâhe illâ ente subhaneke inniy küntü minez zâlimin çekmek” ne demektir?… Kur’ân da, falanca şöyle zikretti, tesbih etti, gibi ifadeler ile ...

Devamını Oku »

Ölüm

Diyelim ki yatıyorsunuz yatağınızda!.. an be an tükenmekte olduğunuzu farkediyorsunuz.  Kâh dalıyorsunuz rüya gibi bir görüntü. Kâh eski hatıralar, kâh yeni umutlar. Sonra bir an geliyor. Kolunuzu kaldırmak istiyorsunuz, kalkmıyor!.. O ne?.. kumanda edemiyorsunuz kolunuza!.. Felç mi geldi ne!?.. “Hey“, demek istiyorsunuz ama diyemiyorsunuz!.. Kızınız bir anda üstünüze kapanıyor, haykırıyor! -Öldü! Annem öldü!.. Anne, bırakma bizi! Bağırmak istiyorsunuz. –Hayır!.. Hayır ...

Devamını Oku »

Oruç

Bir Müslüman yalan söylemeden ve gıybet yapmadan oruç tutar, iftarını helal rızıkla yapar, farzları gözetip karanlıkta yatsı ve sabah namazına (camilere) giderse, yılanın derisini değiştirip çıkardığı gibi günahlarından kurtulup çıkar.” (ET-TERGİB VE’T-TERHİB) Resulüllah Efendimiz, hayır yapma hususunda insanların en cömerdi idi. En cömert olduğu ay ise, Ramazan ayı idi. Cebrail, her sene Ramazan ayında Resulüllahla buluşur, ta ayın sonuna kadar ...

Devamını Oku »

Hâlâ mı?

– Hâlâ onbin sene geriden çalışan beyinlerin kıyâmete kadar geçerli ve çağdaş olacak kitabı anlaması çok zordur!… Madem ki taklitten tahkike geçmek gayemiz, Kur`ân’da sembol yollu yazılanların ardındaki mânâyı algılamaya çalışacağız… – “İnsanlar için misâlleri saydık… Bilenlerden başka, nerede akıl eden?.. – Andolsun ki Zikr için Kur`ân `ı kolaylaştırdık.. Nerede anlayan?.. – Muhakkak ki bu Âyetlerde akıl öz akıl sahipleri ...

Devamını Oku »

Mİ`RÂC VE NAMAZ

Gavs dedi: “Rabbimi gördüm ve “mi’râc“tan sordum… Buyurdu ki; –Mi’râc, benden gayrı herşeyden urûc’tur!… Mi’’râc ‘ın kemâli de, nazarının gayrına kaymaması ve isyan etmemesidir!. ”Mi’râc önce ef’âl âleminden olur… Ef’âl âleminden mi’râc, isimlerin müsemmâlarının Allah’ın gayrı olarak mevcûd olduğu fikrinden ve zannından kurtulup, Tek fâili mutlak’ı müşâhede etmektir… Eğer bundan devam edecek istidat mevcût ise urûc bu defa esmâ mertebesinde ...

Devamını Oku »