İnsan Beyin Genlerini Maymunlara Aktardılar

Çinli Bilim İnsanları, İnsan Beyin Genlerini Maymunlara Aktardılar… Ve Evet, Daha Akıllı Olabilirler

İnsan zekası, evrimin en önemli icatlarından biridir. Milyonlarca yıl önce başlayan, daha büyük beyinlere ve yeni yeteneklere yol açan bir uzun koşunun sonucudur. Sonuçta da, insanlar ayağa kalktılar, dik durdular, tarlaları pullukla sürdüler ve medeniyet yarattılar. Primat kuzenlerimiz ise ağaçlarda kaldı.

Şimdi, Güney Çin’deki bilim insanları, evrimsel açığı daraltmaya çalıştıklarını, insan zekasını şekillendirmede rol oynadığı düşünülen bir insan geninin ekstra kopyalarını taşıyan birkaç transgenik (genetik yapısı nakil yoluyla değiştirilmiş) makak maymunu yarattıklarını bildirdiler.

Kunming Zooloji Enstitüsü’nün genetik uzmanı Bing Su: “Bu, transgenik bir maymun modelini kullanarak insan bilişinin gelişimini anlamamıza dair ilk girişim.”

Yapılan çalışmanın bulgularına göre, modifiye maymunlar renkleri ve blok resimleri içeren bir hafıza testinde daha iyi sonuçlar elde ettiler ve beyinleri de gelişmeye başladı. (insan çocuklarında olduğu gibi) Beyin boyutunda bir fark yoktu.

27 Mart’ta bir Pekin dergisi olan National Science Review’de açıklanan ve ilk olarak Çin medyası tarafından bildirilen deneyler, insan zihninin sırlarını değinmekten veya zeki primatların dik durarak ayağa kalkmasına yol açmaktan uzak duruyor.

Bunun yerine, bu çaba üzerine işbirliği yapan birçok Batılı bilim insanı denemeleri “ihtiyatsız” olarak nitelendirdi ve Çin’in teknolojide ciddi anlamda söz sahibi olduğu bir devirde genetik olarak değiştirilen primatları ahlakî anlamda sorguladıklarını bildirdiler.

Colorado Üniversitesi’nde primatlar arasında karşılaştırmalı çalışmalar yapan genetikçi James Sikela: “Beyin evrimi ile bağlantılı insan genlerini incelemek için transgenik maymunların kullanılması çok riskli bir yol.

Deneyin hayvanları dikkate alınmadığından endişe ediyor ve yakında daha aşırı değişikliklere yol açabileceğinden korkuyor. James: “Bu klasik bir kaygan yamaç meselesi ve bu tür araştırmalar sürdürülürken tekrarlanmasını bekleyebileceklerimizden..”

Primatları kullanarak yapılan araştırmalar Avrupa’da ve ABD’de giderek daha zor olmakla birlikte, Çin, hayvanlara en son ileri teknoloji DNA araçlarını uygulamada acele ediyor. Çin, ilk olarak CRISPR gen düzenleme aracıyla değiştirilen maymunları yarattı ve bu Ocak ayında bir Çin Enstitüsü, bir zihinsel rahatsızlığı olan bir maymunun yarım düzine klonunu yarattığını açıkladı.

Sikela: “Alanın bu şekilde ezip geçmesi rahatsız edici.”

Evrim hikayesi

Kunming Zooloji Enstitüsü’nün araştırmacısı olan Su, “Darwin-Doğal Seleksiyonu” nun işaretlerini aramada uzmanlaşmıştır – bu, başarılı oldukları için yayılan genlerdir. Görevi, Tibet öküzlerinin yüksek irtifaya adaptasyonu ve soğuk kışlara cevap olarak insan ten renginin evrimi gibi konuları ele almaktır.

Yine de en büyük bilmece akıldır. Bildiğimiz şey, insansı atalarımızın beyninin hızla boyut ve güç olarak büyüdüğü… Değişime neden olan genleri bulmak için, bilim insanları, genleri bizimkilere yaklaşık % 98 oranında benzeyen şempanzelerle insanlar arasındaki farklılıkları aradılar.

Sikela: “Hedef, genomumuzun mücevherlerini bulmaktı. Bu mücevher, bizi eşsiz bir insan yapan; DNA.

Örneğin, FOXP2 adlı popüler bir gen adayı – (basında çıkan haberlerde “dil geni“) insan konuşmasıyla olan potansiyel bağlantısından dolayı ünlü hale gelmiştir. Tokyo’dan Berlin’e bilim insanları, kısa süre içinde geni farelerde mutasyona uğratırlar ve “cik” seslerinin (farenin çıkardığı ses) değişip değişmediğini görmek için ultrasonik mikrofonlarla dinlerler..

Araştırmacı Su, ise, farklı bir genden etkilenir: MCPH1 veya mikrosefali. Sadece genin dizilimi insanlar ve maymunlar arasında farklılık göstermez, aynı zamanda mikrosefali hasarı olan ve küçük kafalarla doğan bebekler, beyin büyüklüğüne dair bir bağlantı da gösterir. Su öğrencileriyle birlikte, sonuçların genlerdeki farklılıklarla açıklanıp açıklayamayacağını görmek için, 867 Çinli kadın ve erkeklerin kafalarını ölçmek için kaliper (çap ölçer) ve anahtarlar kullanır.

2010 yılına kadar araştırmacı Su, potansiyel olarak daha kesin bir deney yapma şansı bulur: insan mikrosefali genini bir maymuna ekleme. O zamana kadar Çin, maymunlar için büyük üreme tesislerini (ülke yılda 30.000’den fazla maymun ihraç ediyor) yeni genetik araçlarla donattı. Bu durum, Çin’i maymunlarla deneme yapmaya ihtiyaç duyan yabancı bilim insanlarının aradıkları mekân haline getirdi.

Su ve meslektaşları, Primant Biyomedikal Araştırma Yunnan Anahtar Laboratuvarı’nda hayvanları, yaratmak için, maymun embriyolarını, mikrosefali’nin insan versiyonunu taşıyan bir virüse maruz bıraktı. Bu şekilde 11 maymun ürettiler ve Beşi beyin ölçümlerinde yer almak için hayatta kaldı. Bu maymunların her biri, vücutlarında insan geninin 2 ile 9 kopyasına sahip.

Su’nun maymunları, hayvan hakları hakkında sıra dışı soruların açığa çıkmasına neden oluyor…

2010 yılında, Sikela ve üç meslektaşı “Bizi insan yapan şeyleri araştırmak için transgenik insan olmayan primatlar kullanma etiği” adlı bir bildiri yazdılar; insan beyin genlerinin şempanzeler gibi maymunlara asla eklenmemesi gerektiği sonucuna vardılar. Çünkü, onlar bize çok benziyorlar. Yazarlardan biri olan Colorado Üniversitesi Biyoetikçi Jacqueline Glover: ““Popüler Hayal Gücü’nde hemen Maymunlar Gezegenine gidiyorsunuz. Onları insanlaştırmak onlara zarar verir. Nerede yaşayacaklar ve ne yapacaklar? Hiçbir bağlamda anlamlı bir hayatı olmayan bir varlık yaratmayın.”

Bir e-mailde Su, maymunların insana çok yakın olduğu ve beyinlerinin değişmemesi gerektiğinde hem fikir olduğunu yazar. Ancak maymunlar ve insanlar en son 25 milyon yıl önce ortak ataya sahiptiler. Bu da Su için, etik kaygıları hafiflen bir şey. Su: “Genomları bize yakın olmasına rağmen, on milyonlarca farklılık da var.” Maymunların maymunlardan daha başka bir şey olacağını da düşünmüyor. “Sadece birkaç insan genini aktararak onları insan yapmak imkansız.”

Akıllı maymun mu?

Deneyleri incelendiğinde, Çin ekibi, transgenik maymunlarının zekâ ve beyin büyüklüğünün artmasıyla sonuçlanabileceğini umuyordu. Bu yüzden onları beyaz maddelerini ölçmek için MRI makineleri ile incelediler ve bilgisayarlı hafıza testleri yaptılar. Raporlarına göre, transgenik maymunlar daha büyük beyinlere sahip değildi, ancak araştırma ekibinin kayda değer olduğunu düşündüğü bir bulgu oluştıur: kısa süreli bir hafıza testinde daha başarılı oldular.

Birkaç bilim insanı Çin’de yapılan deneyin pek de fazla yeni bilgi sağlamadığını düşünüyor. Bunlardan biri, Kuzey Carolina Üniversitesi bilgisayar bilimci ve MRI konusunda uzman olan ve Çin’deki araştırmanın yazarları arasında yer alan Martin Styner. Styner, araştırmadaki rolünün Çinli öğrencilere MRI görüntülerinden beyin hacmi verilerini çıkarmaları konusunda eğitim vermekle sınırlı olduğunu ve bu yüzden de adını araştırmada yer alanlar listesinden çıkarmayı düşündüğünü, Batı’da çalışmasını yayınlayacak bir yayıncı bulamadığını söyler.

Styner: “Bu çalışmanın ABD’de yapamayacağınız bir sürü yönü var. Araştırma türü ve hayvanların uygun şekilde bakılıp bakılmadığı hakkında sorunları gündeme getirdi.”

Gördüklerinden sonra Styner, transgenik maymunlar hakkında daha fazla evrim araştırması yapmayı istemediğini ve bunun iyi bir yön, iyi bir gidiş olduğunu sanmadığını söyler. Styner: “Şimdi biz, olması gerekenden farklı olan bu hayvanı yarattık. Deneyleri yaparken, topluma yardım etmek için neyi öğrenmeye çalıştığımıza dair iyi bir anlayışa sahip olmalıyız ve buradaki durum bu değil!.. Bir sorun, genetiği değiştirilmiş maymunların yaratılmasının ve bakımının pahalı olmasıdır. Sadece beş modifiye maymunla, beyin boyutu ya da hafıza becerileri bakımından normal maymunlardan gerçekten farklı olup olmadıklarına dair kesin sonuçlara ulaşmak da zor. “Beyin gelişimini anlamaya çalışıyorlar ve ben oraya ulaşacaklarını sanmıyorum.”

Bir e-mailde, Su az sayıda hayvanla sınırlandıklarını kabul etti. Yine de bir çözümü olduğunu söylüyor. Maymunlardan daha fazla üretiyor ve yeni beyin evrimi genlerini de test ediyor. Onun ilgilendiği genlerden bir tanesi; yaklaşık iki milyon yıl önce ortaya çıkan bir DNA varyantı olan SRGAP2C’dir, Australopithecus (günümüz maymunlara benzeyen soyu tükenmiş maymunlar.Tümünün beyin hacimleri, günümüz şempanzelerinkiyle aynı veya daha küçük) Afrika savanını-geniş ovasını ilk-erken insanlara bırakır. Bu gen, insan aklının ortaya çıkmasındaki muhtemel rolünden dolayı “insanlık geçişi” ve “eksik genetik bağlantı” olarak adlandırılmıştır.

 Araştırmacı Su, bu geni maymunlara eklediğini, ancak sonuçların ne olduğunu söylemek için daha çok erken olduğunu söylüyor.

Çeviri: AylinER
https://www.technologyreview.com/s/613277/chinese-scientists-have-put-human-brain-genes-in-monkeysand-yes-they-may-be-smarter/amp/?utm_campaign=site_visitor.unpaid.engagement&utm_source=twitter&utm_medium=add_this&utm_content=2019-04-10&__twitter_impression=true

Check Also

Geri Dönüşü Olmayan İnsan Ruhunun Ölümsüz Yolculuğu