Zaman bir İllüzyon mu? – Richard Webb

 

illizyon

Doğarız. Ölürüz. Bu olayları ayıran süreye zaman deriz. Zamanın geçişi belkide insan deneyiminin en temel özelliğidir. Gerçi bizler onun tam olarak ne olduğunu söyleyecek kapasitede değiliz. Daha kötüsü – fizik kuralları buna yardımcı olmuyor. Zamanın var olduğu inkâr edilemez, fakat bizim onu deneyimleme şeklimiz herhangi bir anlam ifade etmiyor.

Texas Üniversitesi’nden nobel ödüllü fizikçi Steven Weinberg, “Zaman ile ilgili eski bir espiri vardır – zaman, doğanın, herşeyin bir kerede olmasını engelleme tarzıdır” diyor. Biz faniler için zaman, güneş ve mevsimlerin geçişi, biz yaşlandıkça derimizin giderek buruşmasıdır – ileri doğru hareket eden şu anın geri alınamaz biçimdeki işaretçisi, ve kaçınılmaz biçimde geçmiş haline gelen bir gelecektir. Uzaydan farklı olarak, zaman doğal bir düzene sahiptir. Eğer A B’yi etkiliyorsa, bu durumda B, zamanda her zaman daha ileridedir.  Bu, zamanın merkezî özelliğidir. Bizim algıladığımız şekliyle zaman: yaşamlarımızı düzenleyen akan bir varlıktır.

Oxford Üniversitesi’nden David Deutsch, bununla ilgili sadece bir problem vardır, diyor: Zaman anlamsızdır. Bizler, düzenli olarak ilerleyen sanal bir zaman çizelgesi içinde, kendimizi an içinde yaşıyormuş gibi görürüz. İmgeler (görüntü-hayaller) evrensel olarak tik tak işleyen bir çeşit zamana işaret eder. Her bir vuruşunu, ölçülen diğer herşeye karşı yapar.  “Fakat bu diğer zaman nedir?” diyor Deutsch. Bizler sadece yeni bir problem yaratmayı başardık.

Einstein’ın evrenin en geniş ölçekli teorisi olan izafiyetinde, tek bir nesnel metronom tıkırtısı (tik tak) yoktur. Zaman, uzayla birlikte, her yöne çekilebilir dört boyutlu uzay-zaman içine çökmüş olur. Ve zamanın geçişi, ne kadar hızlı hareket ettiğinize ya da etrafı çevreleyen yerçekim alanının gücüne bağlıdır. Uzay ve zamanın dört boyutunun sonunda, zaman bir şekilde özel kalıyor.  “Eğer size güneş sistemi gibi bir uzay bölgesinde neler olduğunu söylesem, o aynı bölgede başka bir zamanda neyin olacağını öngörebiliriz. Fakat aynı zamanda başka bir uzayda neyin olacağını öngöremeyiz” diyor Deutsch.

Modern fiziğin diğer bir önemli üyesi olan kuantum mekaniği, bu şekildeki bir zaman görüşünü, izafiyete tamamen karşıt bir resim oluşturarak, daha uzak birşeyle destekliyor. Bu görüşte, nesnel bir “tanrının gözü” zamanı vardır. Bu, zaman içerisinde kapsüllenmiş bütün olayları, onun dışından görmenize imkân sunar, gelecek de buna dahil. Fakat, kuantum mekaniksel olarak gözlenebilir herşey (gerçeklik hakkında hesaplanabilen şeyler) buna bağlıdır, zamanın kendisi gözlenebilir değildir, bu yüzden hesaplanamaz. Hatta, hatasız bir şekilde ölçülemez bile: kuantum belirsizlik prensibi, zaman içinde birbirine çok yakın iki olayın sırasını ayırt edebilmeyi imkânsız kılar. Weinberg, “Sebepten önce gelen etkiye engel olmak gittikçe zorlaşır” diyor.

Bu yüzden bizler, kuantum teorisi, izafiyet ve kendi akıp giden zaman algımız arasında oldukça zor bir durumda bırakılmış durumdayız. Deutsch “Birbirleriyle çelişmenin oldukça ötesinde, her üç görüş de doğası gereği sorunludur” diyor.

Kuantum teorisi ve izafiyeti birleştirecek, ve hatta zamanın gerçek doğasını aydınlatacak, daha parlak, daha ışıldayan bir teori umudu var. Fakat böylesi bir teori hala çok ötede. Bununla birlikte Deutsch, en iyi ipucunun fizikçi Don Page ve William Wootters’ın 30 yıl önce yapmış olduğu hesaplamalardan geldiğini düşünüyor. Onlar, özellikleri uzak mesafeden bile birbirini etkileyen kuantum “dolanık” parçacıkların, bir evren içinde olan herkese, geçip giden bir zaman illüzyonu sağlamak için doğal olarak evrimleştiğini gösterdiler – Evrenin dışından bakan herhangi birine göre hiçbir şey olmadığı halde.

2013 yılındaki deneyler, zamanın bir illüzyon şeklinde açığa çıktığı bu düşünceye belli belirsiz bir destek sağladı. Eğer doğruysa, bazı zorluklarımız açıklık kazanmaya başlayabilir.  Tıpkı Dünya kavisli olmasına rağmen geometriye bağlı olduğumuzdan onu düz gördüğümüz gibi, “gerçek” zamanı da deneyimleyemiyoruz. Deutsch, “Bizim algımız oldukça kaba bir ölçekte. Birleşen ve dolanık hale gelen şeylerin çok katmanlılığını görmüyoruz” diyor.

Bu halâ kurgusal ve zamana ait genel bir fizik teorisi olmaktan çok uzak.  Fakat belkide bu konuya kafayı çok fazla takmamalıyız. Zamanı anlayışımızın miktarı, bizim hakkımızdaki gerçeği değiştirmeyecektir – bu sınırlıdır. Şimdi bunu en iyi şekilde yapmanın zamanı.

Çeviren : Gültekin METİN
https://www.newscientist.com/article/mg23130890-900-metaphysics-special-is-time-an-illusion/

Check Also

Geri Dönüşü Olmayan İnsan Ruhunun Ölümsüz Yolculuğu