newscientist: gerçeklik nedir?

çeviri: Beyza Zapsu
düzenleme: Hakan Cakmak

Aura gibi konulara girmeden, gerçekliğin ne olduğuna ilişkin iki çeşit yol karşımıza çıkar.

İlk görüşe göre, gerçekliği deneyimleyecek hiç kimse olmasa bile herşey yine de oradadır.

Fakat bu görüş ile ilgili problem şu ki, bildiğimiz kadarıyla biz insanlar aslında varız, ve hepimizin gerçek olduğuna hemfikir olacağı dil, savaş ve bilinç gibi birçok şey biz olmadan var olmazdı.

İkinci görüş ise evrenin temelinde her ne varsa gerçeklik odur diyor.Bu görüşe göre, çevremizdeki nesneleri anlayabilmek için görünümlerinin alt katmanlarına inmemiz gerekiyor.

Herşeyin moleküllerden yapıldığını görebiliyoruz. Molekülleri anlamak istiyorsan atomlardan oluştuklarını farkına varmalısınız. Atomlar ise proton, nötron ve elektron gruplarından oluşuyor.

Bunlar da quarklar ve leptonlardan, quarklar ve leptonlar da stringlerden, alanlardan ve diğer şeylerden oluşuyor. Aslında, daha hiç kimse evrenin en küçük parçasını bulmuş değil.

Bu yoldan devam edersek, görüyoruz ki, parçacıklar ve dalgalanmalar uzayda bir mekan-zaman aralığını işgal etmektedir. Diğer bir deyişle parçacıklar gerçekte ana yapı değiller. Esas olan parçacıkların yer aldığı uzay-zamandır.

Uzay-zaman nedir?
Bir tür koordinatdır, üçü uzay ve biri de zaman, koordinatlar ise sayılar hakkında konuşabilme yoludur.

O zaman sayı nedir? Sayıların bir yerde bir varlığı var mıdır?

Evet, zihnimizde bir kavram olarak vardır. Ancak herhangi bir kavram gibi değildir. Sayılar herkes için her yerde aynıdır. “3” sayısı benim için ne anlam taşıyorsa senin için de , İngiltere kraliçesi içinde aynı şeyi ifade eder.. Yani bu düşünce çizgisine göre, gerçekte var olan ve diğer herşeyin temelini oluşturan şey matematiktir.

Fakat bu da garip Eğer matematik her şeyin temeliyse o zaman gerçekten karmaşık olan bir şeyi, örneğin bilinci nasıl açıklarsın?

Bilinci, insan beyninin oluşturduğu bir şey olarak başlayalım.

Beyni anlamak için hücrelere, nöronlara bakman gerekir. Hücreler biyoloji kurallarına göre hareket ederler. Biyoloji ise karmaşık kimyadır. Kimya ise karmaşık fizik tir. Fizik ise sonuç olarak matematiktir. Fakat biraz önce dedik ki, matematik zihnimizde olan fikirler dizisidir.

Bu demek oluyor ki bir şekilde başladığımız yere geri döndük. Bilinci açıklamak için bilince dayanmak zorundayız. Bu çılgınca gelebilir, ama en çılgın kısmı bu değil. Öyle görünüyorki, biz matematiği boş bir dizi kavramından oluşturuyoruz.

Daha iyi bilindiği şekliyle “Hiç”ten.

Demek oluyor ki, matematik evrenin en temel gerçekliği ise, o zaman gerçeklik “Hiç”e dayanmaktadır. Yani “Hiç” dediğimiz gerçek olandır.

çeviri: Beyza Zapsu
düzenleme: Hakan Cakmak
www.okyanusum.com

Check Also

Geri Dönüşü Olmayan İnsan Ruhunun Ölümsüz Yolculuğu