Aylık Arşiv: Ağustos 2010

Dedikodu

Bilge, karşısında duran iki adamı ilgiyle süzerek, “Sorun nedir?” diye sormuş. Adamlardan biri diğerine işaret ederek,”O, yaptığı dedikodularla sadece benim şöhretimi mahvetmekle kalmadı, bu köydeki pek çok insanın da canını yaktı!” demiş. Öteki hemen atılmış: “Üzgünüm… Böyle olsun istememiştim. Tüm söylediklerimi geri alıyorum.”  “Yaa… bunun gerçekten her şeyi düzelteceğini mi sanıyorsun?” diye söze katılmış bilge, “Yarın köy meydanına kuş tüyü yastığınla ...

Devamını Oku »

İnsan-ı Kamil – 52. Bölüm (Kalb)

. İnsan-ı Kamil                                 Abdûlkerîm Ceylî Bu eserden beklenen odur ki;  Salik için , en yüce refikîne ileten ola.. Ama, ince, düşünceli, nazik, kibar arkadaş gibi.. 52. BÖLÜM K A L B Burası İsrafil’in a.s. makamıdır. Amma şan, kerem sahibi Resulullah S.A. efendimizden.. Bu KALB, arşıdır mekân sahibi Allah’ın; Her mamur hüviyetidir insanda anın.. Onda zuhuru Hakkın, onda özü için; Gerçekte orada ...

Devamını Oku »

İnsan-ı Kamil – 51 / 2. Bölüm (Ruh Adlı Melek)

İnsan-ı Kamil                                 Abdûlkerîm Ceylî Bu eserden beklenen odur ki;  Salik için , en yüce refikîne ileten ola.. Ama, ince, düşünceli, nazik, kibar arkadaş gibi.. 51 – 2. BÖLÜM RUH  ADLI  MELEK E v e t.. Beyan gemisi, bizi açıklama denizinde dalgalandırmaya başladı.. Nerede ise, bizi sahile vuracaktı.. Hemen hakikatler denizine dönelim.. Özellikle bahsimiz olan: –  RUH  ADLI  MELEK.. Bahsini açalım.. ...

Devamını Oku »

İnsan-ı Kamil – 51/1. Bölüm (Ruh Adlı Melek)

İnsan-ı Kamil                                 Abdûlkerîm Ceylî Bu eserden beklenen odur ki;  Salik için , en yüce refikîne ileten ola.. Ama, ince, düşünceli, nazik, kibar arkadaş gibi..   51 – 1. BÖLÜM RUH  ADLI  MELEK Bilesin.. Bu, o MELEK’tir ki; sofiye dilinde ona: –  Hakkın onunla mahluk göründüğü ve Hakikat-ı Muhammediye.. Adı verilmiştir.. Allah-ü Taâlâ’nın bu MELEK’e olan nazarı, kendi nefisine nazarı gibidir.. Onu, kendi nurundan yarattı; âlemi de ...

Devamını Oku »

Hakikat

Çok katmalı bir diğerinin içine geçmiş, içiçe yuvalanmış bir dünyada yaşıyoruz. Her bir farklı özelliklere sahip yüzyirmibeş tane iç içe geçmiş kutuların içinde yaşadığınızı hayal edin. Şu anda en düşük olanında yaşıyoruz. Kendimizi en düşük kutunun içinde bulduğumuzda, ondan daha yüksekteki kutuya geçme ihtiyacını duyarız ve yükseğine ve daha da yükseğine geçme arzusu… Ta ki mümkün olan en üst duruma ...

Devamını Oku »

İnsan-ı Kamil – 50. Bölüm (Ruh’ül – Kudüs)

İnsan-ı Kamil                                 Abdûlkerîm Ceylî Bu eserden beklenen odur ki;  Salik için , en yüce refikîne ileten ola.. Ama, ince, düşünceli, nazik, kibar arkadaş gibi.. 50. BÖLÜM RUH’ÜL  –  KUDÜS Bilesin ki.. RUH’ÜL – KUDÜS: Ruhların da ruhudur.. Ve.. o: –  “KÜN  (OL)..”   ( 6/73 ) Emri şumulünün altına girmekten yana münezzehtir.. Sonra onun için: –  M a h l u k t ...

Devamını Oku »

Dansın Nörobilimi

Yazanlar: Steven Brown ve Lawrence M.Parsons (Scientific American Dergisi, Temmuz 2008 Sayısı, Sayfalar 78-83) Çeviren: Esin Tezer Ritim için olan kapasitemiz öylesine doğaldır ki; pek çoğumuz onu sorgusuz sualsiz kabul ederiz. Müziği duyduğumuzda çoğu kez hareket ettiğimizin bile farkında olmadan ritime göre ayaklarımızı hafifçe tıklatırız veya sallanırız ve salınırız. Oysaki bu içgüdü; tüm niyetler ve amaçlar için insanlar arasındaki evrimsel bir orijinalliktir.Ne ...

Devamını Oku »

Kendini Bilen Evren

‘’ Gerçekte, Evrende mevcut bulunan her şey, aynı özden meydana geldiği için, ister yaratan güç denilsin, ister günümüz deyişiyle “SALT BİLİNÇ” diyelim, bu Evrensel kudret ve ilim; hologramik bir biçimde, evrenin her katmanındaki her birimin her noktasında aynı şekilde mevcuttur!. Evrene, aynı özden meydana gelmiş değişik terkiplerdeki sayısız türün algılama araçlarından bakışı bir yana koyup da; tüm algılama araçlarının kapasitesine sahip tek ...

Devamını Oku »

İnsan-ı Kamil – 48. Bölüm (Levh-ü Mahfuz)

İnsan-ı Kamil                                 Abdûlkerîm Ceylî                 Bu eserden beklenen odur ki;  Salik için , en yüce refikîne ileten ola.. Ama, ince, düşünceli, nazik, kibar arkadaş gibi.. 48. BÖLÜM L E V H – Ü   M A H F U Z  Bir nefs ki bizzat âlemin ilmi ile doludur; Ey âdemoğlu, o bizim LEVH-Ü  MAHFUZUMUZ’dur.. Varlığın suretleri dahi hep birden işlenmiş; Onun ...

Devamını Oku »

İnsan-ı Kamil – 49. Bölüm (Sidre-i Münteha)

İnsan-ı Kamil                                 Abdûlkerîm Ceylî               Bu eserden beklenen odur ki;  Salik için , en yüce refikîne ileten ola.. Ama, ince, düşünceli, nazik, kibar arkadaş gibi.. 49. BÖLÜM                                                                   S İ D R E İ  –  M Ü N T E H A SİDREİ – MÜNTEHA: O mekânın nihayetidir ki, mahluk, Allah’a vuslat yolculuğunda seyrini orada keser.. Orada kalır.. Ondan sonrası, tek ...

Devamını Oku »

Kendini Düşünme

Bir gün sormuşlar ermişlerden birine. “Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?” “Bakın göstereyim” demiş ermiş. Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da derviş kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar. Ermiş “Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz” diye bir de şart ...

Devamını Oku »

Cüneyd-i Bağdadi (r.a)

Cüneyd Bağdadi Her fırka tarafından sevilirdi. İmam olduğu hususunda herkes ittifak etmişti. Tarikattaki sözleri hüccetti, herkesce övülmüştü. Hiç bir kimse, zahir ve batın itibariyle sünnete aykırı bir hal ve hareketini tesbit edememiş ve körler hariç kendisine itiraz edebilen çıkmamıştır. Tasavvuf ehli tarafından örnek alınmıştır. Küçüklüğünden itibaren derd-zede, heveskar, edebli, firasetli, düşünceli ve acaib bir şekilde keskin anlayışlı idi. Bir gün ...

Devamını Oku »

İnsan-ı Kamil – 47. Bölüm (Kalem-i Âlâ)

İnsan-ı Kamil                                 Abdûlkerîm Ceylî Bu eserden beklenen odur ki;  Salik için , en yüce refikîne ileten ola.. Ama, ince, düşünceli, nazik, kibar arkadaş gibi..   47. BÖLÜM K A L E M – İ   Â L Â Bilesin ki.. KALEM-İ ÂLÂ: Hakka ait zuhur yerlerinde, Hakkın tayyünlerine bir evveldir.. Ama, temyiz üzere.. –  Temyiz üzere.. Demem odur ki: Halkın, ilâhî ...

Devamını Oku »