Amigdalada Korku ve Keyif

amgdala Bu şekil, beyindeki amigdalanın sadece “korku merkezi” olmadığını göstermek amacıyla yapılan bir araştırmada, başın üstten çekilmiş fotoğrafını gösteriyor. Daha önce, amigdalanın tek bir yapı olmadığını ve tek işlevinin korku ile ilgili olmadığı belirtilmişti.

2007 yılında, bir grup Fransız araştırmacı, amigdalanın  direk olarak uyarılması sonucu duygusal tepkiler verildiğini, fakat bunun beynin hangi yarım küresinin uyarıldığına bağlı olarak farklılık gösterdiğini söylediler. Sağ yarım küredeki amigdalanın uyarılması  özellikle korku ve üzüntü gibi kaçınılan tepkilere neden olurken; bunun aksine sol yarım küre uyarıldığında ise ya olumlu (mutluluk) ya da olumsuz (korku, endişe, mutsuzluk) duygular açığa çıkmıştır.

İşte çalışmanın özeti:

İnsanlar üzerinde yapılan çok az çalışma, hem psikolojik hem de duygusal tepkiler bakımından, amigdalanın  elektriksel olarak direk uyarılması sonucu elde edilen sonuçları  değerlendirmiştir. Ameliyat öncesi değerlendirme ortamında, beyin içi elektrodlarla muayene edilen, ilaca dirençli kısmi epilepsi hastalarını test ettik. Duyguların sözel olarak ifade edilmesi sırasında, sağ ve sol amigdala üzerinde oluşan doğrudan elektrik uyarımlarının etkilerini (Izard Ölçümü) ve duyguların psiko fizyolojik göstergelerini değerlendirdik. Bunu da cilt iletkenlik tepkimelerini (SCRs) kaydederek ve elektromiyografik corrugator supercilii (kaşın hemen arkasında, frontalin altında küçük piramit şeklinde bir kas) tepkilerini (EMGc) ölçerek yaptık. Izard ölçümleri sonuçlarına göre, sağ amigdalaya yapılan elektriksel uyarılar, negatif duygular ortaya çıkardı; özellikle korku ve mutsuzluk. Ama bunun aksine sol yarım küre uyarılması, olumlu(mutluluk) ya da olumsuz-istenmeyen (korku, endişe, mutsuzluk) duygular açığa çıkarmıştır. Elektriksel uyaranların yarattığı istenmeyen durumlar EMG aktivitesinde artışa neden oldu. Ayrıca, elektriksel uyaranların sonrasında duygusal değişiklikler görüldüğünde, pozitif yüklü duyguların SCR büyüklüğü,  negatif olanlardan daha fazlaydı. Bu bulgular, insan amigdalasının duygusal deneyimlerden sorumlu olduğunu gösteren ve amigdalanın valans ve uyarılma süreçlerinin fonksiyonel asimetri hipotezini de güçlendiren çok canlı kanıtlar sundu.

Bu araştırma hakkında söylenebilecek daha çok şey var. Öncelikle, araştırmacıların inceleme yöntemlerinden kaynaklanan sistematik bir sapma sözkonusu olabilir. 1 saniyede yüksek frekans(50 Hz)  uyarıcı kullanarak, amigdalanın karakteristik  bir tepkisine neden olmuş olabilirler.

Bu durum genelde hızlı “aç-kapa” tepkileri olarak görülür. Bu yüzden de aslında 1 saniyelik titreşim dalgaları amigdala için çok uzun bir süredir. Dolayısıyla  farklı sonuçlar elde etmek için 20 milisaniyelik bir titreşim öne sürülebilir. Ayrıca araştırmacılar GSR sonuçlarında daha fazla pozitif duyguya rastladılar.

Bazıları sol yarımküre amigdalasının pozitif duygular sırasında etkin olmasından, bu duyguların bilinçli duygular olduğu sonucunu çıkarabilirler. Çünkü amigdala genellikle bilinç dışı duygusal tepkilerin kaynağı olarak görülür. (özellikle de istenmeyen duygusal tepkilerin)

Her zaman olduğu gibi yeni bulgular ilginç sorulara, fikirlere ve hipotezlere yol açmaktadır. Bu yüzden de bilim bu kadar eğlencelidir. Fakat amigdalanın duygusal tepkilerdeki rolü hakkındaki görüşümüzün nasıl da değiştiğini farketmemiz oldukça önemlidir.

Artık LeDouxian tarzı, beyindeki tek duygunun korku olduğu yolundaki paradigmatik  yaklaşımdan ziyade, pozitif duygulara (ve umuyoruz ki daha karmaşık duygulara da) da daha dengeli bir bakış açısıyla yaklaşmaya doğru ilerliyoruz.

Bu gelişim sayesinde görüyoruz ki, yeni bulgular neofrenolojinin(kafatası bilimi) eski fikirlerini paramparça ediyor; tek yapıları daha da küçük parçalara bölüp,  çok daha büyük bir yapının ayrılma ve birleşme yapıları olduğunu farketmemizi kolaylaştırıyor. Gözünüzü dört açın, daha fazlası da yolda, geliyor.

Çeviren : Sıdıka Özemre
Kaynak : http://brainethics.wordpress.com/2009/07/17/fear-and-pleasure-in-the-amygdala/

İlgili;

Ne var ki, onların arasındaki nefsine zulmedenler, kendilerine söylenen
sözü başka bir sözle değiştirdiler. Bunun sonucu olarak biz de semâdan
(beyindeki amigdala özelliklerinden) ricz (vehim, azaba sebep olacak fikirler)inzâl ettik.
(Bakara/59)


(Allâh`tır) ki, Güneş`i yaşam ışığı(enerjisi) olarak meydana getirdi; Ay`ı nûr (insanda duygusal boyutu düzenleyici kıldı, çekim gücünün etkisiyle hormonal yapı ve amigdala üzerindeki etkileri), senelerin adedini ve hesabı bilesiniz diye Ay`ı menziller sahibi olarak takdir etti… Allâh bunları Hak olarak (Esmâ`sındaki özelliklerle)yaratmıştır. Düşünebilenler için işaretlerini böyle detaylı açıklıyor.
(Yunus/5)



Onu şeytan-ı racîm`den 
(amigdalanın oluşturduğu birimsellik – kaybetme korkularından) biz koruduk.
(
Hicr/17)


Şeytanın ilkası olan ( amigdala etkisindeki oluşmuş benlik – bilinç
veri tabanından gelen) fikir, sağlıklı düşünemeyen ve şuurları örtülmüş(melekî kuvveleri – kudsî hakikati örtülmüş; bedenî zevkler, nefsanî şehvetlere düşkün) olan kimseler için, sınav objesi oluşturması içindir… Muhakkak ki zâlimler dönüşü
olmayan yoldadırlar!
(Hac/53)

Check Also

Sinir Sistemi Nesiller Boyunca Bilgiyi Aktarabiliyor

Hemen hemen tüm ekolojik ortamlarda bulunan nematotlar(iplik kurdu), üzerinde en çok çalışma yapılan organizma modellerindendir. ...