Etiket Arşivi: kıssadan hisse

Avcı ile Kuş

Avcı yakalayacağı avın iştiyakı ile özendikçe özendi, kurmakta olduğu tuzağa. Taneleri serpti olmaları gereken yerlere, kendi pusuya yattı. Her tarafını otlarla kapladı, fark edilemez duruma geldiğine kanaat getirinceye kadar.. Durumun farkında olmayan  bir kuşcağız geldi. Adamın etrafında dolaştı durdu. – Sen kimsin? Dedi. Böyle yeşiller giymiş, vahşi hayvanların içerisinde oturuyorsun?. – Bir zahidim ben, dedi adam… Dünyadan elimi, eteğimi çektim, burada ...

Devamını Oku »

Azrail’in Güzelliği !.

Onk. Dr. Halûk Nurbaki’den gerçek bir hatıra.. Ben, 40 yıllık bir kanser uzmanı olarak maddeyi asan sayısız olayla karşılaştım ve bunları, o olaya şahit olanlarla birlikte belgeleyerek özel bir arşiv yaptim. Bunlardan 1976 yılında yaşanmış bir olayı size nakletmek istiyorum. Kanser hastanesinde başhekimken Serap adında genç bir hanım hastam vardı. Bu hastam göğüs kanserine yakalanmış ve tedavi için yurt dışına gitmek istemesine ...

Devamını Oku »

Kıymet Bilmek

Yaşlı bir marangozun emeklilik zamanı gelmişti. İşveren müteahhidine, çalıştığı konut yapım işimden ayrılmak ve eşi, büyüyen ailesi ile birlikte daha özgür bir yaşam sürmek tasarısından söz etti. Çekle aldığı ücretini elbette özleyecekti. Emekli olmak ihtiyacındaydı ne var ki. Müteahhit iyi işçisinin ayrılmasına üzüldü. Ve ondan, kendine bir iyilik olarak, son bir ev daha yapmasını rica etti. Marangoz kabul etti ve ...

Devamını Oku »

Beni Tavaf et

Hac vakti yaklaşmış , Şeyh Bayezid Mekke’ye doğru koşa koşa yollara düşmüştü. Yolunun üzerinde ki şehirlerde basiret sahibi , gönlü açık erler arıyordu. Çünki biliyordu ki ; buğday ekerse saman da elde eder. Lâkin saman ekerse  buğdaya sahip olamaz. Hacca gider, Kâbe’yi ziyaret ederse Mekke’yi de görürdü. Miraçtan maksat dostu görmekti.  Bu arada arş da görünürdü, meleklerde. Yeni bir mürit ...

Devamını Oku »

Kızılderili Reis

Yaşlı Kızılderili Reis kulübesinin önünde torunuyla oturmuş, az ötede birbiriyle boğuşup duran iki köpeği izliyorlardı. Köpeklerden biri beyaz, biri siyahtı ve oniki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önünde boğuşup duruyorlardı. Dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu, yanından ayırmadığı iki iri köpekti bunlar. Çocuk, kulübeyi korumak için biri yeterli gözükürken niye ötekinin de olduğunu, hem niye renklerinin illa ...

Devamını Oku »

Köle

Bir padişah acemi bir köle ile gemiye binmişti. Köle hiç deniz görmemiş, geminin mihnetini tatmamıştı. Ağlamaya, inlemeye başladı. Tir tir titriyordu. Avutmak için çok uğraştılar, ama bir türlü sakinleşmedi. Padişahın keyfi kaçtı. Herkes aciz bir vaziyetteyken gemide bulunan yaşlı bir adam padişahın huzuruna çıktı, ‘Müsaade buyurursanız ben onu sustururum‘ dedi. Padişah da ‘Lütfetmiş olursunuz‘ dedi. Yaşlı adam emretti, köleyi denize ...

Devamını Oku »

Ok Yay ve Hedef !

Bir japon ok ustası öğrencisine ; ‘sonuna kadar gerilmiş bir yay, tüm evreni içine almış demektir. işte bunun için yayı doğru biçimde germeyi öğrenmek çok önemlidir’ der.. Zen okçuları ise, yayı doğru gerebilmek için vücudun gergin olmamasını,aksine, bir bebeğin parmağı tutması gibi kuvvetli fakat yumuşak ve amaçsız olmayı öğütler… Çünkü; Doğru yolda amaç güdülmez… Hedefi vuracağım diye ne kadar çabalarsanız o kadar başarısızlıkla ...

Devamını Oku »

Darı !

Adamın biri kendini darı zanneder, nerede tavuk görse köşe bucak kaçarmış. Akıl hastanesine yatırmışlar. Uzun süre tedavi görmüş, sonunda Hekimi, iyileştiğine kanaat getirmiş, yanına çağırmış: “İyisin değil mi evladım, artık darı değil koca bir adam olduğunu anladın! Kendini darı zannetmek gibi bir sorunun yok sanıyorum artık!” “Evet, iyiyim,” demiş adam, “darı olmadığımı iyi öğrendim!” Ve taburcu edilmiş. Hekimiyle vedalaşmış, hastaneden ...

Devamını Oku »

Eşek

Bir gün, bir çiftçinin eşeği kuyuya düşer. Adam ne yapacağını düşünürken, hayvan saatlerce anırır. En sonunda çiftçi, hayvanın yaşlı olduğunu ve kuyunun da zaten kapanması gerektiğini düşünür ve eşeği çıkartmaya değmeyeceğine karar verir. Bütün komşularını yardıma cağırır. Herbiri birer kürek alarak kuyuya toprak atmaya başlarlar. Eşek ne olduğunu fark edince, önce daha beter bağırmaya başlar. Sonra, herkesin şaşkınlığına, sesini keser. ...

Devamını Oku »

Fil

O meşhur körler gibi… Görür, gördüğünü bilir, ve bildiğini değerlendirirlerden biri istemiş ki “körler“de “fili” tanısın!… Almış birkaç tane körü yanına, götürmüş filin önüne… –İşte, demiş, fil önünüzde!… Yıllardır aradığınız, ermek, tanımak istediğiniz fil bu!.. Tanıyın bakalım!… Arzunuza nâil olun… Ama neylesin körler!… Allah, basiretlerini almış ellerinden!… Göz yok, görüş kayıp!.. Fili tanımak için tek bir yolları var, elleriyle bir ...

Devamını Oku »

Garib Çoban

Mevlâna Celâleddin’den rivâyet edilir ki; Musa Aleyhisselâm bir gün bir yerden bir yere giderken, ilerde bir ağaç altından gelen konuşma sesi duymuş… Merakla o yöne yürümüş… Bakmış ki bir garip çoban ağacın altında oturmuş, kendi kendine konuşuyor… Merak etmiş, acaba ne konuşuyor, diye; ve sessizce yaklaşıp dinlemeye başlamış… Şöyle diyormuş garip çoban: -Ey benim güzel Allah’ım!… Ne olurdu şimdi yanımda olsaydın!… Seni sevseydim!… Seni ...

Devamını Oku »

Yankı

Bir adam, oğlu ile ormanda yürüyüş yapıyor. Birden çocuk takılıp düşüyor ve canı yanıp “Ahhhh” diye bağırıyor. İlerideki dağın tepesinden “Ahhhh” diye bir ses geri geliyor. Çocuk şaşırıyor. Merak ediyor ve “Sen kimsin” diye bağırıyor. “Sen kimsin” diye cevap geliyor dağdan..Çocuk kızıyor. “Sen bir korkaksın” diye bağırıyor. Dağdan gelen ses “Sen bir korkaksın” diye cevap veriyor. Çocuk babasına dönüp “Ne ...

Devamını Oku »

Kör Kuyu

Günlerden bir gün, köyün birinde, bir adamın eşeği, kuyuya düşmüş. Kuyu kör bir kuyu, ağzı tahtayla kapatılmış, üzerine de toprak dökülmüştü. Zamanla tahta çürümüş, zayıflamış ve toprakta biten otları yemek isteyen eşeğin ağırlığını çekememiş. Hayvancık saatlerce acı içinde kıvranıp, bağırmış kendi dilinde. Eşeğin sesini duyan sahibi gelip bakmış ki vaziyet kötü. Zavallı eşek kuyunun dibinde melul mahzun bakınıyor. Üstelik yaralanmış. ...

Devamını Oku »

Göl Olmak

Yaşlı usta, çırağının sürekli herşeyden şikayet etmesinden bıkmıştı. Bir gün çırağını tuz almaya gönderdi. Yaşamındaki herşeyden mutsuz olan çırak döndüğünde, yaşlı usta ona, bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesini söyledi. Çırak, yaşlı adamın söylediğini yaptı ama içer içmez ağzındakileri tükürmeye başladı. – “Tadı nasıl?” diye soran yaşlı adama : – “Acı” diye cevap verdi. Usta çırağını kolundan tuttu ...

Devamını Oku »

Görebilmek

Adamın biri ilk defa gittiği küçük bir kasabada duran bir arabanın yanına sokulmuş ve arka koltukta tek başına oturan çocuğa; – Buranın yabancısıyım, demiş. Parkın hemen yanı başındaki fırını arıyorum, çok yakın olduğunu söylediler.. Çocuk arabanın penceresini açtıktan sonra; Ben de buraya ilk defa geliyorum, demiş. Ama sağ tarafa gitmeniz gerekiyor herhalde.. Adam çocuğun yabancı olmasına rağmen bunu nasıl anladığını sormuş ister istemez. ...

Devamını Oku »