Etiket Arşivi: hikaye

Sucu

Hindistan’da bir sucu, boynuna astığı bir sopanın uçlarına taktığı iki büyük kovayla su taşırmış. Kovalardan biri çatlakmış. Sağlam olan kova her seferinde ırmaktan patronun evine ulaşan uzun yolu dolu olarak tamamlarken, çatlak kova içine konan suyun sadece yarısını eve ulaştırabilirmiş. Bu durum iki yıl boyunca her gün böyle devam etmiş. Sucu her seferinde patronun evine sadece 1.5 kova su götürebilirmiş. ...

Devamını Oku »

Tablo

Bir gün Avrupa’nın ünlü sanat merkezi kentlerinden birinde gezen çocuğun biri bir vitrinde çok hoş bir tablo görür. Tablo belli ki oldukça pahalıdır. Çocuk bu tabloyu bir sonraki sene abisinin doğum gününe almayı ister ve bir iş bulup kıt kanaat geçinerek biriktirdiği tüm para ile o mağazaya gider. Şanslıdır tablo hala satılmamıştır .İçeri girer ve tabloyu bir süre yakından izledikten ...

Devamını Oku »

Ya Varsa!

Hz Ali’ye (ra), birisi geldi Adam, ölümü, tekrar dirilmeyi, ahirette hesabı, cenneti ve cehennemi inkar ediyordu Hz Ali’ye: – Ya Ali, siz müslümanlar ölüme ve ölüm ötesine inanıyorsunuz; biz ise inanmıyoruz Siz cehennemden kurtulmak, cennete girmek için bir sürü ibadet ediyor, mal harcıyor, zahmete giriyorsunuz Bu zahmet değer mi? Hem ölümden sonra tekrar dirilmenin olacağı ne malum? diye sordu. Hz Ali ...

Devamını Oku »

Tanrı Misafiri

İbrahim Nebi, biliyorsunuz keremiyle, zehasıyla ünlü bir zât!. Sofrasında kimse olmadan boğazından bir lokma geçmezmiş. Bir akşam yine sofrasını kurmuş. Gelen olmamış, yalnız kalmış. Rabbine yakarmış… ”Yarabbi! Yine sofram boş kaldı! Ne olur bir misafir yolla soframa…” İbahim’in duasını kabul etmiş Cenâb-ı Hak… Derken biraz sonra birisi seslenmiş dışardan.. “Kimse var mı burda?” Hemen fırlamış yerinden İbrahim, kapıyı açmış. “Hoşgeldin”, ...

Devamını Oku »

Affetmenin Hafifliği

Vakti zamanında cahil biri bir üstadın kapısını calmış ve ona ; – Efendim, bana kitabı anlatır mısın! demiş. – Kitabı mı? demiş üstadı,  ben ömrümü kitabı okumaya adadım ona rağmen hala bildiklerim ancak bir hiçken sana nasıl olur da tüm kanunları ve bunlarin aralarındaki anlamları anlatabilirim ki? Ancak cahil adam ikna olmamış, onun israrını gören üstad onu denemek istemiş ; – O zaman şimdi beni iyice dinle. düşün ki bir eve bacadan iki kişi girdi, birinin yuzu kapkara, digerinin ise tertemiz. bunların hangisi yüzünü yıkar?” – Bundan kolay ne var  demiş adam ; – tabi ki kirli ...

Devamını Oku »

Aşk’ın Ateşî

Eskici babanın ebedi istirahatgâhı Bursa’da Tezveren Hz. giderken dar sokakların hemen kenarındaki yol üzerinde bulunmaktadır Sokakta bir adam , başını iki eli arasına almış, ağlıyordu. Binek taşının üzerine oturmuştu! Hava iyice ayazlamıştı, neredeyse sabah ezanları okunacaktı. Ağlayan adam, birden dizi dibinde bir kimsenin belidiğini gördü. Gelen çok sessiz gelmişti. Onun zuhur anında , ağlayan , içinde en ufak bir kederi, ...

Devamını Oku »

Avcı ile Kuş

Avcı yakalayacağı avın iştiyakı ile özendikçe özendi, kurmakta olduğu tuzağa. Taneleri serpti olmaları gereken yerlere, kendi pusuya yattı. Her tarafını otlarla kapladı, fark edilemez duruma geldiğine kanaat getirinceye kadar.. Durumun farkında olmayan  bir kuşcağız geldi. Adamın etrafında dolaştı durdu. – Sen kimsin? Dedi. Böyle yeşiller giymiş, vahşi hayvanların içerisinde oturuyorsun?. – Bir zahidim ben, dedi adam… Dünyadan elimi, eteğimi çektim, burada ...

Devamını Oku »

Azrail’in Güzelliği !.

Onk. Dr. Halûk Nurbaki’den gerçek bir hatıra.. Ben, 40 yıllık bir kanser uzmanı olarak maddeyi asan sayısız olayla karşılaştım ve bunları, o olaya şahit olanlarla birlikte belgeleyerek özel bir arşiv yaptim. Bunlardan 1976 yılında yaşanmış bir olayı size nakletmek istiyorum. Kanser hastanesinde başhekimken Serap adında genç bir hanım hastam vardı. Bu hastam göğüs kanserine yakalanmış ve tedavi için yurt dışına gitmek istemesine ...

Devamını Oku »

Kıymet Bilmek

Yaşlı bir marangozun emeklilik zamanı gelmişti. İşveren müteahhidine, çalıştığı konut yapım işimden ayrılmak ve eşi, büyüyen ailesi ile birlikte daha özgür bir yaşam sürmek tasarısından söz etti. Çekle aldığı ücretini elbette özleyecekti. Emekli olmak ihtiyacındaydı ne var ki. Müteahhit iyi işçisinin ayrılmasına üzüldü. Ve ondan, kendine bir iyilik olarak, son bir ev daha yapmasını rica etti. Marangoz kabul etti ve ...

Devamını Oku »

Beni Tavaf et

Hac vakti yaklaşmış , Şeyh Bayezid Mekke’ye doğru koşa koşa yollara düşmüştü. Yolunun üzerinde ki şehirlerde basiret sahibi , gönlü açık erler arıyordu. Çünki biliyordu ki ; buğday ekerse saman da elde eder. Lâkin saman ekerse  buğdaya sahip olamaz. Hacca gider, Kâbe’yi ziyaret ederse Mekke’yi de görürdü. Miraçtan maksat dostu görmekti.  Bu arada arş da görünürdü, meleklerde. Yeni bir mürit ...

Devamını Oku »

Kızılderili Reis

Yaşlı Kızılderili Reis kulübesinin önünde torunuyla oturmuş, az ötede birbiriyle boğuşup duran iki köpeği izliyorlardı. Köpeklerden biri beyaz, biri siyahtı ve oniki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önünde boğuşup duruyorlardı. Dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu, yanından ayırmadığı iki iri köpekti bunlar. Çocuk, kulübeyi korumak için biri yeterli gözükürken niye ötekinin de olduğunu, hem niye renklerinin illa ...

Devamını Oku »

Köle

Bir padişah acemi bir köle ile gemiye binmişti. Köle hiç deniz görmemiş, geminin mihnetini tatmamıştı. Ağlamaya, inlemeye başladı. Tir tir titriyordu. Avutmak için çok uğraştılar, ama bir türlü sakinleşmedi. Padişahın keyfi kaçtı. Herkes aciz bir vaziyetteyken gemide bulunan yaşlı bir adam padişahın huzuruna çıktı, ‘Müsaade buyurursanız ben onu sustururum‘ dedi. Padişah da ‘Lütfetmiş olursunuz‘ dedi. Yaşlı adam emretti, köleyi denize ...

Devamını Oku »

Ok Yay ve Hedef !

Bir japon ok ustası öğrencisine ; ‘sonuna kadar gerilmiş bir yay, tüm evreni içine almış demektir. işte bunun için yayı doğru biçimde germeyi öğrenmek çok önemlidir’ der.. Zen okçuları ise, yayı doğru gerebilmek için vücudun gergin olmamasını,aksine, bir bebeğin parmağı tutması gibi kuvvetli fakat yumuşak ve amaçsız olmayı öğütler… Çünkü; Doğru yolda amaç güdülmez… Hedefi vuracağım diye ne kadar çabalarsanız o kadar başarısızlıkla ...

Devamını Oku »

Darı !

Adamın biri kendini darı zanneder, nerede tavuk görse köşe bucak kaçarmış. Akıl hastanesine yatırmışlar. Uzun süre tedavi görmüş, sonunda Hekimi, iyileştiğine kanaat getirmiş, yanına çağırmış: “İyisin değil mi evladım, artık darı değil koca bir adam olduğunu anladın! Kendini darı zannetmek gibi bir sorunun yok sanıyorum artık!” “Evet, iyiyim,” demiş adam, “darı olmadığımı iyi öğrendim!” Ve taburcu edilmiş. Hekimiyle vedalaşmış, hastaneden ...

Devamını Oku »