Sağlıklı Beslenmede “Oruç” Bir Anahtar mı?

Bu kadar bolluk ve bereket içinde yaşadığımız bir çağda, sihirli bir değnek gibi bizleri mükemmel sağlık, kilo kaybı ve içsel aydınlamaya ulaştıracağının sözünü veren sayısız çılgın, modası geçicek diyetler sunan bir zihniyet-bir endüstri  mevcut…

Şimdilerde Amazon’da diyet ve beslenme konusunda en çok satışı olan kitaplar, “Toplam, bütünsel sağlık ve gıda özgürlüğü” sözü verirken, sağlıklı gıdalardaki gizli tehlikelere karşı uyarmakta, “hızlı metabolizmaya sahip olma” ve kanserle savaşmanıza yardımcı olacak“ devrimci bir diyet” garantisi vermekte. Bu olmayacak bir iş. İnsanlık tarihin çoğunu göz önüne aldığımızda, bu taahütlerin gerçekleşmesi, çok nadir ve çok zor gözüken bir durum.

Tüm bu söylenenler ve yazılanlar atalarımızın diyeti değil. Atalarımızın diyetine dönersek eğer orada yer alan çok önemli bir beslenme önerisi mevcut: ORUÇ. Bu konuyla ilgili karşılaştığım en derin araştırmaların birinde, aralıklı orucun (intermittent fasting), pek çok açıdan metabolik ve bağışıklık fonksiyonuna yardım ettiği gözükmekte.

Eğer bunun satış konuşması olduğunu düşünmezseniz, sanırım ben sihirli değneğin ne olduğun buldum!.. Gelin bu araştırmaya bri göz atalım.. İllinois Üniversitesi Beslenme Profesörü Krista Varady, yaşam ve sağlık için aralıklı oruç (intermittent fasting)—bir normal beslenme, ertesi gün oruç tutma— konusunda araştırma yapar.

Varady, her on yılda bir, beslenme konusundaki modanın değiştiğini ve yeniden düzenlendiğini gözlemlemiş.İnsan psikolojisi genellikle uzun vadeli olarak tasarlanmasından dolayı da oruç tutmanın en önemli faktör olduğunu ilan etmenin biraz iddialı bir durum olduğunu düşünse de Varaday, çalışmanın neticesini gördükten sonra,orucun insanlara gerçekten de yardımcı olabileceğini ve  oruca devam edildiği takdirde, gerçek anlamda metabolizmaya yararları olduğunu dile getirmekte.

Varady’in yazdığı makalenin girişinde,bir erkekten bahsedilemekte. Bu kişi, 382 gün boyunca sadece vitamin takviyesi, maya ve klorsuz sıvılar tüketiyor.Bu yüzden de belki kendisi Solyent (tüm ihtiyacımız olan gıda yerine geliştirilen bir gıda alternatifi) Hareketinin bir kahramanı olabilir.Makalesinde ismi gizli tutulan ve isminin baş harfleri A. B. ile anlatılan bu erkek, neticede 276 pound!! verir. Daha da önemlisi, daha sonraki 5 yıl boyunca sadece 15 pound! almıştır.(Biliyoruz ki; diyetler hakkındaki önemli bir eleştiri verilen kilonun geri alınması) Bu çok uç bir örnek ve Guiness Rekorlar Kitabında yerini almak için de yeterli. A.B’nin yapmış olduğu şey, daha eskilerde zorunluluk olmaksızın yapılan bir yöntem.

M.Ö. yaklaşık 10.000’e kadar, tarımda yaygın bir gelişme söz konusu değildi. Bu tarihten sonraki zamanlarda atalarımız yerleşik düzene geçip, kendileri için nispeten daha tutarlı bir beslenme düzenine geçmiştir. Böylelikle, diyet-beslenme alışkanlığımız dramatik bir şekilde , önemli ölçüde değişir.

Özet: Atalarımız aralıklı oruç (intermittent fasting) tutmaya alışıktılar. Bu onların hoşuna gitmemiş olabilir ama organları buna adapte olmuş, alışmıştı. Tıpkı bizim aşırı şeker ve karbonhidratlı gıdalara alıştığımız, adapte olduğumuz gibi.. ki bunlara olan alışkanlığımız ve bedenimizin bu tarz gıdaya adapte olması, organlarımızın düzgün çalışmasını da engellemekte. Sinirbilimci Mark Mattson,garip gıda ritmlerimizi, tamamen yeniden yapılandırdığımz diğer başka bir döngü ile ilişkilendirir. Elektriğin bulunması ve kullanılması ile birlikte de bizlerin sirkadiyen ritimleri değişir ve bu da ne zaman ve nasıl yiyeceğimizi etkiler. Mattson: “Geceleri karanlık olduğunda insanların tabii ki yapacak çok fazla şeyi olmuyordu… Elektriğin bulunması ile ışık, bizi geç saate kadar ayakta tutmakta ve bizlerin tüketeceği o kadar çok gıda var ki artık, bu yüzden de geceleri de yemeye eğilimli olduk.”

Ben kendim aralıklı orucu (intermittent fasting) çeşitli döngüler içinde yaptım. Yaptığım16:8 ‘lik döngüyü çok zorlayıcı buldum.Sebebi;sabahları ev akşamları fitness ve yoga dersleri verdiğim ve dersten önce de sık sık çalıştığım için. Bu döngüde,16 saat oruç tutup, 8 saat boyunca da günlük yemem gerekenleri yedim… Fareler üzerinde yapılan bir araştırmada da ilginç şekilde, çeşitli oruç döngüleri (16:8, 15:9, 12:12) arasında çok fazla fark da görülmemişti.

Metabolizmanın güçlenmesi ve kilo kaybı yanında bakın bilim, oruç hakkında neler diyor:

  • Karaciğer: İnsülin direnci düşüp, hassasiyet arttığında, karaciğerin glikojen kaynağı kurur. Vücudunuz, enerji olarak ketonları yakmaya başlar- dolayısıyla, ketogenik diyet, enerjisini, yakıtını visseral yağdan tüketir.
  • Bağışıklık sistemi: Oruç,kanser ve bağışıklık sistemi bozukluklarını tedavide kullanılan, T hücrelerini ( lenfositlerin bir alt kümesi, bağışıklık sistemi için önemli rol oynamakta), Hematopoetik (kan yapıcı) kök hücre deposunu yeniler.
  • Kalp: Kan lipid düzeyleri azalır. Tansiyon da düşer. Bazı çalışmalarda kolestrolün de düştüğü gözlemlenmiştir. Aslında kolestrol biliminde son bir kaç yılda çok büyük değişimler mevcut.
  • Beyin: Özellikle farelerde yapılan araştırmalarda gelişmiş hafıza ve öğrenme gözlemlenir. Nöron oluşumu, nöronların büyüme ve gelişimi artar.
  • Kanser: Orucun, göğüs kanseri gelişimini ve melanoma yavaşlattığı görülmüştür.

Çeviren: AylinER
http://bigthink.com/21st-century-spirituality/is-fasting-the-key-to-a-healthy-diet?utm_campaign=Echobox&utm_medium=Social&utm_source=Twitter#link_time=1497283532

Check Also

Geri Dönüşü Olmayan İnsan Ruhunun Ölümsüz Yolculuğu