Paralel Evren Türleri Rehberi

Bir teorinin henüz açıklanamayan yanları mevcutsa, o teoriden sarkan bu saçaklar genellikle paralel bir evrenin örtülü dokusunda gizlice birbirine bağlıymış gibi görünüyor bu günlerde. Bazı araştırmacılar bir teorinin görünmeyen yönlerini gündeme getirmekten çekinirken, bazılarıysa bu gizli düğümleri karşı konulmaz güzellikte bir paket olarak görüyorlar.

Zevkinize göre dilediğinizi seçebileceğiniz çok çeşit “paralel evren” mevcut. “Farklı boyutlar” size hitap etmiyorsa “kırılan zaman”lar işe yarayabilir. Sonsuz sayıda dizilmiş devasa “baloncuk evrenler” size ürkütücü görünüyorsa, o zaman “yavru evren”ler size daha sevimli gelebilir. Bilimsel olarak kabul görmüş paralel olasılıklar haritasında yönümüzü bulduracak bir GPS cihazı veya uygulama henüz mevcut değil, ancak bu rehber size yardımcı olacaktır.

paralel En eski ve temel çalışmadan en yeni ve daha karmaşık çalışmaya doğru açıklamaya başlayalım:

Ya Öyleyse? İşte kendinizi paralel evrene taşımanın en basit yolu: Evrenimizde meydana gelen ne varsa hepsinin daha farklı oluştuğu tüm olasılıkları hayal edin. Mevcut gerçekliğe alternatif olan tüm bu olasılıkların her biri bir paralel evreni temsil ediyor. Matematikçi Gottfried Leibniz’e göre bizler “tüm olası alemlerin en iyisi”nde yaşıyoruz ve tüm diğer olasılıklar ise daha az tercih edilir birer alternatif. Kozmosun neden içinde yaşadığımız gibi olduğunu açıklamak için üç yüz yıl boyunca bu bakış açısı geçerliliğini sürdürdü. Antropik İlke’yi kullanan günümüz fizikçilerine göre evrenimizdeki koşullar azıcık farklı olmuş olsaydı, akıllı yaşamı oluşturması mümkün olamaz, biz de bugün burada onun hakkında konuşabiliyor olamazdık. Örneğin, evrenin oluşumunun ilk aşamalarında gerçekleşen ultra-hızlı genişleme evresi daha uzun sürseydi bugün uzayda gördüğümüz yıldızlar ve galaksiler gibi sabit yapıların hiç biri oluşamazdı. Süper hızlı genişleme onları dağıtıverirdi.

Zamanda yolculuk ile mümkün olan alternatif gerçeklikler: Bilim kurgu yazarları, zamanda yolculuk edenleri de içeren örülmüş girift olaylarla dolu hikayelere bayılırlar. Einstein’in genel görelilik teorisi uzay ve zamanı birbirinden ayırmaz, bunun sonucu olarak geçmişe seyahat mümkün farz edilebilir, ancak böyle bir seyahatin mekanizması bizim bilgimizi hala bir hayli aşıyor. Son yirmi-otuz yılda geçmişe seyahat görüşü saygın fizik dergilerinde yayınlanan önemli makalelerde incelendi. Geçmişe seyahat mümkünse, biri tarihi değiştirirse ne olur? Olay zincirinin farklı geliştiği yeni bir zaman çizgisi yani yeni bir evren mi oluşturur? Bunların yanıtı geçmişe seyahat gerçekleştirilinceye veya mümkün olmadığı ispatlanıncaya dek bilinmeyecek.

Geçmişler toplamı: Fizikçi Richard Feynman’ın fiziğe karşı test edilebilir görüşleri destekleyen pratik ve mantıklı bir yaklaşımı vardı. Ne var ki kuantum alanı teorisine olan yaklaşımı “ölçülen alternatif geçmişler toplamı” diye şaşırtıcı bir gerçeklik kavramını gündeme getirdi. Örneğin Feynman’a göre iki elektron karşılaştığında yön değiştirip dağılırlarsa, baştan sona tüm hareketleri, olabilirliğine göre değerlendirilen tüm diğer olası izleri de hesaba katmak zorundadır. Bu, bir kişinin birden fazlaya bölünerek bir ormanın girişinden çıkışına kadar tüm olası rotalarda da yürüdüğünü kabul ederek, gezintinin sonunda ne kadar yorgun olacağını önceden ölçmek gibi bir şeydir. En kısa (yani olabilirliği en yüksek) rotaya daha fazla değer verilir ancak yine de tüm diğer rotalar hesaba katılır.

Kuantum mekaniğinin çoklu dünyalar değerlendirmesi: Feynman, tarif ettiği hayalet alternatif geçmişlerin mevcut paralel evrenleri temsil ettiğini öne sürmemişti, ancak Feynman’ın danışman hocası John Wheeler’ın bir başka yeni mezun öğrencisi Hugh Everett III bunların paralel evrenler olduklarını öne sürdü. Everett kuantum mekaniğinin kökten yepyeni bir değerlendirmesini ortaya attı. Buna göre parçacıklar etkileşime girdiğinde gerçeklikte kırılmalar oluyor ve her biri olası farklı bir sonucu temsil eden paralel akışlar meydana geliyordu. Araştırmacılar böylesi bir kuantum deneyinin sonuçlarını gözlemleseler her biri yalnızca kendini tek kabul eden çoklu kişilere bölünürlerdi. Örneğin, Eve adındaki bir fizikçinin, bir elektronun olası üç farklı sonucu olan pozisyonunu ölçmek istediğini farz edelim. Eve, ölçümü yaptığı sırada, her biri farklı bir sonucu kaydeden üç farklı kişiye dönüşürdü. Eve’in her bir versiyonu da, kopyalarından bihaber, yalnızca kendisinin var olduğuna emin olurdu.

Evrendeki kopya bölgeler: Sonsuz küçüklüklerden akıl almaz büyüklüklere dönelim. Evren, bir çok kozmoloğun tahmin ettiği gibi sonsuz ise, yeteri kadar uzağa seyahat edebilirseniz nihayetinde bizimkine çok benzer bölgelere ulaşabilirsiniz. Çünkü, sınırlı sayıda unsuru sınırsız sayıda kombinasyon oluşturacak şekilde karıştırırsanız er ya da geç önceki bir kompozisyonu tekrar edecektir. Bu üç taş oyununa benzer; çok sayıda oynadığınızda, önceki oyununuzu tekrarlamanız kaçınılmazdır. Dolayısıyla, şans eseri bir yerlerde bu makaleyi, ateş böceği aydınlatmalı bir parşömen tomarından okumakta olan ikizimsi versiyonunuzun yaşadığı paralel bir dünya mevcut olabilir.

Baloncuk Evrenler ve Yavru evrenler: Genel görelilikte, elverişli türde bir enerji alanı uzayın patlayarak genişlemesini tetikleyebilir. Fizikçiler bu fenomeni, evrenin ilke evresindeki hızlı genişlemeyi açıklamakta kullanmaktalar. Ancak sonraları, evrenin bir bölümünde meydana gelmiş olan patlayarak genişlemenin, bir başka bölümünde de meydana gelmiş olabileceğini fark ettiler. Sonuç olarak, temel kozmik enerji okyanusundan sayısız baloncuk evren oluşmuş olabilirdi. Böylesi bir durumda diğer baloncuk evrenlere erişimimiz asla mümkün olmazdı; çünkü bu komşu evrenler gözlem sınırlarımızın çok ötesinde olurlardı. Yavru evrenler de benzer bir fikri temsil ediyor. Buna göre evrenler kara deliklerin ekstrem koşullarında ekili halde bulunuyorlar. Sonra, uzaydaki bu embriyonik bölgeler, kendi başlarına halef evrenler haline geliyorlar.

Üst Boyutlar: Bu tür bir paralel evren için, uzayın üç boyutunun ötesine geçiyor ve görünmeyen üst boyutların mümkün olduğunu kabul ediyoruz. Bu senaryo biraz kulağa Alacakaranlık Kuşağı gibi gelse de, üst boyutlar sicim (string) teorisi ve doğa yasalarını birleştirmeye çalışan diğer girişimlerin hayati bir parçası. Uzay ve zamanın ötesinde bir üst boyut mevcutsa neden içinde seyahat edemiyoruz?  Teorisyenler, madde parçacıkları ve ışığın üç boyutlu uzayımıza bağlı olduğunu, böylece diğer boyutlara geçmeye veya gözlemlemeye dahi mani olduğunu varsayıyorlar.

Bedenlerimiz bizim evrenimizde bulunurken, zihinlerimiz garip paralel evren olasılıkları arasında bir gezintiyi tamamladı. Bu paralel evren tiplerinden herhangi biri gerçekten mevcut mu? Eğer öyleyse, birbirlerine nasıl bağlılar? Bu kadar çeşit varsayımı test edebilmek için önerilenler bu yazıda anlatılamayacak kadar fazla. Okuyucuya aşağıdaki bir kaç ilginç linki öneriyorum:

Testing Many-Worlds Quantum Theory By Measuring Pattern Convergence Rates

Testing for Large Extra Dimensions with Neutrino Oscillations

Is Our Universe Inside a Bubble? First Observational Test of the ‘Multiverse’

Go Deeper

Editor’s picks for further reading
FQXi: Philosophy of the Multiverse

In this essay, discover why many theorists are drawn to the idea that our universe is just one among many.
NOVA: Parallel Worlds, Parallel Lives

Discover web resources associated with NOVA’s “Parallel Worlds, Parallel Lives,” a film about the life and work of Hugh Everett III.
Scientific American: Parallel Universes

In this article, physicist Max Tegmark explores four “levels” of multiverses.

Çeviri : Cem ÖZEMRE
http://www.pbs.org/wgbh/nova/blogs/physics/2012/11/a-guide-to-different-kinds-of-parallel-universes/

Check Also

Geri Dönüşü Olmayan İnsan Ruhunun Ölümsüz Yolculuğu