Beyinden beyine iletişim mümkün mü?

çeviri: AylinEr
düzenleme: Hakan Cakmak
www.okyanusum.com

İnternetin “akıllı gezegen” şeklinde adlandırılacak bir şey yarattığına şüphe yok.
Dünyanın yüzeyi zeki varlıkların birbirleriyle iletişim kurduğu bir ağ haline geldi.
Ama bu daha ilk adım.
Bazı insanlar, önümüzdeki 10 yıllarda bir sonraki adımın “internet” olmayacağını , “brainnet” (beyinağı) söylüyorlar.
Çünkü, bilgisayarları canlı zihinlere bağlama noktasına geldik.

Bir kaç hafta önce Berkeley’deydim, orada bunun bir örneğini izledik.
Aslında düşüncelerinizin videosunu yaratabiliriz. Bu videolar mükemmel, tam ve kesin olmayabilir, ama Berkeley’deki laboratuvarda gördüm, gerçekten de insanların ne düşündüğünü bir ekranda görebiliyorsun.
Dolayısıyla, elektrodlarla, belki de beyninize takılmış bir başlığın içindeki EGG sensörleri ile
belki de bir gün beyinden beyine iletişime sahip olabileceğiz
ve bu bize “brainnet” (beyinağı) olanağı sağlayacak.
Aslında, önde gelen nörologlar bu tarz deneyler yapıyorlar,
ve ciddi anlamda, yazı ile beraber duygular ve hislerin de paylaşılacağı bir “brainnet” (beyinağı) öngörüyorlar.
Çünkü, tüm bunların da düşünce yapımızın bir parçası olduğunu belirtiyorlar.
Peki, bunun da ötesinde, sırada ne var?
Bunun ötesi bilim kurgu,
ve bilim kurgu bize Sky Net gibi korku hikayeleri sunar.
Belki de bir gün internet sentient, hisseden düşünen zeki bir varlık olursa
ve belki de tıpkı Terminatör filmindeki gibi herşeyi ele geçirir.
Aslında böyle olacağını düşünmüyorum.
Internet, basitçe zihinlerin birbiri ile iletişimini sağlayan bir yol.
Internette öz-farkındalığı göremiyoruz.
Bazı insanlar şöyle diyor,
şu anki durum, gelişerek kollektif bir bilinç haline gelemez mi?
Bundan daha anlamlı kelimeler de var.
Belki olur, belki de olmaz.
Ama şu an için bu, tam bir spekülasyon.
En iyi araç gereçle ve en gelişmiş yapay zekayla bile bir bilgisayarı öz-farkındalıklı, kendi varlığının farkındalığı yaşar hale getiremeyiz.
Hatırlarsınız, en gelişmiş bilgisayarlardan bir tanesi, Jeopardy programında iki insanı yenen IBM Computer Watson.
Bu noktada pek çok uzman şunu dedi, “Aman Tanrım, sonumuz yakın! Robotlar bizi hayvanat bahçesine koyacak, bize fıstık atacaklar,
bizi ele geçirdiklerinde, tıpkı bugün bizim ayılara yaptığımız gibi,parmaklıklar ardında bizi dans ettirecekler.”

Watson’u hatırlayın, ne kadar hızlı olursa olsun,
o kadar aptal ki onu kutlayamıyorsunuz bile.
Watson’a gidip tarnsistörlerine çakıp,
“Aferin sana, iki insanı Jeoprady’de yendin.
Tarih yazdın! Hadi buna içelim!” diyemiyorsunuz.
Gördüğünüz gibi Watsın bir hesap makinesi,
çok karmaşık, gelişmiş bir hesap makinesi.
İnsan beyninden milyarlarca kat hızlı bir şekilde toplama yapıyor.
Ancak hepsi bu.
Buna “uzman sistem” deniyor.
Uzman sistem, biçimlendirilmiş, formüle edilmiş inputlar ve outputlarla uğraşıyor.
Telefeonda her zaman uzman sistemle konuşursunuz.
Telefon şöyle der:“Lütfen bir tuşa basın, bir sonraki opsiyon için lütfen iki no’ya basın.”
Buna uzman sistem denir.
Bu temel olarak, düşünüyormuş gibi gözüken, ama düşünmeyen gelişmiş bir hesap makinesidir.
Basit anlamda biçimlendirilmiş, formüle edilmiş mantıktır.
Eğer bire basarsan oraya bağlanırsın, eğer ikiye basarsan, başka bir yere bağlanırsın.
Watson tabii ki çok ama çok gelişmiş bir seviyededir.

Dolayısıyla, internetin sentient-hisseden bilinçli varlık olacağından endişelenmemize gerek olmadığını düşünüyorum.

Check Also

Geri Dönüşü Olmayan İnsan Ruhunun Ölümsüz Yolculuğu