Uyku,  Önyargıları Azaltabilir

 

Siz uyurken beyniniz pek çok şey yapar. Uykuda hafızanızı pekiştirip, gün içinde öğrendiğiniz bilgi ile  mevcut olan bilgilerinizi biraraya getirirsiniz. Şimdi artık uykudayken belirli anıların yeniden aktive olabileceğini ve daha da güçlenebileceğine dair pek çok kanıta sahibiz. uyku1

Uykunun, saklı-örtük sosyal önyargılardan kişileri kurtarıp kurtaramayacağını merak ettik. Bunlar, tekrar tekar ortaya konulanlardan(kadınların bilimde iyi olmadıkları ya da siyahlara karşı olan önyargı gibi şeyler hakkındaki kalıp yargılar) öğrenilmiş olumsuz çağrışımlardır. Bu yapılan araştırma, eğitimin insanlara önyargılara karşı gelmeyi,pek çoğu bizim farkına varmadan çalışan düşünülmeden ortaya konan önyargıların azaltılmasını öğrenmede yardımcı olabileceğini göstermektedir.

Hafızanın pekiştirilmesinde sesin bir ipucu olabileceğini  daha önceki çalışmalardan biliyoruz. Bu uykudayken yapılan hafıza aldatmacası ile yeni öğrenilmiş bilgi güçlendirebilir ve bunun karşılığında önyargıları azalabilir ya da tersine çevirebilir mi?

Siz uyurken yeni bir bilginin hafızasını stabilize eden ve  güçlendiren mekanizma; onu yeniden oynatmak, müziği-sesi tekrar çalmaktır. Birşey öğrendiğinizde, beyninizdeki nöronlar, birbirleri ile yeni bağlantılar kurmak için ateşlenmeye başlar. Siz uyanıkkan ve öğrenirken bu nöronlar nasılsa, siz uyurken de benzer şekilde yeniden ateşlenirler. Bu yeniden ateşleme, anıları halâ taze ve kolay işlenebilir tutar ve onları daha sabit ve kalıcı kılar. Bazı anılar, uyku esnasında, bazı anılar kendiliğinden yeniden aktive olabilirler. Ancak son çalışmalar, hangi anının yeniden aktive olduğunu ve pekiştirilebileceğini sesli çağrışımlarla doğrudan manipüle edebileceğimizi göstermekte. Buna “hedeflenmiş anı reaktivasyonu” denir.

Bunu gerçekleştirmek için araştırmacılar, özgün seslerle öğrenilen bölümleri eşleştirdiler ve belirli bir kelime ile bağdaştırılan bir yüz resmi deneğe gösterildiği her seferde belirli bir bip sesinin çalınır. Belirli bir kelime ile ilişkilendirilen bir yüz resmi gösterildiğinde belirli bir bip sesinin çaldığını düşünün…Denekler uykuya daldıktan sonra bu anıları, o belirli bip seslerini çalarak, yeniden canlandırabiliriz. Çünkü, uyuyan beyin çevreden gelen uyarıcıları halâ proses etmekte, bu gibi sesler de beynin bu anıları tutmasına ve bu anıların sabit ve kalıcı olmasına hizmet ediyor.

Daha önceki çalışmalar, bizlerin bir nesnenin lokasyonu (örneğin bilgisayar ekranında nesnelerin nerede durduğu) ya da beceriler (örneğin bir melodiyi çalma) konusunda hafızamızı titizlikle geliştirebileceğimizi göstermiştir.

Sosyal önyargılar, tıpkı kötü alışkanlıklar gibi öğrenilir. Biliyoruz ki; alışkanlıklar çok iyi öğrenilir ve hattâ onların etkilerinin farkında olmadan, bir çaba sarfetmeksizin bu alışkanlıklar çalışırlar.Pek çok günlük rutinler alışkanlıklardır: onları derinlemesine ya da ikinci kere düşünmeyiz.Tam tersine onları otomatik olarak yaparız.Önceden varolan önyargılara karşı koymayı öğrenmek, tıpkı yeni bir alışkanlık öğrenmeye ve aynı zamanda da eski,kötü bir alışkanlığı bırakmaya benzer.

Önyargı ve klişeleştirme üzerinde yapılan önceki araştırmalar, yaygın önyargıya karşı eğitiminin otomatik klişeleştirmeyi azaltabiliceğini göstermektedir.Bu önyargının azalmasına ve uykuya bağlı hafıza güçlendirmeye yönelik bir araştırma yaparak, bizler  insanların uyku esnasında bu gibi önyargıya karşı hafıza oluşturabileceğini hedefledik..Bu tarz bir öğrenme kalıcı klişeleştirmeyi ve sosyal önyargıyı azaltabilir miydi?…

Bu çalışmaya Northwestern Üniversitesi’nden 40 kişi katıldı. Hepsi de beyaz ve yaşları 18-30 arasındaydı.Onların temel örtük-saklı sosyal önyargılarını örtük çağrışım testi (IAT) kullanarak ölçtük.

IAT, bir kavram ile klişeleştirme arasındaki ilişkilendirme gücünü ölçebilir.Örneğin; “kadın” ile “matemakti/bilim”. Bu test, deneğin ilişkilendirme yapmak için düğmeye ne kadar hızlı bastığını ölçüyor. Örneğin; bir kişinin bir kadın yüzü ile fiziği bağdaştırması için düğmeye basması ne kadar uzun sürerse, o kişinin kadın ve bilim konusunda o kadar çok önyargısı olduğu gözüküyor. Deneye katılan herkese bu testin iki versiyonu da yapılır. Testin bir tanesi cinsiyete yönelik önyargı ile ilgiliyken diğeri de ırkçılıkla ilgili önyargıyı tesbite yönelikti. Sonunda her bir deneğin örtük önyargı miktarını ölçtük.

 Daha sonra katılımcıları, önceden mevcut olan stereotiplerini azaltmaya yardımcı olabilecek “stereotiplere karşı eğitimi”ne aldık.Cinsiyet stereotipi(“kadınlar bilimde iyi değiller” gibi) ve ırkçı önyargıyı (“siyahlar sevilmez” gibi) hedefledik. Deneklere kelimelerle eşleştirilmiş belirli bir stereotipe karşı gelen yüzler gösterilir. Özellikle, kadın yüzleri ile matematik ya da bilimle ilişkilendirilen kelimeler gösterilir ve siyah ırktan olan kişilerin yüzleri, neşe, gülümseme, onur gibi hoş kelimelerle eşleştirilir.

Seans boyunca bu eşleştirmeyle bağdaştırılmaya başlanan sesler çalınır.Ne zaman denekler önyargıya karşı uyarıcı eşleştirmelere(örneğin; kadın yüzü bir bilim kelimesi ile ya da siyah ırktan birisinin yüzü iyi bir kelime ile ilişkilendirildiğinde) hızlı ve doğru tepki verseler, bir ses duyarlar.Sesin bir tanesi cinsiyet ile ilgili önyargıları, diğeri ise ırkçılıkla ilgili önyargılar içindir

Stereotip-klişe karşıtı eğitiminden sonra,denekler 90 dakikalık bir uyku çekerler.Derin uykuya daldıklarında, bu iki sesten bir tanesini tekrar tekrar onları uyandırmadan dinletilir. Denekler önyargıya karşı eğitim süresince bu iki sese ve uyurken de sadece bir tanesine maruz kaldıklarından dolayı, uyurken dinletilen ses ile dinletilmeyen arasında karşılaştırma yapabilinmiştir. Bu şu anlamaya gelmektedir; hedeflenmiş stereotipilerin, eğitimle ne kadarının azaldığı karşılaştırabilinmektedir.

Uykudan sonra, deneklerin önyargı seviyelerinin azalıp azalmadığı, onları örtük çağrışım testine yeniden sokarak, test edilir.Uykuları süresince yeniden çalınan sesle bağdaştırılan önceden mevcut olan stereotipler, denek uyanınca belirgin bir şekilde azalmıştır. Dolayısıyla, cinsiyete dayalı önyargıya karşı eğitimle bağdaştırılan sesi duyan bir denek, yeniden örtük çağrışım testini aldığında,örneğin; kadınların bilimde iyi olmadıklarına dair sahip oldukları klişe düşünceye daha az sahip oldukları belirlenir.

Uykudaki bu müdahelenin ne kadar güçlü olduğunu  denekler uyanıp da ortaya koyduklarını görünce bizler çok şaşırdık: Uyku öncesi önyargı seviyesine göre uyku sonrasındaki önyargı seviyesi %50 azalmıştı!

Ancak, bu durumunu etkisinin ne kadar uzun süreli kaldığını görünce daha da şaşırdık.Bu deneyden 1 hafta sonra bile uykuya dayalı bu müdahelenin etkisi halâ mevcuttu: Önyargı azalması aynen sabit ve deneyin başındaki temel seviye durumuna göre de belirgin bir şekilde yaklaşık %20 azalmıştı da.

Bu beklenmedik bir şey. Çünkü, bir kerelik müdahele, kişiler normal yaşamlarına döndüklerinde çabucak etkisini kaybedebilir.Ancak, uyku sırasında dinletilen ses, stereotipe karşı eğitim etkilerinin deneklerde süremesine yardımcı olmuştur. Bizim tespitimiz, “hafızanın uzun süreli  stabilizasyonu için önemlidir” teorisi ile uyuşmaktadır.

Toplumumuz eşitçiliğe değer vermekte, ancak insanlar ırkçı ya da cinsiyete dayalı önyargılardan etkilenebiliyorlar. En iyi niyetli olanlarımızın bile önceden mevcut olan önyargıları vardır. Ama bu değişemeyeceğimiz anlamına gelmez. Buradaki çalışmada bizler, önyargıların değişebileceğini ve bizim stereotipe karşı müdalehelemizin kalıcı etkisinin uyku süresinceki tekrar çalınan sese dayalı olduğunu gösterdik.

Bu metodu, önceden mevcut olan ve istenmedik diğer düşünce ve inançlar için de kullanabiliriz.Cinsiyet ve ırka yönelik önyargının ötesinde, özürlüler, kilolular, cinsellik, din ya da politik tercihlere karşı olan diğer önyargılar için de kullanabiliriz. Çünkü biz bu çalışmayı, önyargıların kötü bir alışkanlık tipi olduğunu düşünerek düzenledik ve belki de bu çalışmanın sigara gibi kötü alışkanlıkları bırakmaya yönelik çıkarımları da olabilir.

Çeviren:AylinER
http://blogs.discovermagazine.com/d-brief/2015/05/28/reduce-prejudices-sleep/

Check Also

Geri Dönüşü Olmayan İnsan Ruhunun Ölümsüz Yolculuğu