İnsan-ı Kamil – 46. Bölüm (Kürsî)

İnsan-ı Kamil                                 Abdûlkerîm Ceylî

     

Bu eserden beklenen odur ki; 
Salik için , en yüce refikîne ileten ola..
Ama, ince, düşünceli, nazik, kibar arkadaş gibi..

 

 

46. BÖLÜM

K Ü R S Î

 

Bilesin ki..

KÜRSÎ: Cümle fiiliye sıfatların tecellisinden ibarettir..

KÜRSÎ: İlâhî iktidarın zuhur yeridir..

KÜRSÎ: Emrin ve nehyin geçerli olduğu mahaldir..

Halka ait hakikatlerin meydana çıkması babında; Hakka ait inceliklerin ilk
teveccühü KÜRSÎ’de olur..

Hakkın iki kademi, onun üzerine salınmışcasınadır..

Bu mana doğrudur; çünkü orası: İcad ve idam mahallidir..

Tafsilin ve ibhamın menşeidir..

Zararın ve faydanın merkezidir..  Keza, farkın ve cem’in de..

Birbirine zıd gibi gelen sıfatların zuhur eserleri KÜRSî’dedir..
Hem de tafsil üzere..

Bu varlığa gelip çıkan ilâhî emir, ondan gelir..

.. Ve o, kazanın fasıl  yeridir..

Kalem: Onun başkasıdır ve takdir mahallidir..

Levh-ü mahfuz: Yine onun başkasıdır; divan tutulmanın,
satıra getirilip yazılmanın mahallidir..

İşbu ikisinin beyanı, inşaallah yeri geldiğinde yapılacaktır..

KÜRSÎ için, bir âyet-i kerimede şöyle buyuruldu:

–  “Onun KÜRSÎ’si, yeri ve semaları içine almıştır..”  ( 2/255 )

Yukarıda geçen âyet-i kerime üzerinde biraz duralım..

Burada, bir vüs’at vardır..

İşbu vüs’at iki çeşittir:

a)  Hükmî vüs’at..
b)  Vücuda bağlı aynî vüs’at..

Şimdi bu iki vüs’atı biraz daha açalım..

Hükmî vüs’at: Yer ve semaların, fiiliye sıfatlarından bir sıfatın eseridir..

Bu manada, KÜRSÎ’nin durumu ise.. bütün fiiliye sıfatların zuhur mahallidir..

Böylece, manevî bir vüs’at hâsıl olmaktadır.. Haliyle, KÜRSÎ yüzlerinden
gelen bir yüzde..

Zira, her görülen yüz ondan gelir ve.. fiiliye sıfatlarından bir sıfat olur..

Vücuda bağlı aynî vüs’at:  Bunun oluşu da, vücudun tamamiyle, yeri ve semaları,
bunlara benzer diğer varlıkları kapsamına almış olması sayılır..

Burada anlatılan vücud: Halka ait mukayyed vücuddur..

Bundan anlatılırken:

–  K Ü R S Î..

Tabiri kullanılır..

Kasdım: Mukayyed vücudu anlatmaktır..

Üstteki manayı biraz daha açalım..

KÜRSÎ’yi başta anlatırken:

–  Emrin ve nehyin geçerli mahalli olduğunu.. fiiliye sıfatların mahalli olduğunu..
ilâhî iktidarın zuhur yeri olduğunu..

Beyan edip söyledik.. Bütün bu beyan edilenlerden murad ise..
ancak mukayyed vücuddur..

Çünkü emir alan odur.. Yani:

–  Emrin kendisinde geçerli olduğunu..

Demek istiyorum..

Sonra.. tecelligâh odur; zuhur yeri odur..

NETİCE:  KÜRSÎ odur ki, yüce Hak iki kademini ona atmıştır..

İcadını ve idamını onda yapar..

Helâk etme ve selâmete çıkarma işini orada yapar..

Orada: Verir, alır, yükseltir, düşürür, aziz eder, zelil eder..

Aziz Celil olan Allah sübhandır..

<– geriileri –>

Check Also

İnsan-ı Kamil – Abdûlkerîm Ceylî

             İnsan-ı Kamil                                 Abdûlkerîm Ceylî              Bu eserden beklenen odur ki; Salik için , en ...