Ruh Maddeye karşı / İnançlı-İmanlı Beyin

Çeviren : AylinER
Hazırlayan : Erkan Ağır

Ruh Maddeye karşı / Bilgeler ve Bilimadamları:
Michael Shemmer Bölüm3
İnançlı-İmanlı Beyin

Deepak: ”Zihin yok diyorsun.” Öyle mi?
Shemmer: Zihin kelimesini kullanmayı sevmiyorum. Sadece beyin ve onun yaptıkları var.

Deepak: Şimdi ben seninle konuşuyorum.
Shemmer: Sen beynime konuşuyorsun.

Deepak: O zaman “benim beynim” dediğinde “benim”kelimesini kullanarak ne demek istedin?
Shemmer: Bu belirli bir birikimin, toplamın bu bedeni kullanması. Hepsi bu. Bu benim.

Deepak: Dualistik-ikicil dili kullanıyorsun.
Shemmer: Bunu kullanmadan edemiyoruz. Bizler doğuştan dualistleriz. İşin aslı,hemen hemen herkes beden-zihin,
beden-ruh olduğunu düşünür. Ama böyle değildir. Bu konuda yanılıyoruz. Eğer yanılmıyorsak…
Doğru olduğunu düşündüğümüz şeyler hakkında sıkça yanılıyoruz.

Deepak: Nöroplastisite diye bir şeye inanıyor musun?
Shemmer: Evet, tabii. Ama nöroplastik terapiler ile beyinde yeniden bağlantılar kurmak, sadece beyni yeniden
bağlantılandırmaktır. Bağlantılara sahip olman lazım.

Deepak: Evet ama şuanda karşılıklı konuşuyoruz ve insanlar bizim sohbetimizi dinliyor.
Bu sohbetin neticesinde, beyninlerinin belirli bölgeleri aktive olacak. Öyle değil mi?
Shemmer:Ümit ederim.

Deepak: Eğer bu entellektüel bir sohbet ise, bu onların neokorteksini, eğer bu duygusal bir sohbet ise onların limbik beyinleri,
eğer bu korku veren bir sohbet ise,belki onların orta beyni aktive olabilir. Dolayısıyla bu mental alışveriş aslında
belirli ağların ateşlenmesine neden oluyor. Bu da belirli genlerin aktive olmasını ve belirli genlerin de ifade
edilmemesini gerektirir. Çünkü gen ifadesi olmadan belirli proteinleri sergileyemiyor, yükleyemiyorsun.
Shemmer: Tüm söylediklerin bunları desteklemekte. Teşekkür ederim.

Deepak: Dolayısıyla şuandaki mental aktivitemiz hem gen ifademizi, hem de nöral ağları değiştirmekte.
Shemmer: Mental aktivite…nöronlar ateşleniyor, nöral ağ kalıplarının ateşlenmesi..Bunun için konuşuyoruz.

Deepak
:Bizler nöron ateşlenmesinin ettirgen failleriyiz.
Shemmer: Biz ne?

Deepak: Biz demek, bilinç demek.
Shemmer: Tamam, dikkat et…Nöron ağ kalıplarıyız.bilinç kelimesini TÜM şey ve deneyim için kullanırız. Ama biraz yavaşlayalım.
Plaklar ve yumaklar tam olarak neredeler? Oradalar.Nöron ateşleme ne? Dofaminin sinapslar üzerinden akışı. Hepsi bu kadar.

Deepak: Ama yaptığım seçimlerle dofamini, seratonini, oksitoksini, adrenalini,kortizonu etkinleştiririm.
Burada benim gerçekte devreye sokup ya da devre dışı bırakacağım bütün bir kimyasal dizilim var.
Shemmer: Evet ama bekle bir dakika. Beyninin bir kısmı beyninin diğer bir kısmını etkileyen kararı veriyor ya da hatta sen  benim
kararı verdiğimi görüyorsun.Burada karar veren yok.Beynin bir kısım ateşleniyor, ve beynin diğer bir kısımını tetikliyor.

Deepak: Bunu tamamen kendisi yapıyor.
Shemmer: Bu doğru.

Deepak: Ve senin bu süreçte bir seçimin yok!
Shemmer: Ben A.Landis ile aynı fikirde olurdum..

Deepak: Bunun bir illüzyon olduğu…
Shemmer: Evet, doğru, bu bir illüzyon ama güzel bir illüzyon.Yararlı bir hayal.Aslında ben özgür irade
problemini çözdüm. benim özgür iradem var  ve senin yok!:)ve sen de aynı şeye inanıyorsun.

Deepak:ve bu çoktan belirlenmiş!
Shemmer: Bu doğru.

Deepak: Öyle değil mi?Özgür irade belirlenmiştir.
Shemmer: Şu şekilde düşünmekte bence bir sakınca yok: Evrenin nedensel ağı var, ve yaptığımız seçimler bu
nedensel ağ içinde. Dolayısıyla, evren belirliyor ve biz halâ özgür irademiz var gibi hissediyoruz.

Deepak. Peki bu hisseden “biz” kim?
Shemmer: Bireysel olarak her birimiz.

Deepak: Bu bireysel olan kim?
Shemmer: Nöron topluluğu bir sıra içinde ateşleniyor ve her nerede yerleşip kalıyorsa, konumlanıyorsa seni temsil ediyor.

Deepak: ve senin bu nöronlar üzerinde hiç bir etkin yok.
Shemmer: Bilmiyorum belki de vardır. Belki de beynimin  bazı kısmı… işte problem olan bu..bilmiyorum..

Deepak: Bilmiyorum diyen kim?
Shemmer: Bilmiyorum.

Deepak: Ama bu bilmiyorum diyen “ben” kim?
Shemmer: Bilmiyorum.

Deepak: Senin nöral ağların “ben” bilmiyorum diyor. İçlerinden bir tanesinin dediğine eminim ama hangisi bilmiyorum.
Çünkü kafatasımın dışında değil içinde. Varlığın senin aklını mı karıştırdı?
Shemmer: Evet, karıştı ve bu şaşkınlığın da keyfini çıkarıyorum.Özellikle yetişkin içecekleri ile…:)

Deepak: Bu şaşkınlık seni biraz daha az dogmatik yapıyor mu?
Shemmer: Evrenin tüm karmaşıklığı içinde bu beni bir şekilde garip, tuhaf hissettiriyor.

Deepak: Bu tuhaf, garip olan nerede? Nöral ağ davranışı mı?
Shemmer:Oldukça eminim ki bu dofaminle alâkalı. Çünkü biliyoruz ki, muhtemelen bazı ketaminler.
Ketamin ilaçlar gökyüzünde sizi uçuyor, yüzüyor gibi hissettiriyor.Bunun gibi…

Deepak. O zaman hepsi bu. Aşk oksitosin, garip, farklı  hissetmek katemin…
Shemmer: Evet ama sadece, tek kelimeyle bu değil.Sadece!!… yani bu herşey!!! Bu şahane.Burun spreyi ile bir kişiye
oksitoksin verebilirsin ve o da hayır kurumuna iki katı para yardımında bulunur!! Bu harika bir şey!:) ve onlar bunu
yaptıkları için daha da iyi hissederler.Dolayısıyla bu beyin kimyası. Beyin kimyası ise ne olmuş yani?

Deepak: Sen aslında moleküllerin gerçek olduğunu düşünüyorsun.
Shemmer: Evet. Kesinlikle.

Deepak: Onların evrenin davranış modellerine verilen ad olduğunu düşünmüyorsun.
Shemmer: Tamam, tabii ki adları onlar ama Deepak onlar test edilebilir isimler.

Deepak: Bu isimleri kim veriyor?
Shemmer: Doktor Dofamin!!!:) Tamam tahminim, bunun arkasında insan etiketi var ama
bu moleküller biz var olalım ya da olmayalım mevcutlar.

Deepak: Bir hidrojen ya da helyum molekülü insanlar tarafından evrenin davarnış kalıplarına
verilen adlardır ve insanlar da evrenin davranış kalıplarıdır.
Shemmer. Bunu ne anlama geldiğini bilmiyorum.

Deepak: Peki.
Shemmer: Problem şurada. Biz devam ettikçe Deepak benim bilgim olmayan bir yer bulacak ki biz zaten şuanda oradayız.
Kastettiğin şeyin orada uygulanır olması, herşeyde uygulanması anlamına gelmez.

Deepak:Hayır, hayır. Ben herhangi birşey kastetmiyorum.
Shemmer: Peki.

Deepak:Dersen ki Ferrari’yi düşünerek aşikara çıkartabilirim.Buna itirazım olmaz. Bunu insanları kazanmada son bir şansın olarak kullanırsın sadece!.Ben hiç bir şey imâ etmiyorum.Sadece sana şunu soruyorum: Sence Mutlak Hakikat var mı?
Shemmer: Evet.

Deepak: Nedir bu?
Shemmer: Bu tıpkı “zamandan önce ne vardı?”yı sormak gibi bir şey.Mutlak hakikat var mı? Görünen o ki; içinde olduğumuz
bir gerçekllik var ve eğer biz var olmasak oldukça eminim ki bu gerçeklik de mevcut olmazdı.

Deepak: Sen de bu mutlak gerçekliğin insan sinir sistemi yoluyla algılandığını düşünüyorsun.
Shemmer: Evet bu kesinlikle doğru.Bu tıpkı “bu katı madde.Evet bu katı madde” gibi bir şey.

Deepak: ve bu insan sinir sistemi mutlak gerçekliğin bir parçası değil mi?İnsan sinir sistemi bu nihai, mutlak gerçekliğin davranışı değil mi?
Shemmer: Evet tabii ki.Başka ne olabilir ki?

Deepak: O zaman eğer bizler farkında olursak… ve  sen farkındalık kelimesine inanmıyorsun.
Shemmer: Farkındalıkla kastettiğine bağlı.

Deepak:Bu kelime ile anlatılmak istenen pek anlaşılır değil.Öyle değil mi?
Shemmer: Biraz bulanık. Farkındalık ile ne demek istediğini bana söyle. Beynin davranışı farkeden kısmını mı kasdediyorsun?
O zaman evet, tabii ki bu farkındalık demek.. Ancak Lance bir sonraki kitabında “Subliminal-Bilinçaltı,Alt algısal” anlattığı gibi, çoğu yaptığımızı bilmiyoruz. Tamamen yaptıklarımız hakkında bilgisisiz, bilinçsisiz.

Deepak: Şuanda farkında mısın?
Shemmer: Bir parçam tıpkı senin gibi farkında. Seni fark ediyorum. Seni nasıl fark etmem!! Beni burada sıkıştırıp duruyorsun, Deepak.

Deepak. Şuanda farkındasın. Öyle mi?
Shemmmer: Bir parçam farkında, küçük bir parça.

Deepak: “Bir kısmım farkında” dedin. Peki o zaman farkında olmayan diğer geri kalana büyük kısım ne?
Shemmer: Bilinenlerin bilinenleri var, bilinmeyenlerin bilinenleri var ve bilinmeyenlerin bilinmeyenleri var.
Hakkında bilmediğimizi bilmediğimiz şeyler var.İşte biz oradayız sanırım. Bilmiyorum.
Bence ötesine geçeyeceğimiz epistemolojik, kuramsal bir bilgi duvarına çarpıyoruz!!

Deepak: ve “ben” dediğin de sadece nöronların bir ağı.
Shemmer: Muhtemelen. Nerede konumlandığını bilmiyoruz. Ama muhtemelen nöral ağ dizimi var
ve diğer tüm nöral ağları temsil ediyor ve kendini “ben” hissediyor gibi.

Deepak: Ama bu nöral ağları kuantum fiziğinde bir tarafa atamazsın özellikle şuanda bizi izleyen bazı kuantum fiziğinin öncülerinin önünde.
Shemmer: Hayır, hayır.Bunu söylemiyorum. Bunu öteye taşımayalım diyorum…

Deepak: Beynin orjini, HİÇ’likten gelen tüm evren gibi aynı tasarruf, etki alanından gelmiyor mu?
Ya da sen bunun evrenin dışında olduğunu mu söylüyorsun?
Shemmer: Hayır. Evrenin dışında bir şey yok.

Deepak: Ok. Sen dualist misin, ikici görüşe mi sahipsin?
Shemmer
: Hayır, ben  monistim, TEK’çiyim, materyalistim, sadece bir tane sub(ön takı eki)var eklenen ikinci bir takı yok .Bu kadar.:))

Deepak: ..ve hepsi madde?
Shemmer: Hepsi enerji, yoğrulmuş enerji. Daha fazla bir şey de olabilir. Bilmiyorum.Ama bunu söylemek için gerçekten de
başka bir şeyin ne  olduğunu iyice belirlemek gerekir. Bu tıpkı kara enerji kara maddede olduğu  gibi… Görünen o ki
başka bir şey var, ama biz bunu bulana kadar buna böyle(kara madde, kara enerji) diyelim.

Deepak: ve bunu tespit edecek kim?
Shemmer: Lisans üstü çalışma yapan öğrenciler bunun için iyi bir başlangıç olur.:)

Deepak: Hayır, lisans üstü öğrenciler değil, onların nöral ağları tespit edecek. Öyle değil mi?
Shemmer: Umarım diğer beyinler ..

Deepak: Onların nöral ağları tespit edecek.
Shemmer:Evet, umarım.

Deepak: Eğer varsa, bu animizmin (canlıcılık,canruhçuluk)formudur, şeklidir.
Shemmer: Bilmiyorum. Sanmıyorum.

Deepak: Sen animistiklik yapıyorsun. Sen bilinci şuna atfediyorsun!Aslında bu iyi bir açıklama.
Shemmer: Bekle bir dakika…

Deepak: Nöral ağın bunu tespit edecek.
Shemmer: Bu her ne ise “sehpa” ile nasıl olacak?

Deepak: Bu fiziksel moleküller. Ve fiziksel moleküller bunu tespit edecek.
Shemmer: Tamam, bunlar gerçekten de zor problemler.

Deepak: Biliyorum.
Shemmer: Buna cevabımızın olmamasının nedeni, aslında bu konuda konuşmak eğlenceli ama
sadece dikkatli olalım. Beklentimizin ötesinde bir anlam çıkarmayalım.

Deepak: Ne bekledik? Bilincimizin gizemini araştırdık ve bugün bu sorgulamadan ne anlam çıkardık?
Shemmer: Bence senin imâ ettiğin şey; beynin ötesinde bir şey olduğu, zihnin bu elektrik tellerinden
(nöron ağları etkileşimi) ayrı olarak mevcut.Öyle mi?

Deepak: Her an, bir insan olarak, ben kendime şunu soruyorum: “Tüm bu neyle ilgili?” tamam mı? Benim “sezgi,içgörü, içgözlem(deruni murakabe),yaratıcılık, hayâl, karar” ile ilgili kişisel deneyimim var. Bunlar benim kişisel deneyimlerim ve ben bunların nöral ağlar tarafından üretilmekte olduğunu, nöral ağların bu deneyimleri nasıl meydana getirdiğini bilmiyorum diye de nöral ağları reddetmeyeceğim.
Shemmer:Ama onlar reddedilmiyor ki.Bu reddetme değil ki.Gökkuşağını açıklamak, gökkuşağının ne olduğunu incelemek onun güzelliğinden bir şey götürmez.

Deepak: ve güzellik..güzellik nedir?
Shemmer: Güzellik,bir şeye karşı etkilendiğimizdeki duygusal histir.

Deepak: …sonucunda?
Shemmer: ve duygular, davranışların vekili sıfatıyla bir şey yapmak için  evrim tarafından dizayn edilirler ve
bunların arkasında da hormonlar vardır.

Deepak: Tamam.Senin anlatmak istediğini anladık.
Shemmer: Sana bir soru sorayım: Aunt Millie’nin beyni alzeimerdan öldüğünde zihni neredeydi? Nerdeydi?

Deepak: Aunt Millie, evrenin  daimi olmayan davranış kalıbıydı ve meydana geldiği, aşikara çıktığı potansiyelden
yine potansiyele döndü.Şuanda sen delüzyona, yanılsamaya sahipsin. Bir anlamda seninle hem fikirim.
Michael Shemmer mevcut değil! Tamam mı? Michael Shemmer, “BİLEŞİK,TEK BİR BÜTÜNün
davranış kalıb
ı” ve Aunt Millie geldiği potansiyelde“YOK” oldu.
Shemmer: Potansiyeli yükleyen,muhafaza eden ortam ne?

Deepak: Ortam;olasılıklar alanı, nonlokal(mekanı olmayan) şuur.
Shemmer: Tamam, ben senin bu kelimeleri kullandığını duydum.

Deepak: Pek çok kişi bu kelimleri kullanıyor.
Shemmer: Evet biliyorum ama onları bir arada söylemen…

Deepak: “potansiyel,hakkiki, bilfiil..”gibi kelimeleri pek çok kişi kullanıyor.
Shemmer: Tamam ama sen Aunt Millie’nin aslında yaşamının devam ettiğini ima ediyorsun. Hayır! O’nun yaşamını devam etmiyor.

Deepak. “Saf Bilinç” olarak evet, devam ediyor!
Shemmer: Bu hafıza için ne anlama geliyor?

Deepak:Bu şu demek: “kalıcı bir kimlik, kişilik diye bir şey yok” Şuandaki sen iki yaşındaki halinle aynı kişi misin?
İki yaşındakine ne oldu? Ergen delikanlıya ne oldu?
Shemmer: Tamam, 21. yaşgünündeki Aunt Millie’nin hafızası nerede bu potansiyelde depolanmakta? Nonlokal alanda mı ?

Deepak: Onun hafızası “olasılık olarak” mevcut.
Shemmer: Bu ne demek?

Deepak: Bu şu demek:GERÇEĞİN-HAKİKATİN içinde gerçekleşmekte. Şekil ve Aslı-Hakikati, potansiyel ve
Aslı-Hakikati.Hakikat için “potansiyel olmadan hakikat olur”, diye bir şey yok!
Shemmer: Tamam ama A kişisinnin anı dizilimi bir dizi nöronun ateşlenmesi ile nerede depolanıyor, aracı ne?
Bu hafıza A olsun ve bu ölüyor ve nöronlar da ölüyor. Bu anılar nereye gidiyor?

Deepak: Bu ülkedeki en tanınmış nörobilimcilerden birine daha yeni sordum: “Hücresel hafıza nerede?” O da dedi ki: “Bilmiyorum.”
Shemmer: Tamam. “Bilmiyorum.” İşte bu kadar. Bilmiyorum’dan başka bir şey yok.Bu, “Aunt Millie’nin zihni dışarda
bir yerde
” demek değil.Bu herhangi bir şey demek değil.Sadece “bilmiyoruz” demek.

Deepak: Ama sen “ilk başta bir zihin yok” demiştin.
Shemmer: Bunu default durumu olarak söylüyorum:Biliyoruz ki; bir beyin var ama zihin beynin dışında mevcut mu?
bunu bilmiyoruz. Bu şekilde bırakalım.

Deepak:Peki.Teşekkür ederim.

Check Also

Bunu anladığınızda Tüm Hayatınız Değişecek – Bruce Lipton