Allah’ın isimlerini zikir şirk mi?

Allah’ın isimlerini zikir şirk mi?

Hocam merhaba, Allahın belli isimlerinin her gün belli sayılarla tekrarlanmasıyla yapılan zikirler, bana kelimelerden medet umduran bir çeşit gizli şirk gibi geliyor, bilmem yanlış mı düşünüyorum?

Ahmed Hulusi isimli zat “Dua ve Zikir” kitabında, Allah’ın mürid sıfatının her gün belli miktarda tekrarının kişide irade güçlenmesi sağladığını iddia etmiş. Çoğu yüksek eğitimli pek çok kişide buna inanarak her gün uyguluyor.

Mürid” ne demektir? Allah’ın böyle bir ismi ya da sıfatı var mıdır? Bu isimle zikir yapılır mı?
Arapça bilmeyenler bu kelimeleri doğru telaffuz edebilir mi?

Cevap:

Allah’ın, Kur’ân’da 99 ismi anılır. Bunlardan hangisiyle Allah anılıp duâ edilse Allah kulunun duasını, dilerse kabul eder. Çünkü yüce Allah: “De ki: ‘İster Allah diye çağırın, ister Rahman diye çağırın. Hangisiyle çağırsanız en güzel isimler O’nundur. Namazında pek bağırma, pek de sesini gizleme, bu ikisinin arasında bir yol tut’.” (İsra: 110) buyurduğuna göre bu isimlerin anılması, Allah’ı zikir, yani O’nu anmaktır.

Zikir (Allah’ı anmak) insanı yücelttiği için, Kur’ân’da Allah’ın çok zikredilmesi buyurulmuştur:
Ey inananlar, Allah’ı çok anın. Ve O’nu sabah akşam tesbîh edin.” (Ahzâb: 41-42).

İbadetlerin en güzeli olan namazın da temel amacı Allah’ı zikir(anmak)tır: “(Yalnız) Bana kulluk et ve beni anmak için namaz kıl. (Tâhâ: 14). Ve ancak Allah’ı zikirle (O’nu anmakla) gönüllerin huzura kavuşacağı vurgulanmıştır: İyi bilin ki gönüller, ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.

Mürîd de Allah’ın 99 isminden biridir. Bu isimlerin her birinin bir özelliği vardır. Allah’ın iradesine vurgu yapan Mürîd ismini anmanın, insanın irade gücünü artırması ümid edilir. Çünkü yüce Allah bu ismiyle kendisini anan kimseye iradesiyle tecelli eder. Gerçeği Allah bilir.

ah_site

“Zikir = insana hakikatini hatırlatıcı” olarak bildirilen Kur’ân-ı Kerîm, gerçekte, tümüyle “Ulûhiyet”i
anlatan “El Esmâ ül Hüsnâ”nın açılımıdır! İnsanın “hatırlaması” istenilen,
kendisine talim edilmiş olan “esmâe külleha”dır!

Yani, “var”lığını meydana getiren, “bildirilen isimlerin özelliklerinin tamamı”! Bunların bir kısmı Kur’ân-ı Kerîm’de bildirilmiş, bir kısmı da Rasûlullah tarafından açıklanmıştır. Bu yüzdendir ki, asla,
her şey bu doksan dokuz isimden ibarettir, denemez!

Misal verelim… Rab, Mevlâ, Karîb, Hallak gibi bazı isimler Kurân’da mevcut olmasına rağmen doksan dokuz isim arasında sayılmamıştır. “Yefalu ma yurîd” âyetinde bildirilen İrade sıfatının (dilediğini oluşturma) adı olan ” Mürîd” ismi de gene bu isimler arasında bildirilmemiştir.Buna karşın Celiyl, Vacid, Macid gibi bazı isimler ise doksan dokuz isim içinde var olmasına karşın, Kur’ân-ı Kerîm’de geçmez. İşte bu yüzdendir ki, Allâh ismiyle işaret edilenin, ilminde seyrini oluşturan “Esmâ mertebesi” olarak tanımlanan isimlerini (özelliklerini – Kuantum Potansiyel) doksan dokuz ile sınırlamak  çok yanlış olur. Belki, insana hakikatini hatırlaması için bu kadar isim özelliği bildirilmiştir; hakikatini hatırlayıp yaşayan ise hadsiz hesapsız bilinmeyen başka isimlerin özellikleriyle yaşar; diyebiliriz.

Ayrıca, cennet diye tanımlanan yaşam boyutunun dahi buna işaret ettiği söylenebilir. Evren içre evrenler gerçeğini var kılan sayısız özelliklere işaret eden isimlerden ise hiç haberimiz yoktur belki de!

Check Also

Geri Dönüşü Olmayan İnsan Ruhunun Ölümsüz Yolculuğu