Tanrının Varlığı ve Tanrının Zihni

Stephen Hawking, Michio Kaku ve Diğer Bilim İnsanlarının Tanrı Hakkındaki Fikirleri

Stephen Hawking ve Michio Kaku, her ikisi de Tanrı hakkında konuşmaktalar. Einstein da konuşmuştu. Kaku, “Akıllı Tasarım”a inanmakta. Ancak, Hawking, ise Tanrı kavramına, en azından genel anlamıyla bu anlayışa pek sıcak bakmamakta.

Michio Kaku, Stephen Hawking ve Albert Einstein gibi pek çok bilim insanı, bilimi, özellikle görelilik gibi, evrensel ilkelerin anlaşılmasını,”Tanrının Zihni”ni anlama arayışında bir araç olarak kullandılar. BBC’ye göre bu konuda ilk fikrini açıklayan Albert Einstein idi.

“Bu fenomenle ya da şu fenomenle aslında ilgilenmiyorum. Ben sadece Tanrı’nın düşüncelerini bilmek istiyorum. Gerisi sadece ayrıntı…”

Michio Kaku, Albert Einstein’in Tanrı’nın düşüncelerini çözme çağrısına cevap vermeyi arzulamakta. Stephen Hawking de evrenin sırlarını çözmek istemektedir. Ancak, Hawking,kendi denkleminde gerçekten de Tanrı’yı bulacağını düşünmemektedir.

Albert Einstein, rahatlıkla ve özgürce koyu bir dindar olduğunu itiraf etmiştir. Ancak, Einstein’ın fikirleri ve inançları, her zaman Yahudi ya da Hıristiyan inançlarıyla uyumlu olmasa da her iki inancı da  beğenmekte ve takdir etmekteydi.

“Çocukken bana hem İncil hem de Talmut (Tevrat Tefsiri) bilgisi verildi. Ben Yahudiyim. Ama nurani, ışık saçan Nasıralı Hazreti İsa’dan da çok etkileniyorum, beni büyülemekte. Hazreti İsa’nın gerçek, hakiki varlığını hissetmeden de kimse İncil’i okuyamaz. Onun ruhaniyeti, her bir kelimede kendini göstermektedir.”

Michio Kaku’nun,Tanrı’nın varlığın kabul etmede herhangi bir sorunu yok. Kaku, ayrıca, Albert Einstein’ın büyük hayranı. Michio Kaku’nun CNS News’e verdiği demeçten:

BİR Akıl’ın yarattığı kuralların işlediği bir dünyada olduğumuz sonucuna vardım. İnanın bana; “şans” diye bir şey yok. Bana göre, şans eseri değil, evrensel aklın şekillendirdiği kurallarla yönetilen bir plan dahilinde mevcut olduğumuz çok açık.”

Stephen Hawking ve Michio Kaku, her ikisi de “Herşeyin Teorisi”nin olasılıklarını araştırmakta.

Stephen Hawking, “Tanrı” kavramından uzak durmakta. Hawking, bu senenin başında çekilen aşağıdaki videoya göre, Tanrının, en azından kendi zihninde mevcut olma ihtimali olmadığını dile getirmekte.

Stephen Hawking, defalarca ateist olduğunu dile getirmiştir. Ancak, PBS’e göre bazen Michio Kaku’nun “Tanrı’nın Zihni” tanımlamasını da kullanmaktadır.

Stephen Hawking, “Herşeyin Teorisi”nin, “Tanrının Zihnini” açıklayabileceğine inansa da, “Tanrı yok!” demeye de devam etmekte.

Albert Einstein, Tanrı’nın büyüklüğü ve muazzamlığı karşısında aciz olduğunu ve Tanrı’yı tam olarak anlaması için yeterince zihinsel kaynaklara da (akıl ve muhakame yeteneğine) sahip olmadığını da itiraf etmekteydi.

“Ben ateist değilim. Panteist de diyemem. Bu konu bizim sınırlı beyinlerimiz için oldukça geniş, anlaşılması güç. Bizler bu noktada küçük bir çocuk konumundayız… bana öyle geliyor ki; en akıllı insanın bile Tanrı’ya karşı tutumu küçük bir çocuğun tutumundan daha öteye gidemez. Evrenin muhteşem bir şekilde düzenlenmiş olduğunu görüyoruz ve bazı yasalarına uymakla birlikte, bu yasaları sadece kısmen ve biraz olsun anlayabiliyoruz.”

Michio Kaku ve Albert Einstein yalnız değiller. Diğer bilim insanları da Bir Gücün (Tanrı’nın) var olduğu sonucuna vardılar.Bilim ve Tanrı birbiriyle çakışmaya da bilir.. Tıpkı Albert Einstein’ın hem bilim insanı hem de dindar olduğu gibi, Michio Kaku ve diğer bazı bilim insanları, hem bilimsel hem de dindar olabiliyorlar.

Stephen Weinberg, Stephen Hawking ve Leon Lederman gibi bilim insanları, Tanrı hakkında konuştuklarında, Tanrı’nın kişiliğe dayalı bir varlık olmadığını, sistem ve düzenin ve uyumun soyut bir ilkesi olduğunu dile getirmekteler.

Michio Kaku, Tanrı’yı nasıl bir açıdan düşünmekte? Kişisel, bir Tanrı olmadığını yukarıdaki videoda söylese de, akıllı bir tasarımcıya inanmakta. Michio Kaku, Albert Einstein’ın fikirlerini yansıtıyor gözükmekte.

Stephen Hawking, evrenin yaratılışında zamanın tek bir an olmadığını, zamanın, evrenin yan ürününün kademeli başlangıcı olduğuna işaret ettiği sonucuna varır. Hawking’in bununla Tanrının varlığını reddetmiş gibi gözmekte.

Hem fizikçi hem de teolog-ilahiyatçı olan Robert Russell, Hawking’in teorisinin, 1500 sene önce Aziz Agustin tarafından söylediğini dile getirmekte. Aziz Agustin, evrenin zamanda değil, zamanla yaratıldığını söylemişti. PBS’e  verdiği demeçte Robert Russel, Stephen Hawking’in biliminin ve Aziz Agustin’in klasik teolojisinin bu konuda hem fikir olduğunu iddia etmekte.

Michio Kaku, Stephen Hawking, Stephen Weinburg, ve diğer bir çok kişi, “Herşeyin Teorisi”ni tanımlamada uzun bir yolculuğa çıkmışlarıdır. Bu teori, Albert Einstein’ın genel izafiyet teorisini kuantum teroisi ile birleştirmenin temel taşını içermektedir. Michio Kaku ve Stephen Hawking için, evrendeki yıldızların ve gezegenlerin hareketleri ile atomların içindeki mikroskopik parçacıklar arasında tam bir paralellik olduğunu kanıtlamak, “Herşeyin Teorisi”nin manevi değer ve inançları, bir başka deyişle, kutsal kasesi olacaktır.

PBS’e göre, Michio Kaku ve Stephen Hawking gibi bilim insanları, bunu daha da ileri götürmek istemekteler.

“Bu teori, fizikçilerin bildiği evrendeki tüm temel fiziksel güçler konusundaki anlayışları bir araya getirmekte. Şu anda fizikçiler bu güçlerin her biri için ayrı bir teoriye sahip olsalar da, onlar da bu dördünün birleşip, tek birleşik bir teori olmasını istemekteler.”

Michio Kaku için bu, Özde,“Tanrının Zihninde” saklı. PBS, Stephen Weinberg’den bu konuda şöyle bir açıklama paylaşmakta: “Bu herşeyi anlama fikri konusunda bizi biraz rahatlatabilir… Evren anlaşıldıkça, anlamsızlaşır.”

John Barrow ve Frank Tipler de bunların hepsini “Antropik Prensip” adlı kitaplarında özetlerler. PBS ise bu ilkeleri layman prensipleri içinde (uzman olmayanlara göre) açıklamaktadır.

“Bu fikrin özü, fizikçilerin  doğanın temel fizik kanunlarına ve sabitlerinde mevcut bulunmaktadır. Onların tespit ettikleri şey; bu yasaların ve sabitlerin çoğunun, yaşamı mümkün kılacak şekilde, çok ince ayarla dengelenmiş gözükmesidir.”

Michio Kaku da bu gerçeği “Akıllı Tasarım”ın kanıtı olarak yorumlamakta. Görünüşe göre bu yine de meselenin açıklanmasında Stephen Hawking için yeterli derecede kanıt içermemektedir.

John Barrow ve Frank Tipper’in “Anthropik İlkesi” PBS’te ayrıntılı olarak şöyle açıklanmakta:

“Barrow ve Tipler gibi fizikçilere göre, ilkerleri, yaşamın gelişmesi için bir şeyin doğanın kanunlarının ince ve dikkatlice ayarlandığına işaret etmektedir. Bilim insanlarına göre bu, Weinseberg’in tamamen kişiliksiz (bir kişiliği olmayan) gördüğü doğa kanunlarının, perdenin arkasında düşünen bir aklın varlığına (bizim gibi varlıkların gelişmesini “dileyen”, “irade eden”) işaret etmekte.”

Michio Kaku, Stephen Hawking, John Barrow, Frank Tipler, ve Stephen Weinberg aynı kanıtlara ve aynı denklemlere baksalar da, onların Tanrı hakkında ulaştıkları sonuç farklı.

Evren, Stephen Weinberg’in iddia ettiği gibi anlamsız mı, yoksa Michio Kaku’nun söylediği gibi bir senfoni mi? John Barrow ve Frank Tipler, “Evren belli ki yaşam için dizayn edilmiş” dedikleri nokta da haklılar mı?, çok az değişklikle evren biyolojik yaşam biçimlerinin yaşamalarını imkansız hale getirebilecek şekilde çalışabilir…

Stephen Hawking’in evrenin zamanın dışında yaratıldığına inanması onun Tanrının olmadığına inanmasına neden olmuşken, aynı kavram, Aziz Agustin için Tanrıya derinden inanmasına neden olmaktadır. Belki de Tanrı, inanmayanlar için bilim ile kanıtlanamaz ya da inananlar için aksi ispat edilemez.

Herşeyin Teorisi” Einstein ve Michio Kaku’nun  “Tanrının Zihni” dedikleri şeyi anlatabilir, açığa çıkarabilir ama inanmayanalara da bambaşka bir şey ifade edebilir.

Çeviren: AylinEr
Kaynak : http://www.inquisitr.com/opinion/4441013/stephen-hawking-michio-kaku-and-other-scientists-on-god-the-existence-and-mind-of-god/amp/

Check Also

Geri Dönüşü Olmayan İnsan Ruhunun Ölümsüz Yolculuğu