Neden stresim var? Neden bu kadar çok insanın depresyonu var?

Beynimiz dijital dünyanın yeni zorluklarıyla ne kadar iyi başa çıkıyor? Bu hala belirsiz, diyor Psikolog Leon Windscheid.

Kafadaki eski donanım yeni dünyaya uymuyor.

İnsan beyni 300.000 yaşında ve son zamanlarda dijitalleştirme ve modern medya ile baş etmek zorunda kaldı. Psikolog Leon Windscheid bunun ne kadar iyi çalıştığını açıklıyor.

heute.de: Beynimiz nasıl çalışıyor ki bu kadar kolay tetiklenebiliyoruz?

Windscheid: Benim için her zaman en önemli şey, insanların kafamızda olanların 300.000 yaşında olduğunu unutmamalarıdır. Alçakgönüllü olarak ‘bilge adam‘ olarak adlandırdığımız türümüz Homo sapiens, yüz binlerce yıldır yenilenmemiş bir şey tarafından kontrol ediliyor. Milyonlarca yıldır kafamızdaki doğa bozuldu. Beyinlerimiz atalarımızın bazılarından daha küçüktür. Bence beynin nasıl çalıştığının farkında olmak gerekir. Bu, taşıdığımız aslında hiç de hızlı olmayan eski donanımın , dijital ve ağlarla bağlanmış dünyaya nasıl uyduğunu anlamanın tek yoludur.

heute.de: Hayatımız üstünde etkileri var mıdır?

 Windscheid: Pek çok insan bizi kontrol eden eski bir şey olduğu gerçeğini görmezden geliyor. Benim için şu çok önemli, kendinize sorun, neden artık bu şekilde çalışmıyorum? Neden stresim var? Neden bu kadar çok insanın depresyonu var? Neden başarısız olacağım konusunda endişeliyim? Böyle durumlarda eskiden kullanılan bir doğa düşüncesi vardı, bu da artık işe yaramıyor.

Kafanı kuma gömmek için hiçbir sebep yok. Sanırım psikolojinin dahil olduğu yer tam burası. Benim için psikolojinin amacı her zaman beyni ve dünyayı bir arada tutmaktır. Artık ‘bir araya gelmiyor’ dediğiniz şeyi böylece tekrar biraraya getirebilirsiniz.

heute.de: Dijitalleşmenin beynimiz üzerindeki etkisi nedir?

Windscheid: Sadece bir örnek: Kimsenin on ila on beş yıl önce ne için kullanabileceğini bilmediği bir cihaza bakmak için ortalama olarak her 18 dakikada bir ne iş yapıyorsak bırakıyoruz, yarıda kesiyoruz. Orada ne olup bittiğini ve arkadaşlarımın ne gönderdiğini görmek için akıllı telefonumun ekranından dış dünyaya bakıyorum. Bu on yıl önce klasik bir davranış bozukluğu olurdu. Bugün tamamen normal.

Bugün, hayatımızın düğünler, doğum günleri veya paraşütle atlama gibi en samimi durumlarında akıllı telefonlarımızla küçük videolar ve fotoğraflar çekmekle meşgul olmamız normaldir. Ancak anılarımızı şu anda beynimize yüklemek yerine, filtrelerle doldurulmuş bir ağa yüklemekteyiz. Bunların hepsi henüz ilk etki. Beynimiz üzerindeki etkisi söz konusu olduğunda dijitalleşmeyi şeytanlaştırmak istemiyorum, çünkü bugün bunu söylemek için çok erken.

heute.de: Neden bir karar vermek için henüz çok erken?

Windscheid: Dijitalleşme gibi bir yenilik beynimize ulaştığında, 15 yılda bunun nasıl etkileyeceğini söylemek için çok erken olur. Tabii ki bilmek istiyoruz ve zaten bildiklerini düşünen araştırmacılar var. Fakat bunun için uzun süreli çalışmalara ihtiyacımız var. Ama, bizi etkileyeceğinden eminim. Sadece olumlu ya da olumsuz olup olmadığını öğreneceğiz. Bu nedenle temel mekanizmayı bilmek önemli.

heute.de: Bağımlılık yapıcı bir etkisi varmı?

Windscheid: Tamamiyle

heute.de: Neyin sonucu?

Windscheid: Birçok insanın mutluluk hormonu konusunda karıştırdığı çok önemli bir nokta var. Dopaminin, mutluluk hormonu olduğu düşünülüyor. Ancak dopaminin mutluluk değil, mutluluk beklentisi hormonu olduğunu gösteren çok heyecan verici bir araştırma var.

heute.de: Bu nasıl öğrenildi?

Windscheid: Kafes içinde bir maymun eğitildi. Ne zaman bir ışık yanarsa, maymun bir kolu aşağı iter. Bu arkasında yiyecek olan bir kapıyı açar. Maymun bunu öğrenir ve mekanizmayı anlar. Araştırmacılar maymundaki dopamini ölçtüklerinde ödül aldığında en yüksek seviyeye ulaşmadığını gördüler. Asıl mutluluk hissi lamba yandığında ve maymun harika bir şey olmasını beklemeye başladığında en yüksek seviyeye çıkmaktadır.

Sonrasında araştırmacılar deneyde rastgele bir mekanizma kurdular.

Yani, lamba yanar, maymun kolu iter ve kapağın ardında yiyecek alma şansı sadece %50 dir. Peki maymun beynindeki dopamine ne olur? Birçoğu azaldığını düşünüyor. Maymun rahatsız, daha az mutlu ve artık eskisi kadar sevinmiyor.

heute.de: Ancak?

Windscheid: Ancak durum tam tersidir. Dopamin, rastgele mekanizmanın kurulduğu andan itibaren yukarı doğru hareket eder.

heute.de: Bu neden böyle?

Windscheid: Bunun nedeni “Belki” kelimesidir. Maymun ödüllendirilip ödüllendirilmeyeceğini bilemez. Ve bu beyinlerimiz için eroin gibidir Şimdi bunu insanlığa uyarlayabiliriz. Sosyal medyayı ya da bir haber sayfasını açıp, ilginç bir şey bulamayacağını anlayana kadar , beş kilometre boyunca kaydır. Bu tam olarak “dopamin ve belki” durumudur. Çok ilginç bir şey gördüğüm nadir durumlarda ödüllendirilirim ve iyi hissederim. Zamanın geri kalanında sadece bir şeyleri kaçırdığım için endişeleniyorum. Belki bir şeyi gözden kaçırdım. Belki de sesli mesajda ilginç bir şeyler vardır.

heute.de: Bu tuzaktan nasıl çıkılır?

Windscheid: Kim bu kısır döngüyü kırmak istiyorsa, akıllı telefonuna daha az bakmalı. Kurallar koymalı; Örneğin, günde yalnızca iki kez bakmak gibi. Bu seni daha açgözlü yaparsa o zaman telefonu kapatman gerek. Sen kendin karar vermelisin.
Bu mutlak bir cevap değil. Herkes kendine uygun olanı kendi bulmak zorunda. Hangi uygulamalar ve sayfalar benim dikkatimi dağıtıyor, beni gerçekten rahatsız ediyor? Onlar gitmek zorunda. Başka türlü olmuyor. Ücretsiz gelen şeyler dikkatimiz için aslında en pahalı olanlardır. Yani en büyük dikkat dağıtıcı ve en büyük bağımlılık faktörleri bunlardır.

Röportaj Florence-Anne Kälble tarafından yapıldı.

Çeviren : Uğur GÜLDERER
https://www.zdf.de/nachrichten/heute/psychologe-erklaert-inwiefern-gehirn-probleme-mit-digitalisierung-hat-100.html

Check Also

Geri Dönüşü Olmayan İnsan Ruhunun Ölümsüz Yolculuğu