Güneşin Cilde Zararı Karanlıkta Dahi Devam Etmekte

Yeni araştırmaya göre, güneşin cildimize bilinende  daha gizli zararları olduğu…
cilt2

Science dergisinde yayınlanan araştırmada, güneşe maruz kalmanın etkileri DNA’nızı hasara uğratmaya “karanlık”ta bile devam edebiliyor.

Araştırmacılar, güneşin cildinizdeki DNA’nız üzerindeki zararın yarısı, “karanlık yol” adı verilen kimyasal bir işlem vasıtasıyla   güneş ışığına maruz kaldıktan 3 saat sonrasına kadar devam ediyor.

Yale Üniversitesi Terapötik Radyoloji ve Dermatoloji Bölümü Profesörü ve bu araştırmanın baş yazarı Douglas Brash şunları ifade ediyor: “Araştırmamızdan ders alınıcak ana nokta; güneşe maruz kaldıktan sonra bile cildimizde hasar oluşumu devam etmekte.” cilt1

Bilim insanları, UVB ve UVA ışınları deri hücrelerindeki DNA’yı olumsuz yönde etkilediğini 50 yıldır bilmekteler. DNA tarafından bir foton emildiğinde, bu, DNA sarmalındaki baz harflerin ikisinin bağlarını eritir ve düzgün bir şekilde kopyalama yapmasını zorlaştırır.

Bu tarz bir hasara “siklobütan pirimidin dimer (CPD)” denir ve bu,foton cilde ulaşır ulaşmaz, saniyenin milyonda birinin milyonda birinde olur.

Brash: “Bu hikayenin sonu olmalı.”

Fakat 2011’de Brash ve Yale’de Teröpatik Radyoloji Bölümünden ve araştırmanın ortaklarından bilim insanı Sanjay Premi, şaşırtıcı bir keşif yaptılar.  Melanin üreten, insan ve fare deri hücreleri olan “melanositler” üzerinde çalışmak için onlara bir bağış yapılmıştı. Özellikle onlar, bu hücrelerin UV’ye maruz kaldıklarında nasıl tepki verdikleri üzerinde çalışmayı planlamışlardı.

Tüm laboratuvar araçlarının doğru bir şekilde çalışmasını sağlamak için, araştırmacılar, hücreler UV ışınına maruz bırakıldı ve daha sonra CPD’lerinin ya da oluşan dimerlerinin sayısı ölçüldü.

Bir kaç saat sonra numunelere baktıklarında, bekledikleri şey; onarım meknanizmasından dolayı dimerlerin sayısının düşeceğiydi ama bunu yerine sayı artmıştı!

Premi: “İlk seferinde biz bunun bir hata olduğunu düşündük. Ama bunun gerçek bir şey olduğunu onaylamak için, farklı teknikler kullanarak, pek çok kez tekrarladık.”

Araştırmacılar, UV ışının gerçekten de hava karardığında bile DNA’ya zarar vermeye devam ettiğini belirledikten sonra, bunun neden olduğunu tespit etmeye karar verirler.

Bir seri deney sonucunda, onlar doğrudan UV’ye maruz kalmanın her çeşit deri hücresinde dimerler oluşmasına neden olduğunu bulurlar ama sadece melanositler ışığın yokluğunda- karanlıkta bu defektleri-kusurları çoğaltmaktadır.

Bu, başka bir beklenmedik şeydir! Çünkü melanin’in cildi doğrudan güneş ışınlarından koruduğu bilinmektedir ama şimdi, “karanlık yol” hasarının kaynağı olduğu gözükmekteydi.

Yapılan bir sürü deneyden sonra, bilim insanları UV ışınının, melanindeki elektronu uyarmak için  bir araya gelen hücredeki enzimleri aktive ettiğini keşfederler. Uyarılan elektronlardaki enerji, DNA’ya aktarılır. Bunun neticesi olarak da; bir fotonun DNA tarafından doğrudan emiliminin neden olduğu aynı hasar oluşur.

Brash “karanlık yolun” altında yatan kimyasalın denizanalarında ve ateş böceklerinde görülmekte olduğunu dile getiriyor. Ama bunun memelilerde daha önce hiç görülmediğini ve örneğin; ateşböcekleri biyoışıldama yaratmak için ateşlenmiş elektron enerjisini kullandığını da dile getirir.

Brash: “Karanlık yol muhtemelen güneşe maruz kalma süresinde başlar ama ondan sonra da saatler boyunca devam eder.”

Bilim insanları, DNA hasarına yol açan bu yeni keşfedilen kimyasal yolu bilindikleri için belki de onu engelleyebilirler. Araştırmaları süresince, bilim insanları UV ışınlarına maruz kaldıktan sonra oluşan dimerleri durdurabilecek iki kimyasal kullandılar ve bu da diğer bilim insanlarına hangi çeşit kimyasalı inceleyecekleri konusunda bir ipucu verebilir.

Brash: “Elektrondaki enerjiyi almak ve başka bir yere yönlendirmek bir fikir olabilir. Gelecekte insanlar belki de dışarı çıkarken güneş kremi sürüp, akşam eve arabayla dönerken de bir başka krem sürebilirler.”

Bu çalışmaya dahil olmayan, St. Louis’deki Washington Üniveristesi’nde Biyo-Organik dalında kimyager olan John-Stephen Taylor, bu çalışmanın çok etkileyici olduğun belirtmekte ve şunları söylemekte: “Bu şeyi açığa çıkarmak çeşitli disiplinler üzerinden bir dizi deney yapmayı gerektirmiştir. Onlar biyolojik, kimyasal ve foto-fiziksel deneyler yapmışlardır. Araştırmacılar, doğrudan DNA bozulmasına yol açan kimyasal reaksiyonu görememişlerse de araştırma yazılarındaki koşullara bağlı kanıtlar çok tatmin edicidir.”

Çeviren: AylinER
http://www.latimes.com/science/sciencenow/la-sci-sn-sun-damages-your-skin-in-the-dark-20150219-story.html

Check Also

Geri Dönüşü Olmayan İnsan Ruhunun Ölümsüz Yolculuğu