Evren Burada Olduğumuzu Biliyor mu?

 

Bilebildiğimiz kadarıyla evrende yalnızız. Ama eğer değilsek, acaba uzaylılar da yalnız olmadıklarını biliyorlar mı? Eğer bizden haberdarlarsa, hakkımızda ne kadar bilgi sahibiler? Bu çok büyük oranda onların kim olduğuna ve nerede yaşadıklarına bağlı. Eğer yakınlardaki yıldızların yörüngesindeki gezegenlerde yaşıyorlarsa- ki bunlar birkaç 10 ışık yılı uzaklıktalar- bizimkine benzer zekaya ve teknolojiye sahiplerse, bizim burada olduğumuzu biliyor olabilirler. Bunu da bizim olası yıldızlararası izleyicilere gönderdiğimiz sinyaller sayesinde bilirler. Ama bizden haberdar olmaları aynı zamanda seçici davranmaları ve Beatles, Doritos, teremin gibi enterasan bilgilere sahip olmaları demek.

Eğer komşularımız daha ileri seviyedelerse- mesela alıcı içlerine uydularını saklayabiliyorlarsa- ikinci dünya savaşı sonrası artan Dünyadan gönderilen zayıf Tv sinyallerini izliyor olabilirler. Sinyali çözümlemeyi başardıklarını varsayarsak, hakkımızda çok şey biliyorlardır: Neye benziyoruz, nasıl davranıyoruz, birbirimizle olan bağlantımız, üreme yöntemlerimiz, kültürümüz, tarihimiz ve saçma programları izleme tercihimiz gibi.

Muhtemelen güneş sistemi dışında yayınlarımızın ulaşabileceği mesafede Dünya’ya benzer birkaç gezegen vardır. Ama bunlardan birinde dinleme yapılabilecek ileri yaşam koşullarının olma olasılığı çok küçüktür. Eğer oradalarsa, varlıklarını bizden gizleyebilmekte gerçekten başarılılar demektir.

Oldukça sınırlı mesafelerin ötesinde, rakamlardan yola çıkıldığında gelişmiş yaşam saçmalıkları çok daha fazla olabilir. Galaksimizde yüz milyarlarca yıldız var; bunların 1 milyon tanesi 1000 ışık yılı uzaklıkta. Ama bizim yapay sinyallerimiz henüz onlara ulaşamadı. Bu mesafelerdeki medeniyetler hakkımızda bir şey bilebilirler mi?

Her şeyi detaylarıyla görmek gerçekten astronomik bir açıklık gerektirecek olsa da, teknik olarak uzak mesafelerden bilgi toplayabilecek teleskoplar yaratmak mümkündür. Bunu yapmanın yollarından bir tanesi de, yerçekimsel kırılma olarak, ışığı nasıl kırdığını görmek yoluyla bir yıldız ya da kara delik gibi devasa bir obje kullanmaktır.  Teknik olarak mümkün ama son derece karmaşık ve pahalı olsa da, eğer Güneş’imizi bu yolla kullanırsak, yakın mesafede olan güneş sistemi dışındaki gezegenlerin yol ağlarını fark edebilir ya da sokak lambalarını ayırt edebiliriz. Tabi eğer varsa.

Çok daha gelişmiş toplum için, atalarımızın Dünya üzerinde gelişmekte olan izlerinin yüzlerce ya da binlerce ışık yılı öteden izlenmekte olduğu düşünülebilir. Ama ne kadar uzak olurlarsa, tarihimiz o kadar onların ulaşamayacağı uzaklıkta olacaktır.

Peki ya daha da uzaktaki toplumlar? Güneş sistemi dışındaki gezegenleri saptamadaki mevcut yeteneğimiz düşünüldüğünde, Dünya’dan milyonlarca ışık yılı uzaklıktaki medeniyetlerin spiral bir galaksinin bir kolundaki sarı bir cüce yıldızın yaşanabilir alanında bulunan Dünya’mızdan haberdar olmalarını hayal etmek çok zor değildir. Gezegenimizin 2 milyar yıllık oksijen imzası antik yaşamın diğer spektral izlerinden toplanmış olabilir. Ama zeki yaşam onların ulaşamayacağı uzaklıkta olacaktır.

Kaliforniya SETI Enstitüsü müdürü Seth Shostak: “Eğer bizlerden sadece 100 yıl daha ileride olan bir toplumdaki bir uzaylı olsam, yazdığım astronomi ders kitaplarımda kesinlikle yaşanabilir dünyalarla ilgili devasa tablolar olurdu. Onlar buna farklı bir isim verse de, Dünya da bunlardan bir tanesi olurdu.Tıpkı bizim hakkında bilgi sahibi olduğumuz yaşanabilir dünyalara verdiğimiz işlevsel ama sade isimler gibi. KOI- 3010.01 gezegeninden selamlar. Barış için burdayız…”

Yazan : Jon White
Çeviren : Sıdıka ÖZEMRE
2 Mayıs 2015 tarihli New Scientist dergisinden çevrilmiştir.

Check Also

Geri Dönüşü Olmayan İnsan Ruhunun Ölümsüz Yolculuğu