Evren Bizim İçin mi Yaratıldı?

hepiz

Dünya’daki varlığımızın çoğunda, biz insanlar kendimizi çok önemliymişiz gibi gördük. Sonra bilim çıkageldi ve bizlerin nasıl tamamen önemsiz olduğunu düşündürdü. Biz evrenin merkezi değiliz. Özel değiliz. Biz sadece, milyarlarca galaksinin arasından, bizsiz 13.8 milyar yıldır var olan birinin, sıradan bir yıldızının yörüngesinde dönen, küçücük bir gezegende yaşayan bir maymun türüyüz.

Fakat belki biz kendimizi başarısız olarak görmek için çok aceleciydik.  Hala dünyanın merkezi olduğumuza dair bir anlayış var.

Bilim ayrıca bize fizik kurallarının saçma bir şekilde, neredeyse inanılmaz bir biçimde, sizin için ve benim için “inceayarlı” olduğunu öğretti. Elektromanyetik gücü ele alın. Yıldızların proton ve nötronları bağlayıp karbon oluşturması için mükemmel bir şekilde ayarlanmış bir değere sahiptir (biliyoruz ki yaşamın yapı taşıdır). Ya da protonların ve nötronların içini saran güçlü nükleer kuvvet. Eğer bir nebze daha güçlü olsaydı, tüm dünya hidrojenden yapılmış olurdu; daha zayıf olsaydı hiçbir biçimde hidrojen olmazdı. Her iki durumda da, bildiğimiz gibi bir yaşam mümkün olmazdı. Boş uzayda barındırılan enerji miktarı bile zeki yaşamın gelişimine olanak sağlamak için mükemmel bir şekilde ayarlanmıştır. Hepsi bu değil. Toplam olarak, yaşam için tam doğru olan yaklaşık 12 parametre tanımlandı.

Evren neden bu kadar mükemmel? Çoğu fizikçi, bazı bakımlardan, başka türlü olamayacağını tartışıyorlar. Bu sorgulama  “antropik prensipler” olarak bilinen birkaç farklı cevaba sebebiyet verdi.

Spektrumun bir sonu bizi merkeze tamamen geri koyuyor. Bu olağanüstü antropik prensip, evrenin çok mükemmel olduğunu, ya zeki bir yaratıcı tarafından ya da daha muhtemel olarak, kozmosun kendini zeki yaşama iten bazı temel özelliklerinden dolayı, bizim için yaratılmış olması gerektiğini öneriyor. Bu kitapta, The Goldilocks Enigma, Arizona State Üniversitesi’nde kozmolog olan Paul Davies, tereddütle yaşamın bir doğa kanunu olma olasılığını ileri sürüyor. O buna “yaşam prensibi” adını veriyor. Ayrıca bunun teolojiye yaklaştığını kabul ediyor.

Çoğu fizikçinin bu gibi fikirlere ayıracak zamanı yoktur. Pasedana, Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nde kozmolog olan Sean Carroll, “Yani bu tamamen bizim için mi? Bu tamamen tuhaf” diyor.

Belkide, o halde, tam tersi durumdur : Antropik prensibin diğer bir formülüne göre, evren sadece biz varolduğumuz için var.  Biz onu bilincimizle hayalimizde canlandırıyoruz.

Aynı zamanda prensibin bazı akıl almaz eksik versiyonları da mevcuttur. Evrenin neden bizim için mükemmel şekilde yapılmış gibi göründüğünü açıklamaya çalışıyorlar, öyle olmasa dahi. Özetle, bu zayıf antropik prensip, bizim evreni gözlemlemek için etrafta olduğumuzu, basitçe bizim varlığımıza olanak sağlamak zorunda olduğunu söylüyor.

Bu sıklıkla, fiziki kuralların ve kanunların farklı olduğu, evrenin diğer bölgelerinin –ya da diğer evrenlerin– var olduğunu ima etmek için tutulur.  Böylece, işlerin neden böyle olduğunu sormak, neden bu bölgedeyiz sorusunu sormak anlamına gelir. Bu durumda, antropik prensip sadece bizim yaşam türümüze misafirperver olan yerlerin, var olabileceğimiz muhtemel tek yer olduğuna işaret ediyor.

Bu sorgulama hattı, hem kuantum mekaniği hem de standart kozmolojiden açığa çıkan, çoklu evrenlerin var olma olasılığıyla desteklendi. Diğer birçok evrenle birlikte, her birinin kendi fiziksel değişmezleri ve kurallarıyla, bizim ince-ayarlı evrenimizin gizemi buharlaştı. Biz sadece karbon-tabanlı yaşam için ince-ayarlı olan evren içerisinde olabiliriz.

Fakat antropik prensibin bu versiyonu ince-ayarı açıklasa dahi,  kozmos tanımımızın içine insan gözlemcilerini sıkıca tekrar koyarak, bizi hala bazı eski(kendi kendini tayin etmiş) ihtişamımıza geri kavuşturuyor. Davies, “Gördüğümüz evreni açıklamak isterseniz, onu gördüğümüze dair mutlak gerçek, bu açıklamanın bir parçasıdır. Bu, bilim tarihindeki, resimden gözlemciyi büsbütün çıkaran bir U-dönüşünün bir parçasıdır” diyor.

Yazan    : Michael Slezak
Çeviren : Gültekin METİN
2 Mayıs 2015 tarihli New Scientist dergisinden çevrilmiştir.

Check Also

Geri Dönüşü Olmayan İnsan Ruhunun Ölümsüz Yolculuğu