Daha Sağlıklı Yaşam için önemli bir Eylem

sağlık

Gençliğimde 2 yıl boyunca Discovery Kanalı’nın ticari işlemler bölümünde çalıştım. Günde 9 saat, haftada 5 gün. Manhattan’daki ofislerinde uyumamaya çalışarak tüm gün oturuyordum. Ofis bölmelerinin üstündeki sıra sıra lambalardan sızan ışık beni uyuşturuyordu.

Doğal olmayan parlak florasan ampüller haftanın 45 saati tepemizdeydi. Ek işim olan magazin editörlüğü yaptığım ofiste lamba olmasından ise memnundum. Etrafınızdaki ışıkları kontrol edebiliyor olmak sağlığınız için önemlidir.

24 saatlik ritimin fizyolojik işlev için önemli olduğunu biliyoruz. Işığın da bu günlük ritim üzerinde önemli bir rolü var. Elektrik sayesinde bu sürece darbe vurduk. Ziraat bakımından bu kötü bir şey değil. Daha fazla verim alabilmek için mahsülü daha kolay işleyebiliriz. Ama mesele şu ki, biz bitki değiliz. Yeni bir çalışma suni aydınlanmanın insan bedeni için ne kadar zararlı olduğunu göstermektedir.

Hollanda Leiden Üniversitesi’nde hazırlanan rapora göre, sürekli ışık altında tutulan farelerin bağışıklık sisteminde inflamatuvar(iltihaplı) aktivasyon, kas kaybı ve erken kemik erimesi işaretleri gözlendi.

Bir insanın gece gündüz suni ışığa maruz kalmasının çok olası olmadığını düşünsek de, araştırmacılar bu bilginin özellikle kemik yoğunluğundaki azalmanın ve enflamasyonun hastalığın temel belirtileri olduğu yaşlı nüfus ile ilgili olduğunu söylüyorlar.

Uyumadığımızda enflamasyon(iltihap) artar. Işığın, bilhassa da aletlerden yayılan mavi ışığın melatonin üretimini durdurduğu söyleniyor. Melatonin ise ne kadar süre ve ne kadar derin uyuduğunuzu etkilemektedir. Stres ve enflamasyonun sıklıkla aynı zamanda oluştuğunu söyleyecek olursak, yatmadan 1 ya da 2 saat önce telefonlarınızı, tabletlerinizi kapatmanız daha kaliteli uyku uyumanızı sağlayacaktır.

Harward’da nörobilimci olan Anne-Marie Chang elektronik aletlerden yayılan ışığın sadece yatana kadar değil, sabaha kadar etkisinin sürdüğünü keşfetti. Chang, kağıttan kitap okuyanlar ile tablet kullananları karşılaştırdı. Şöyle diyor:

Işık yayan kaynaklardan bir şeyler okuyan katılımcıların uykuya dalmasının daha uzun sürdüğünü, REM uykularının( rüya gördüğümüz evre) daha kısa sürdüğünü ve basılı kitap okuyanlara kıyasla yatmadan önce daha fazla uyanık olduklarını gördük. Ayrıca 8 saatlik bir uykudan sonra, bir kaynaktan yayılan ışık ile kitap okuyanların uyanmaları daha uzun vakit alırken, uyandıklarında da hala uykuluydular.

Konuyla ilgili birkaç öneri sunuldu. Sarı ışık, 24 saatlik ritmi mavi ışığın etkilediği kadar etkilememektedir. Özellikle yatak odanızdaki ve banyonuzdaki ampulleri( ya da gece kullandığınız oda hangisiyse)değiştirmek daha hızlı uyumanızı sağlayacaktır. F.lux gibi uygulamalar aracınızdaki ışığı sizin için kısar ama kontrol yine de sizdedir ve dilerseniz değiştirebilirsiniz. Günün hangi saati olduğuna bakmaksızın parlaklığı azaltmak iyi bir fikirdir. Gece okumak için en iyi seçenek kağıda basılı bir kitap olacaktır.

Tabi ki hepsinin en kolay çözümü var: Elinizdeki alet her ne ise akşamları bırakın elinizden. Mümkünse evinizi daha düşük ampüllerle aydınlatın. Florasan ışıklardan kaçının. Teknolojinin bizi hep ileriye götürdüğünü düşünürüz. Ama geldiğimiz noktadan bakacak olursak güneş ışığı hala zirvede.

Çeviren : Sıdıka ÖZEMRE
http://bigthink.com/21st-century-spirituality/a-crucial-hack-to-better-health?utm_campaign=Echobox&utm_medium=Social&utm_source=Twitter#link_time=1481822573

Check Also

Geri Dönüşü Olmayan İnsan Ruhunun Ölümsüz Yolculuğu