BAĞIMLILIĞI ANLAMAK

Bağımlılık Beyni Nasıl Ele Geçirmekte?

 Kilit Noktalar

 •    *Bağımlılık bir şeyi yoğun bir şekilde arzulama, kullanım üzerinde kontrolü kaybetme ve olumsuz neticelerine rağmen dahil olduğu şeye devam etme

•   *Bağımlılık beyni değiştiriyor, önce zevk vererek kötüleştiriyor ve sonra öğrenme ve motivasyon gibi diğer normal dürtüleri bozuyor.

•   *Alışkanlığı bozmak zor olsa da yapılabilir. 

Bağımlılığa Ne Neden Olmakta?

“Bağımlılık” kelimesi Latinceden gelmekte ve Latince “köleleştirme” ya da “mahkum olma” anlamındadır. Bunun anlamını bağımlılığından kurtulmak isteyen herhangi bir kişi ya da birisini bağımlılıktan kurtarmada yardım eden bilir.

Bağımlılığın beyin üzerinde uzun ve güçlü bir etkisi vardır ve bu 3 farklı yolla kendini gösterir: bağımlı olduğu nesneyi aşırı arzulamak, o nesne üzerindeki kontrolü kaybetmek ve olumusuz neticelerine rağmen bunun içinde olmayı sürdürmek.

Uzun yıllardır, uzmanlar, sadece alkolün ve güçlü ilaçların bağımlılık yaptığına inanmışlardır. Ancak, nörogörüntüleme teknolojileri ve son zamanlarda yapılan çok fazla araştırma, kumar, alışveriş, seks gibi belirli zevk verici aktivitelerin de beyin üzerinde etkileri olup, beyni ele geçirdiğini göstermektedir.

 

Standart bir Amerikan Teşhis Kılavuzuna göre; çoklu bağımlılığın her biri belirli bir maddeye ya da aktiviteye bağlıdır ve fikir birliği ile varılan şey; bunların ortak bir beyin prosesinin temelindeki çoklu ifadeleri temsil edebilmesidir.

Ortak Probleme Yeni Anlayışlar

Hiç kimse bir bağımlılığa sahip olma niyetinde olamaz, ancak, pek çok insan o tuzağa düşer. Hükümetin en son istatistiğine bir göz atalım:

  • Yaklaşık 23 milyon Amerikalı, nerdeyse her 10 kişiden bir tanesi alkol ya da diğer madde-ilaçlara bağımlı.
  • Bağımlı olanların 2/3’sinden fazlası alkol bağımlısı.
  • Bağımlılık yapan listenin başındaki ilk üç madde şunlar:marihuana, opioid (narkotik) ağrı kesiciler ve kokain

1930’larda araştırmacılar bağımlı davranışına neyin sebep olduğunu araştırmaya başladıklarında, bağımlılık geliştiren kişilerin bir şekilde ahlak yoksunu ya da iradesiz olduklarına inanıyorlardı ve bağımlılığın üstesinden gelmeyi bu kötü insanları cezalandırmadan ya da alternatif olarak da bu alışkanlığı bozmada onların irade göstermelerinden geçtiğini düşünmekteydiler.

Bilimsel konsensus-fikir birliği o günden bugüne değişti. Bugün bağımlılığın, beyin yapısını ve fonksiyonunu değiştirebilen kronik bir hastalık olduğunu düşünüyoruz.

Tıpkı kardiyovasküler rahatsızlıkların kalbe zarar vermesi ya da şeker hastalığını karaciğeri bozması gib, bağımlılık da beyni ele geçiriyor.

Bu da beyinde bir seri değişim ile oluyor; başlangıçta zevk olan şey sonunda kompulsif bir davranış dürtüsüne dönüşüyor.

Zevk ve Haz Prensibi

İster psikoaktif bir ilaçla olsun ya da parasal bir ödül, seksüel bir temasla ya da tatmin edici bri yemek, beyin tüm zevk-hazları aynı yoldan kaydediyor. Beyinde, zevk-hazın ayrı bir yeri var: beyin ödül merkezinde dofamin adlı nörotransmitterin salgılanması, serebral korteksin alt bölümdeki sinir hücre kümesi. (resme bakınız) Ödül merkezindeki dofamin salgısı o kadar istikrarlı ve tutarlı bir şekilde  zevke bağlıdır ki, nörobilimciler bu yüzden beynin bu bölgesine “zevk ve haz merkezi” derler. Nikotinden eroine,tüm uyuşturucu kullanımı, beyin ödül merkezinde özellikle güçlü bir dofamin akımı ve taşmasına neden olur. Uyuşturucu kullanımı ya da ödüllendirici bir aktiviteye katılım ile bu da doğrudan dofamin salgılama hızı, yoğunluğu olacak ve bu da salgının güvenirliliği ile bağlantılı bir bağımlılığa neden olacak. Hattâ aynı uyuşturucu farklı uygulama metodları ile alındığında bile bunun bağımlılığa götürme olasılığı da yüksektir. Bir ilacı yutmaya göre bir uyuşturucuyu içmek ya da damardan enjekte etmek, genel olarak daha hızlı, daha güçlü dofamin sinyali üretir ve bu da uyuşturucuyu kötüye kullanmaya yol açar.

bağımlılıkBağımlılık yapan uyuşturucular, beynin ödül sistemine dofamin basarak kestirme yoldan ulaşma sağlar. Hipokampus, bu ani, hızlı tatmin olma hissini anı olarak saklar ve amigdala da bu belirli uyarıcıya şartlı tepki yaratır.

Öğrenme Prosesi

 Bilim insanları, sadece zevk deneyiminin, insanların bağımlılık yapan maddeleri ya da aktiviteyi aramasına yeterli olduğuna inanıyorlardı. Ancak daha çok son zamanlarda yapılan araştırmalarda, durumun daha karmaşık olduğu ortaya çıktı. Dofamin sadece zevk deneyimine değil, ayrıca öğrenmede ve hafızada (bir şeyi beğenmekten bağımlı olmaya geçmedeki bağlantıyı sağlayan iki ana element) da bir rol oynuyordu.

Bağımlılık hakkındaki şimdiki teoriye göre, dofamin beynin ödüle bağlı öğrenme sistemini ele geçirmek için glutamat adlı bir başka nörotransmiter ile etkileşime girmekte. Bu sistem yaşamın devamında önemli bir role sahip, çünkü, insan hayatta kalmak için yeme ve seks gibi aktivitelerini zevk ve ödül ile ilişkilendiriyor.

Beyindeki ödül devresi, motivasyon, ve hafızanın yanında zevkin de dahil olduğu alanları içermekte. Bağımlılık yapan maddeler ve davranışlar aynı devreyi uyarmakta ve sonra da fazlaca yükleme yapmakta. Tekrar edilen bağımlılık yapan madde ya da davranış ödül merkezindeki ve prefrontal korteksteki (planlama ve yönetime ait işlerden sorumlu bölge) sinir hücreleri beğenmenin istemeye döndüğü bir şekilde iletişime girer ve böylelikle de bizim bunun arkasından gitmemize yol açar. Bir başka deyişle,bu proses bizi zevkin ve hazzın kaynağını aramaya yönelik harekete geçirir.

 Bağımlı Mısınız? Bir bağımlılığınızın olup olmadığı doğrudan tespit edilmiyor ve ayrıca bunu itiraf etmek de daha çok utanç verici olduğu ve bağımlı olarak damgalanmaktan endişe edildiği için de kolay değil. Ancak, bu problemi kabullenmek, iyileşmenin ilk adımı.Takip eden sorulardan herhangi birine ”Evet” derseniz, bu sizin bağımlılıkla ilgili bir probleminiz olduğunu ya da en azından bir sağlık danışmanına müracaat edip daha ileri bir değerlendirme ve rehberliğe ihtiyacınız olabileceğini gösterebilir:

*Eskisine göre şuanda herhangi bir maddeyi daha çok kullanıp ya da davranışı daha çok ortaya koyuyor musunuz?

*Maddeyi almadığınızda ya da bu davranış içinde olmadığınızda geriçekilme semptomplarına sahip misiniz?

*Siz hiç birisine bu maddeyi kullanma ya da davranışınızın boyutu hakkında yalan söylediniz mi?

Toleransın Gelişimi

Zamanla beyin maddeyi ya da davranışı daha çok, zevki daha az arar olur. Doğada, ödüller çoğunlukla zaman ve çaba ile gelmekte. Bağımlılık yapan maddeler ve davranışlar, beynin dofamin ve diğer nörotranmitterlerinin akın etmesinde kestirme yol sağlar. Beyinlerimiz şiddetli saldırıya dayanacak kolay bir yola sahip değildir. Örneğin;bağımlılık yapan maddeler, doğal olan ödüllerdekine göre 2 ile 10 kat daha fazla dofamin salgılayabilir ve onlar bunu daha çabuk ve daha güvenilir bir şekilde yapabilirler. Bağımlı olan bir kişide, beyin reseptörleri yenik düşer. Beyin daha az dofamin salgılayarak ya da dofamin reseptörlerini saf dışı bırakarak tepki verir.

Bu adaptasyonların neticesinde,dofamin beynin ödül merkezinde daha az etkiye sahip olur. Bağımlı olan insanlarda ilk başlarda tipik olarak, bu arzu edilen maddenin artık zevk ve haz vermediğini görürler. Aynı yükseklikteki dofamin salgısı ile aynı şekilde hissetmek için daha çok madde almak zorunda kalırlar, çünkü, beyinleri buna uyum—tolerans diye bilinen bir etki– sağlamıştır

Zorunluluk Devreye Girer

 İşte bu noktada zorunluluk devreye girer ve olayı devr alır. Bağımlılık yapan uyşturucu ya da davranışla ilişkilendirilen zevk ve haz anlamını yitirmiştir, ama arzu edilen etkinin hafızası ve onu yeniden yaratma ihtiyacı kalmıştır. Motivasyonun normal sistemi daha fazla çalışmamaktadır. Daha önceden belirtilen öğrenme prosesi devreye girer. Hipokampus ve amigdala, arzu edilen madde ile ilişkilendirilen işaret ve belirtilere ait bilgiyi devreye sokabilmek için depolamıştır. Bu anılar, kişi ne zaman bu çevresel işaretlerle karşı karşıya gelse, bir şartlı tepki—yoğun arzu– yaratmasına yardımcı olur.

Aşırı arzu bağımlılığa katkıda bulunmaz ayrıca zor kazanılmış temkinliğin de elden gitmesine neden olabilir. Eroine bağımlı olan bir kişi, şırıngayı, bir diğeri de bir şişe viskiyi gördüğünde belki de temkinliğinin elden gitme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Şartlanılmış öğrenme insanların alışkanlığı bıraktıktan onca yıl sonra bağımlılık riski ile neden karşı karşıya kaldıklarını açıklamaktadır.

İyileşme Mümkün

 1980’lerin sloganı olan “Sadece “hayır” demek yeterli değil. Bunun yerine diğer şeylere “evet” diyerek bağımlılıktan kendinizi koruyabilir ve iyileştirebilirsiniz. Yaşamınıza anlam katan çeşitli ilgi alanlarına yönelin. Problemlerinizin çoğunlukla geçici olduğunu bilin ve belki de en önemlisi, yaşamın her zaman zevkli olmadığını kabul edin.

Çeviren:AylinER
http://www.helpguide.org/harvard/how-addiction-hijacks-the-brain.htm

Check Also

Geri Dönüşü Olmayan İnsan Ruhunun Ölümsüz Yolculuğu