Stephen Hawking ile Evrene – Uzaylılar – Bölüm 4

Bu yazının videosu yenilenmek için hazırlanmaktadır.

Çeviri: Burcu Karabağ
Hazırlayan: Ekrem Caner Tuna

Fakat, nihai olarak, bence, uzaylıların neyden meydana geldiği o kadar da önemli değil. Bence, onların ne yapabildikleri önemli. Onlar da kozmos hakkında düşünüyorlar mı? Onun sırlarını bizim gibi çözmeye
çalışıyorlar mı? Kısaca, uzaylı yaşamı da bizim evrimleştiğimiz gibi evrimleşti mi ve aklı geliştirdi mi? Eğer evren akıllı, uzayda yolculuk halinde olan uzaylılarla dolu ise, bence en azında bazıları bunlarla ilgil olmalı. En azından merak. Tabii ki, çok sayıda insan onların zaten olduğuna inanıyor. Uzaylı kaçırma hikayeleri benim 1950’lilerdeki üniversite yıllarımdan beri yaygındır. Ve ben de bu “B filmleri” ni seyrettim.

Hikaye hep aynı şekilde ilerler. Yalnız bir birey ıssız bir sokaktayken beklenmedik bir şekilde dolambaçlı bir yola girer ve birden kaybolur. Ben bu tarz hikayeleri duyduğumda hep biraz şüphelenirim. Uzaylının açısından bir bakın. Evrenin uçsuz bucaksız alanlarında üst teknolojiye sahio bir uzay gemisinde yolculuk ederken, yalnız bir dünyalıyı kaçırmadaki amaç ne olabilir ki? Benim fikrime göre, eğer uzaylılar burada ise, şüphe ederim ki gazeteler bu hikayelerle dolu olmalıydı. Ve eğer hükümetler örtbas etmek için bu işin içine girdiler ise, diğer yaptıkları bütün işlerden daha başarılı iş çıkartıyorlar demektir. Yani, uzaylı iletişimindeki eksiklik ciddi bilimsel bir sorunu gündeme getiriyor. Herkes nerede?

Biz 40 yılı aşkın süredir uzayı dinliyoruz. Ve bu sure içinde, hiçbir şey yakalayamadık. Aslında, bir tane gizemli vaka dışında. 16 ağustos 1977’de bir radyo teleskobu sonradan meşhur olmuş bir sinyal yakaladı.
Teleskop, dünya rotasında döndükçe gökyüzünü tarayarak uzayı dinliyordu. Ve sadece bir kere, sonradan bilindiği üzere, herkesi heyecanlandırmış olan “wow!” sinyalini aldı. Sinyal, sadece uzaylı ırkının gönderebileceği türden, radio dalgalarının düzenli bir kaynağı idi. Çünkü evreni dolduran radyo statiğinden çıkıyordu. Bir bilgisayar sinyali 6 harf ve numara olarak kaydetti.

Astronom Jery Ehman veriyi gördü ve boşluğa 1 kelime yazdı. Akabinde Ehman ve diğerleri gökyüzünün o kısmını defalarca araştırdılar ancak hiçbir şey bulamadılar. “Wow” sinyali kaybolmuştu. Bütün gizemli kısım gösteriyor ki uzaylılarla radio aracılığı ile ileitşim kurmak her zaman zor olacak. Bu kadar uçsuz bucaksız evrende, mesajların varış yerine ulaşması uzun zaman alır. “Wow” sinyalinin 200 ışık yılı uzaktaki bir yıldız sisteminden geldiği görünüyordu. Yani bize ulaşması en azından 200 yıl sürmüştü. Eğer bir cevap gönderseydik, yeniden onlara ulaşması bir 200 yıl daha sürecekti ki bu sure içinde onlar ne gönderdiklerini bile unutmuş olabilirler ve bir cevap beklemekten de vazgeçmiş olabilirlerdi.

Daha da kötüsü, bu süreç içinde kendi kendilerini yok etmiş olabilirlerdi. İnsan ırkı atom bombasının gücünü çok çabuk keşfetti.Bunun aynısı akıllı uzaylılar için de geçerli ise, o zaman ömürleri uzun olmayabilir. Belki de e=m.c kare olduğunu keşfettikten hemen sonra kendilerini havaya uçururlar. Eğer medeniyetlerin milyarlarca yılda evrimleşmeleri sadece bir gece sonra fiilen yok olmaları içinse, maalesef, biz onlardan haber alamama şanssızlığının yanıbaşındayız. Fakat kendini yoketmeyi önlemiş olan uzaylıların evreni çoktan sömürgeleştiren durumunda olmaları gibi son bir olasılık da var.

İnsna ırkının gelişmiş uzaylıları ararken sadece 2 seçeneği var. Dinleyebiliriz veya daha aktif olup, konuşmaya istekliliğimizi yayımlayabiliriz. Söyleyebilecekleirmiz hakkında çok dikkatli şekilde düşünmeliyiz.

Bence bu biraz fazla riskli olabilir. Biz, akıllı hayatımızın birdenbire karşılaşmak istemediğimiz bir hale gelebileceğini görmek için sadece kendimizi bakmalıyız. Biz insanlar çoktan kendi evrimimizin seyrini
manipule etmeye muktediriz. Aynı şekilde, muhtemelen bu gelişmiş uzaylılar içinde geçerlidir. Nihai olarak, onlar yaşlanmayı durdurmuş ve gerçekten ölümsüz olmuş olabilirler. Dha da fazlası, onlar bu noktaya milyonlarca yıl once gelmiş olabilir. Bu biraz inanışmaz gelebilir ama mantıklı olarak düşünürseniz, uaylı teknolojisi tıpkı bir roket gemisinin mağara adamına geldiği kadar olağanüstü bir şey olmalıdır.

Ben onların bunlar gibi devasana gemilerde varolabileceklerini, ve büyün kaynakları da aşağıdaki yuva gezegenden kullanmış olduklarını tasavvur ediyorum. Bu tarz uzaylılar erişebildikleri gezegenlerde
hakimiyet ve sömürgecilik arayışında göçebeler haline gelebilirler. Eğer öyle ise, her yeni gezegeni maddeleri için ve daha fazla uzay gemisi yapabilmek ve kendilerinin devam etmelerini sağlamak için sömürmek onlar için mantıklıdır.

Limitleirn ne olduğunu kim bilebilir? Belki de kabiliyetleri ne kadar gücü ele geçirip, kontrol edebilecekleri ile sınırlanabiliyordur. Ve bu bizim ilk başta hayal ettiğimizden de fazlası olabilir. Örneğin, komple bir yıldızdan enerji toplamak mümkün olabilir.

Check Also

Bunu anladığınızda Tüm Hayatınız Değişecek – Bruce Lipton