- Bütün huyların temeli adâlettir,
Ondan sonra hikmet, iffet ve cesâret gelir.. - Hikmet sâhibi demek; fiil ve söz açısından doğru demektir.
Bu dört niteliğe sâhip olan kişinin, - Rûhu ve gönlü, hikmet sâyesinde her şeyi doğru algılar.
Ne gereğinden fazla kurcalayıcı ve ne de aptal olur… - İffet aracılığıyla şehvetinin üzerini örter,
Cinsel isteksizlik gibi, cinsel azgınlık da ondan uzak durur… - Yiğit olur ve alçaklıktan da kibirden de arıdır;
Hem korkaklıktan, hem de âni öfkelerden beri… - Adâlet kişiliğinin şiârı hâline geldi mi,
Artık, haksızlığı olmaz, huyları hep iyi olur. - Bütün güzel huylar orta yerdedir.
Pozitif ve negatif aşırılıklardan uzaktır. - Ortada oluş, dosdoğru yol demektir;
Her iki yanı ise, Cehennem’in çukurları… - İncelik ve keskinlikte kıl ve kılıç gibidir,
Üzerinde oyalanmaya, uzun süre beklemeye gelmez!.. - Adâletin bir tane zıddı vardır,
Diğerlerininkilerle birlikte yedi tane zıd huy vardır. - Her sayının altında, bir baş gizlidir;
Bu yüzden Cehennem’in de yedi tane kapısı var… - Cehennem, zulûme karşı hazırlandığı için,
Cennet de adâletin yeridir. - Adaletin ödülü; Nûr ve Rahmettir;
Zulmûn eksiksiz karşılığı da, Rahmeten uzak oluş ve ezilmedir. - İyiliğin yansıması, adâlettir;
Adalet, beden için olgunluğun doruğudur. - Bileşim bir varlık tek bir parça gibi görününce,
Cüzlerden akıl ve temyiz yetenekleri uzaklaşır; - Yalın Zât’a dönüşürler..
Ve şununla bunun arasında sıkı bir bağ olur;. - Ama, cüzlerin terkibinden kaynaklanan bir bağ değil!..
Çünkü rûh, bedensel niteliklerden uzaktır. - Su ve toprak bir kere tam olarak karıştı mı,
Hak’tan ona izâfi bir rûh gelir… - Temel unsurlar eşit oranda bir araya geldi mi,
Boşluğu da rûh âlemi doldurur. - Bedenin şekillendiği anda rûh ışınlarının yansıması;
Güneşin yeryüzüne ışığını yansıtmasını andırır.