- Sonunda, kim birlik sırrına erdi?.
 Ârif olan, neyi tanır sonunda?..
- Birlik sırrına o kişi erer ki;
 Yolun duraklarında hiç beklemez.
- Arif’in gönlü, varlığı tanır,
 Mutlak varlığı ise, bizzat gözlemler…
- Gerçek “var”dan başka “var” bilmez..
 Ya da, oyundan ibâret varlığı ele verir.
- Senin varlığın, tamâmen dikendir, çer çöptür…
 Kendini bunlardan sıyırarak arındır!..
- Git!. Gönül evini süpür..
 Sevgilinin makâmını, yerini hazırla!..
- Sen çıkarsan oradan, gelir “O”…
 Sana, “sen” olmadan güzelliğini gösterir…
- Nâfile ibâdetlerden dolayı sevgili olma onuruna erişen kimse,
 Olumsuzluk “Lâ” (yoktur)sıyla evi süpürür…
- Sevgilinin canının derinliğinde bir yer bulur,
 “Benimle işitir, benimle görür..” buyruğundan bir nişan taşır.
- Varlıktan küçük bir kırıntı dahi kalsa onda,
 Arif’in bilgisi, somutlaşmaz!..
- Engelleri kendinden uzaklaştırmadığın sürece,
 Gönül evinin içine aydınlık yansımaz!..
- Bu âlemde dört tane engel var;
 Bunlardan arınmanın da dört yolu var:
- Birincisi, kirden ve pislikten arınmaktır,
 İkincisi, günahtan, kötülükten ve vesveseden;
- Üçüncüsü kötü huylardan arınmaktır;
 Çünkü, kötü huylu insan, hayvandan farksızdır!..
- Dördüncüsü, sırrı O’ndan başkası kavramından arındırmaktır.
 Yolculuk da burada sona erer…
- Bu arınmayı gerçekleştiren kimse,
 Kuşkusuz, ilâhi münacata lâyık olur.
- Kendini bütünüyle aradan çıkarmadıkça;
 Namazına namaz denir mi?!.
- Fakat öz, her türlü kirden arındı mı,
 Namazın “göz nûru” niteliğini kazanır…
- Arada bir farklılık kalmaz,
 Hem bilen, hem bilinen bir parça olurlar.
SORU :
CEVAP :
 Okyanusum.com Din, Bilim, Sufizm
Okyanusum.com Din, Bilim, Sufizm
				 
						
					