Gülşen-i Raz -1-
29 Mart 2011
Gülşen-i Raz
8,515 Views
- Cana düşünmeyi öğreten,
Gönül çırasını can nûruyla aydınlatan Allah’ın adıyla…
- “O” nun lûtfuyla her iki âlem aydınlandı.
“O” nun feyziyle Âdem’in toprağı gülbahçesine döndü..
- Öyle bir kudrete sahiptir ki, bir göz açıp kapama anında,
“Kaf” ve “Nun” dan iki cihânı var etti.
- Kudretinin “Kâf”ı, kaleme verince nefes,
Yokluk levhinde binlerce şekil belirdi..
- Her iki âlem o nefesten var oldu;
O nefesten görünür oldu, Âdem’in rûhu..
- Âdem’de meydana geldi şu akıl ve şu eğri ile doğruyu ayırd ediş,
Bu temele dayanarak her şeyi bildi.
- Kendini belli bir kişi olarak görünce,
“Ben kimim?” diye düşünmeye başladı…
- Parçadan bütüne bir sefer yaptı,
Oradan tekrar bu dünyaya geldi.
- Gördü ki, Evren göresel bir olgudur,
Tek olan, sanki sonsuz sayılara dağılmıştır…
- Hüküm ve yaratılmış âlem bir nefesten meydana geldi,
O gelen nefes, tekrar geri gitti.”
- Fakat, gelmesi olmayan bu yerde,
Olmak; seyreyle ki, gelmekten başka bir şey değil!..
- Her şey aslına döndü,
Gizli-açık her şey bir oldu.”
- Yüce “Allah” öncesizdir ki, bir nefesle,
İki âlemin başını da sonunu da gösterir.
- Bu başka düşünce şekli senin vehminden kaynaklanır;
Nokta, hızla dönüp duran dâiredir.
- Birlik, başlangıçtan sona doğru uzanan bir çizgidir;
Evrendeki varlıklar, “O” na doğru yolculuk etmedeler…
- Bu yolda Rasûller, kâfile başları gibidir;
Kervana yol gösterir, klavuzluk ederler.
- Efendimiz ise, onların öncüsüdür;
Bu işte, baş da O’dur, son da..
- Ahad, Ahmed’in “mim” inde kendini gösterdi.
Bu döngüde ilk, sonun aynısı oldu…
- Bu yol, onunla son buldu;
“Allah’a çağırıyorum!” buyruğu O’na indi.
- İç açıcı makâmı, herkesin toplandığı yerdir,
Câna cân katan güzelliği, herkesin elindeki mumdur.
- O, öndedir; bütün canlar, O’nun izinde…
Bütün gönüller, O’nun eteğine tutunmuşlardır.
- Bu yolu kat eden Velilerin önde olanları da arkada olanları da,
O’nun güzellik menzillerinden nişânlar sergilerler.
- Kendi konumlarını kavrayınca,
Bilinenle bilenden söz etmeye başladılar…
- Biri, birlik denizinde “Ben Hak’kım!” dedi..
Biri, “yakınlıktan, uzaklıktan, geminin seyrinden” söz etti..
- Biri, zâhir ilmi öğrendi,
Sâhilin kuru olduğunu gösterdi;
- Biri, inciler çıkardı denizin dibinden ve hedef haline geldi!..
Biri ise, inciyi bir yana bıraktı, sedef oldu…
- Biri, parçadan (cüz) ve bütünden (kül) söz açtı;
Biri, Kadimden (öncesiz) ve hâdisten (sonradan olma) söze başladı.
- Biri, zülfü, benleri gamzeleri açıkladı;
Biri, şarabı, mumu ve şâhidi gözler önüne serdi…
- Bu sözler, her birinin kendi mertebesine uygun olarak söylendiğinden,
İnsanların zihinlerinde anlama problemleri baş gösterdi…
- Bu anlamlar içinde şaşkına dönen bir insanın,
Bunları bilmesi, bir zorunluluktur!..
gülşen-i raz 2011-03-29