- Cana düşünmeyi öğreten,
Gönül çırasını can nûruyla aydınlatan Allah’ın adıyla… - “O” nun lûtfuyla her iki âlem aydınlandı.
“O” nun feyziyle Âdem’in toprağı gülbahçesine döndü.. - Öyle bir kudrete sahiptir ki, bir göz açıp kapama anında,
“Kaf” ve “Nun” dan iki cihânı var etti. - Kudretinin “Kâf”ı, kaleme verince nefes,
Yokluk levhinde binlerce şekil belirdi.. - Her iki âlem o nefesten var oldu;
O nefesten görünür oldu, Âdem’in rûhu.. - Âdem’de meydana geldi şu akıl ve şu eğri ile doğruyu ayırd ediş,
Bu temele dayanarak her şeyi bildi. - Kendini belli bir kişi olarak görünce,
“Ben kimim?” diye düşünmeye başladı… - Parçadan bütüne bir sefer yaptı,
Oradan tekrar bu dünyaya geldi. - Gördü ki, Evren göresel bir olgudur,
Tek olan, sanki sonsuz sayılara dağılmıştır… - Hüküm ve yaratılmış âlem bir nefesten meydana geldi,
O gelen nefes, tekrar geri gitti.” - Fakat, gelmesi olmayan bu yerde,
Olmak; seyreyle ki, gelmekten başka bir şey değil!.. - Her şey aslına döndü,
Gizli-açık her şey bir oldu.” - Yüce “Allah” öncesizdir ki, bir nefesle,
İki âlemin başını da sonunu da gösterir. - Bu başka düşünce şekli senin vehminden kaynaklanır;
Nokta, hızla dönüp duran dâiredir. - Birlik, başlangıçtan sona doğru uzanan bir çizgidir;
Evrendeki varlıklar, “O” na doğru yolculuk etmedeler… - Bu yolda Rasûller, kâfile başları gibidir;
Kervana yol gösterir, klavuzluk ederler. - Efendimiz ise, onların öncüsüdür;
Bu işte, baş da O’dur, son da.. - Ahad, Ahmed’in “mim” inde kendini gösterdi.
Bu döngüde ilk, sonun aynısı oldu… - Bu yol, onunla son buldu;
“Allah’a çağırıyorum!” buyruğu O’na indi. - İç açıcı makâmı, herkesin toplandığı yerdir,
Câna cân katan güzelliği, herkesin elindeki mumdur. - O, öndedir; bütün canlar, O’nun izinde…
Bütün gönüller, O’nun eteğine tutunmuşlardır. - Bu yolu kat eden Velilerin önde olanları da arkada olanları da,
O’nun güzellik menzillerinden nişânlar sergilerler. - Kendi konumlarını kavrayınca,
Bilinenle bilenden söz etmeye başladılar… - Biri, birlik denizinde “Ben Hak’kım!” dedi..
Biri, “yakınlıktan, uzaklıktan, geminin seyrinden” söz etti.. - Biri, zâhir ilmi öğrendi,
Sâhilin kuru olduğunu gösterdi; - Biri, inciler çıkardı denizin dibinden ve hedef haline geldi!..
Biri ise, inciyi bir yana bıraktı, sedef oldu… - Biri, parçadan (cüz) ve bütünden (kül) söz açtı;
Biri, Kadimden (öncesiz) ve hâdisten (sonradan olma) söze başladı. - Biri, zülfü, benleri gamzeleri açıkladı;
Biri, şarabı, mumu ve şâhidi gözler önüne serdi… - Bu sözler, her birinin kendi mertebesine uygun olarak söylendiğinden,
İnsanların zihinlerinde anlama problemleri baş gösterdi… - Bu anlamlar içinde şaşkına dönen bir insanın,
Bunları bilmesi, bir zorunluluktur!..