Günümüzün Bağımlılığı: Keyif, Haz Alma Arayışı

 

 

 Bu yazı ne Trump ile ilgili, ne de Bretix ile…

Ama konusu onlardan daha kötü olabilir… Bağımlılık artıyor. Depresyon artıyor. Ölüm artıyor. Amerika’da 1993’den beri ilk defa yaşam süresinin azaldığını görüyoruz. Bu sadece Amerika’da değil, Çin, İngiltere ve Almanya’da da böyle.

Aynı zamanda, ergenler arasında intihar oranı tüm zamanların en yüksek oranına erişti ve artmaya da devam ediyor. 1987 yılındaki tanıtımından sonra, Amerika’daki seçici serotonin gerialım engelleyicisi (SSRI) reçete yazılımı, takip eden 15 yıl boyunca 5 katına çıktı ve 10 yılı aşkın süredir de SSRI reçete yazımı ikiye katlanmıştır. Yakın geçmişte esrar kullanımı pek çok ülkede yasallaştıktan sonra,reçete ile alınıp kullanılan SSRI kullanımı gittikçe azalmıştır. — Reçetesiz bir ilacı temin etmek, reçeteli bir ilacı temin etmekten daha kolaydır.—

Ancak bu verilerin hiçbiri İngiltere’de olan biteni açıklamamakta. Okyanusun diğer kıyısında esrar henüz yasal değil. Ancak eroin kullanımı hızla artmakta- İngiltere’de Avrupa nüfusunun yalnızca % 8‘i eroin kullansa da tüm Avrupa’daki aşırı doz kullanımının üçte biri yine de İngiltere’dedir. Ve depresyon da keskin bir şekilde tırmanmaya başlamıştır.

NHS’ye göre, antidepresan reçeteleri son 10 yılda %108 artmış ve sadece 2016’da % 6’lık oranda bir artış olmuştur.

Buna şeker hastalığı,yağlı karaciğer hastalığı, kalp rahatsızlığı ve bunama gibi dört diğer küresel salgın da ekleniyor – ki bunların hepsi de zihinsel sağlık açısından önemlidir. % 75’i önlenebilir olan kronik metabolik hastalıkların 3.2 trilyon ABD doları tutarındaki sağlık faturasının % 75’ini oluşturduğu tahmin edilmektedir.

Aslında, şeker hastalığımız nedeniyle Medicare  (Devlet Sağlık Sigortası) 2026 yılına kadar 2029 yılına kadar da Sosyal Güvenlik çökecek.NHS (Ulusal Sağlık Hizmeti) için de aynı şey geçerli.. Ancak şeker hastalığı, depresyon ve demansile çok yakın ilişki içindedir. Diyabet depresyona neden olur mu? Yoksa bağımlılık, depresyon, şeker hastalığı ve demansdan sorumlu başka birincil faktör olabilir mi?…

Yakın tarihte İngiltere’de yapılan 3 araştırma bizlere bazı bakış açıları sunmakta. İlk araştırma, Milyon Kadın (Million Women) adlı çalışma, mutsuzluğun kendisinin öldürmediğini ama mutsuz insanların “mutlu” olmak için yaptıkları anormal davranışların (tütün, alkol, sigara gibi) öldürdüğünü ortaya koymakta. Whtehall II adlı ikinci araştırma, 3. sırada yüksek oranda şekerli ürünleri tüketenlerin, örneğin; “disafori (hoşnutsuzluk, sürekli kımıldama, yerinde duramama)” gibi  bilindik zihinsel hastalığa yakalanma riskinde %23’lük bir artış oranı sergilediğini gösterir. Bath Üniversite’inde yapılan son araştırmada da, şeker tüketiminin beyindeki “glikasyon” olarak adlandırılan ve demans için birincil risk faktörü görülen bir reaksiyonu oluşturduğu tespit edlimiştir.

Bu üç çalışmadan ortaya  çıkan sonuçlar belki bir kanıt olmayabilir ama yine de şeker tüketiminin  “predispozan-zemin hazrılayıcı” bir faktör olabileceğini düşündürmektedir ve ampirik-deneysel veriler de destekleyici niteliktedir. Örneğin; tütün ve alkola eğilim, bağımlılık, depresyon ve bunama hastalığına yakalanmaya sebep olabilir. Cep telefonun kullanımı ve uykusuzluk da gençlerde ve genç erişkinlerde bağımlılık ve depresyona hattâ ölümlere yol açabilmektedir.

Bağlantı nedir? Basit… Çok fazla dofamin, ve yetersiz serotonin, beynin nörotransmiterleri sırasıyla “keyif” ve “mutluluk”yolları… Televizyon ve sosyal medyanın söylediğini aksine, “zevk-haz” ve “mutluluk” aynı şey değildir. Dofamin, beynimize: “Bu iyi hissettiriyor, daha fazla istiyorum”u söyleyen “ödül” nörotransmiter’idir. Ancak, çok fazla dofamin bağımlılık yapar. Serotonin beynimize: “Bu iyi hissettiriyor, yeterince var. Daha fazla istemiyorum ya da daha fazlasına ihtiyacım yok.” diyen “memnuniyet” nörotansmiter’idir. Ancak çok az serotonin depresyona neden olur. İdeal olanı, her ikisinin de en uygun seviyede mevcut olmasıdır ve kronik stres, bu her iki nörotransmiteri azaltır.

Basit” diye adlandırdığımız zevklerin çoğu değişti…

6.5 oz’luk gazlı içecek, yerini 30 oz’luk Büyük Boy İçeceklere, bir öğleden sonra arkadaşlarla buluşma, Facebook’ta 1000 tane arkadaş yapmaya bıraktı. Bu anlık zevklerin, hazların her biri geçici, sürekli olmayan bir şey. Şunu da unutmayalım; kronik dofamin, serotonini azaltıp, sizi mutsuz eder.

Dahası, hükümet mevzuatları ve sübvansiyonlar, sürekli stresin (iş, para, ev, okul, siber zorbalık, internet gibi) oluştuğu mevcut olduğu durumlarda kullanılan cezbedici şeylere (şeker, tütün, alkol, uyuşturucu, sosyal medya, porno…) tolerans göstermekte ve bu da sonuçta eşi benzeri görülmemiş “bağımlılık” salgını, endişe, depresyon ve kronik hastalıklarla sonuçlanmaktadır. Bu nedenle, ne  kadar çok mutluluk ararsanız, o kadar çok mutsuz olursunuz, ve bir o kadar da çok bağımlı olma ve depresyona girme ihtimaline sahip olursunuz.

 Mutluluğu algılama becerimiz, tüketim kültürümüzü tatmin eden modern ve bir o kadar da zevksiz arayışlarımız tarafından sabote edilmiştir.Zevk ve haz almak için mutluluktan vazgeçenler, bilmeliler ki; zevk ve haz almak için yaptıkları şey onlara mutsuzluk getirecektir. Hadi hiç durmayın.. Uyuşturucunuzu ya da aletinizi, cihazınızı seçin.  “Zehrinizi” seçin. Beyniniz hangisi uyuşturucu hangisi bir cihaz-alet (cep telefonu, sosyal medya..) ayırd edemeyecektir. Ama lüften unutmayın: Bu ne olursa olsun, size er ya da geç bir şekilde öldürecektir!

Çeviren: AylinEr
https://amp.theguardian.com/commentisfree/2017/sep/09/pursuit-of-pleasure-modern-day-addiction

Check Also

Geri Dönüşü Olmayan İnsan Ruhunun Ölümsüz Yolculuğu