Gülşen-i Raz -40-
3 Mart 2011
Gülşen-i Raz
4,250 Views
- Şarab, mum ve şâhit (güzel) ne anlama gelir?.
Ne demektir meyhâneye mensup olmak?..
- Şarab, mum ve şâhit (güzel) mânânın ta kendisidir…
O her şekilde tecellî eder.
- Şarab, mum ve güzel, irfân nûrudur;
Kimseden gizli olmayan güzeli de gör!..
- Burada şarab billûr kadehtir; mum ise lâmba…
Güzel de rûhların nûrundan bir kıvılcım…
- Güzelden Mûsâ’nın gönlüne bir kıvılcım sıçradı,
Şarabı ateş, mumu da ağaç oldu…
- Bardaktaki şarab ve mum İsrâ nûrudur;
Ama, şâhit (güzel) en büyük Âyetlerdir!..
- Şarab, mum ve şâhit hep buradalar,
Bir daha güzelden yana gâfil olma!..
- Kendinden geçme şarabını bir zaman iç!..
Belki kendi elinden aman bulursun…
- İç şarabı, bil ki seni senden kurtarsın,
Damlanın varlığını denize kavuştursun!..
- Öyle bir şarabı iç ki, şişesi yârin yüzü,
Kadehi, bâde içen sarhoş gözleridir!..
- Şişesiz ve kadehsiz bir şarap ara!..
Bâde içen, sâkiyi yudumlayan bir şarap..
- Bakî olan Hak’kın yüzünden bir şarap iç,
“Rableri onlara içirir..” sözü olsun sâkisi!..
- O şarap, varlık kirinden temiz olmalıdır;
O sarhoşluk zamanında seni arındırır.
- İç şarap ve kendini bu soğuktan kurtar!..
Çünkü, kötü sarhoşluk iyi adamlıktan iyidir…
- Hak’kın kapısından uzak düşen biri,
Onun için karanlık perdesi, aydınlıktan iyidir!..
- Adem’e karanlıktan, yüzlerce yardım ulaştı;
Ama, iblis Nûrdan dolayı, ebedi lânetli oldu…
- Gönül aynası, şâyet parlatılmışsa,
Orada kendine bakmanın ne yararı var?.
- Güzelin yüzünden bir ışık çaktı mı,
Onda nice kabarcıklar oluşur!..
- Cihân ve cân, onda oluşan kabarcıklar gibidir,
Şarabın kabarcıkları, altında Veliler barınan kubbelerdir…
- Onun yüzünden Tekil akıl şaşkına dönmüş, dehşete kapılmıştır;
Tekil nefsin kulağına da bir halka takmıştır.
- Bütün âlem, onun bir meyhânesidir..
Her zerrenin gönlü, o şarab için bir kadehtir.
- Akıl sarhoş, Melek sarhoş ve rûh sarhoş…
Hava sarhoş, yer sarhoş, gökler sarhoş!..
- Onun yüzünden felek ikide bir de tökezlemekte…
Hava ise, içinden onun kokusunun umudunu barındırmakta…
- Melekler, tertemiz bir testiden bir sâf şarabı içmişler,
Bir yudum tortusunu da şu toprağa dökmüşler…
- Unsurlar bu bir yudumdan dolayı sarhoş oldular,
Bazen suya, bazen de ateşe düşmüştür!..
- Toprağa düşen bu bir yudumun kokusundan,
Bir insan meydana gelmiş ve o feleklere kadar yükselmiştir!..
- Onun aksiyle derbeder beden, cân bulmuş;
Onun aydınlığıyla, donmuş rûh, harekete kavuşup canlanmıştır.
- Bütün varlıklar âlemi, onun yüzünden başı dönüyor..
Tümü, evini barkını terk etmiş…
- Biri, O’nun tortusunun kokusuyla akıllanmış,
Biri ise, saf rengini anlatıp duruyor…
- Biri daha yarım yudumda sâdık olmuş,
Biri ise, bir sürâhiyle aşık olmuş..
- Biri, bir kerede yutmuş,
Şarabı, meyhâneyi, sâkiyi ve sarhoşu…
- Hepsini içine çekmiş de ağzını açmış!..
Şu derya gibi gönüle ve başı dik rinde bakın!.
- Bir kerede tüm varlığı yutmuş!..
İkrârdan ve inkârdan tamâmen ferâgat etmiş.
- Kuru ve anlamsız zühdden ayrılıp.
Meyhâne Pir’inin eteklerine yapışmış.
gülşen-i raz 2011-03-03