Gülşen-i Raz -1-

  1. Cana düşünmeyi öğreten,
    Gönül çırasını can nûruyla aydınlatan Allah’ın adıyla…
  2. “O” nun lûtfuyla her iki âlem aydınlandı.
    “O” nun feyziyle Âdem’in toprağı gülbahçesine döndü..
  3. Öyle bir kudrete sahiptir ki, bir göz açıp kapama anında,
    “Kaf” ve “Nun” dan iki cihânı var etti.
  4. Kudretinin “Kâf”ı, kaleme verince nefes,
    Yokluk levhinde binlerce şekil belirdi..
  5. Her iki âlem o nefesten var oldu;
    O nefesten görünür oldu, Âdem’in rûhu..
  6. Âdem’de meydana geldi şu akıl ve şu eğri ile doğruyu ayırd ediş,
    Bu temele dayanarak her şeyi bildi.
  7. Kendini belli bir kişi olarak görünce,
    “Ben kimim?” diye düşünmeye başladı…
  8. Parçadan bütüne bir sefer yaptı,
    Oradan tekrar bu dünyaya geldi.
  9. Gördü ki, Evren göresel bir olgudur,
    Tek olan, sanki sonsuz sayılara dağılmıştır…
  10. Hüküm ve yaratılmış âlem bir nefesten meydana geldi,
    O gelen nefes, tekrar geri gitti.”
  11. Fakat, gelmesi olmayan bu yerde,
    Olmak; seyreyle ki, gelmekten başka bir şey değil!..
  12. Her şey aslına döndü,
    Gizli-açık her şey bir oldu.”
  13. Yüce “Allah” öncesizdir ki, bir nefesle,
    İki âlemin başını da sonunu da gösterir.
  14. Bu başka düşünce şekli senin vehminden kaynaklanır;
    Nokta, hızla dönüp duran dâiredir.
  15. Birlik, başlangıçtan sona doğru uzanan bir çizgidir;
    Evrendeki varlıklar, “O” na doğru yolculuk etmedeler…
  16. Bu yolda Rasûller, kâfile başları gibidir;
    Kervana yol gösterir, klavuzluk ederler.
  17. Efendimiz ise, onların öncüsüdür;
    Bu işte, baş da O’dur, son da..
  18. Ahad, Ahmed’in “mim” inde kendini gösterdi.
    Bu döngüde ilk, sonun aynısı oldu…
  19. Bu yol, onunla son buldu;
    “Allah’a çağırıyorum!” buyruğu O’na indi.
  20. İç açıcı makâmı, herkesin toplandığı yerdir,
    Câna cân katan güzelliği, herkesin elindeki mumdur.
  21. O, öndedir; bütün canlar, O’nun izinde…
    Bütün gönüller, O’nun eteğine tutunmuşlardır.
  22. Bu yolu kat eden Velilerin önde olanları da arkada olanları da,
    O’nun güzellik menzillerinden nişânlar sergilerler.
  23. Kendi konumlarını kavrayınca,
    Bilinenle bilenden söz etmeye başladılar…
  24. Biri, birlik denizinde “Ben Hak’kım!” dedi..
    Biri, “yakınlıktan, uzaklıktan, geminin seyrinden” söz etti..
  25. Biri, zâhir ilmi öğrendi,
    Sâhilin kuru olduğunu gösterdi;
  26. Biri, inciler çıkardı denizin dibinden ve hedef haline geldi!..
    Biri ise, inciyi bir yana bıraktı, sedef oldu…
  27. Biri, parçadan (cüz) ve bütünden (kül) söz açtı;
    Biri, Kadimden (öncesiz) ve hâdisten (sonradan olma) söze başladı.
  28. Biri, zülfü, benleri gamzeleri açıkladı;
    Biri, şarabı, mumu ve şâhidi gözler önüne serdi…
  29. Bu sözler, her birinin kendi mertebesine uygun olarak söylendiğinden,
    İnsanların zihinlerinde anlama problemleri baş gösterdi…
  30. Bu anlamlar içinde şaşkına dönen bir insanın,
    Bunları bilmesi, bir zorunluluktur!..

Check Also

Gülşen-i Raz -46-

Gâvuroğlunun putu göz kamaştırıcı bir Nûr’dur, Putların yüzünden yansımaktadır!.. O bütün gönülleri kemende vurur da, ...