Gülşen-i Raz -1-
						
	
		
	29 Mart 2011	
	Gülşen-i Raz
	
8,521 Views 
			
				
					
					
					
- Cana düşünmeyi öğreten,
 Gönül çırasını can nûruyla aydınlatan Allah’ın adıyla…
	
- “O” nun lûtfuyla her iki âlem aydınlandı.
 “O” nun feyziyle Âdem’in toprağı gülbahçesine döndü..
- Öyle bir kudrete sahiptir ki, bir göz açıp kapama anında,
 “Kaf”  ve  “Nun” dan iki cihânı var etti.
	
- Kudretinin  “Kâf”ı, kaleme verince nefes,
 Yokluk levhinde binlerce şekil belirdi..
- Her iki âlem o nefesten var oldu;
 O nefesten görünür oldu, Âdem’in rûhu..
	
- Âdem’de meydana geldi şu akıl ve şu eğri ile doğruyu ayırd ediş,
 Bu temele dayanarak her şeyi bildi.
- Kendini belli bir kişi olarak görünce,
 “Ben kimim?”  diye düşünmeye başladı…
	
- Parçadan bütüne bir sefer yaptı,
 Oradan tekrar bu dünyaya geldi.
- Gördü ki, Evren göresel bir olgudur,
 Tek olan, sanki sonsuz sayılara dağılmıştır…
	
- Hüküm ve yaratılmış âlem bir nefesten meydana geldi,
 O gelen nefes, tekrar geri gitti.”
- Fakat, gelmesi olmayan bu yerde,
 Olmak; seyreyle ki, gelmekten başka bir şey değil!..
	
- Her şey aslına döndü,
 Gizli-açık her şey bir oldu.”
- Yüce  “Allah”  öncesizdir ki, bir nefesle,
 İki âlemin başını da sonunu da gösterir.
	
- Bu başka düşünce şekli senin vehminden kaynaklanır;
 Nokta, hızla dönüp duran dâiredir.
- Birlik, başlangıçtan sona doğru uzanan bir çizgidir;
 Evrendeki varlıklar, “O” na doğru yolculuk etmedeler…
	
- Bu yolda Rasûller, kâfile başları gibidir;
 Kervana yol gösterir, klavuzluk ederler.
- Efendimiz ise, onların öncüsüdür;
 Bu işte, baş da O’dur, son da..
	
- Ahad, Ahmed’in “mim” inde kendini gösterdi.
 Bu döngüde ilk, sonun aynısı oldu…
- Bu yol, onunla son buldu;
 “Allah’a çağırıyorum!”  buyruğu O’na indi.
	
- İç açıcı makâmı, herkesin toplandığı yerdir,
 Câna cân katan güzelliği, herkesin elindeki mumdur.
- O, öndedir; bütün canlar, O’nun izinde…
 Bütün gönüller, O’nun eteğine tutunmuşlardır.
	
- Bu yolu kat eden Velilerin önde olanları da arkada olanları da,
 O’nun güzellik menzillerinden nişânlar sergilerler.
- Kendi konumlarını kavrayınca,
 Bilinenle bilenden söz etmeye başladılar…
	
- Biri, birlik denizinde “Ben Hak’kım!” dedi..
 Biri, “yakınlıktan, uzaklıktan, geminin seyrinden” söz etti..
- Biri, zâhir ilmi öğrendi,
 Sâhilin kuru olduğunu gösterdi;
	
- Biri, inciler çıkardı denizin dibinden ve hedef haline geldi!..
 Biri ise, inciyi bir yana bıraktı, sedef oldu…
- Biri, parçadan (cüz) ve bütünden (kül) söz açtı;
 Biri, Kadimden (öncesiz) ve hâdisten (sonradan olma) söze başladı.
	
- Biri, zülfü, benleri gamzeleri açıkladı;
 Biri, şarabı, mumu ve şâhidi gözler önüne serdi…
- Bu sözler, her birinin kendi mertebesine uygun olarak  söylendiğinden,
 İnsanların zihinlerinde anlama problemleri baş gösterdi…
	
- Bu anlamlar içinde şaşkına dönen bir insanın,
 Bunları bilmesi, bir zorunluluktur!..
 
				gülşen-i raz				2011-03-29