Nefes Alış Verişimiz Düşüncelerimizi ve Duygularımızı Etkiliyor

Yüzyıllardır ve hatta belki 1000 yıldır kişinin nefes alış verişi doğu felsefesinde önemli yer edinmiştir. Nefes, iç huzurun yakalanmasında ve aydınlanmada bir araç olarak görülmektedir. Yogiler ve Zen üstatları da geleneksel olarak öğrencilerine başlangıçta nefeslerine odaklanmalarını söylerler. Öyle görünüyor ki, sonunda bilim de aynı şeyi söylüyor. Neuroscience dergisinde yayımlanan bir çalışmada nefes ve düşünme arasındaki ilişkinin altı çiziliyor.

Northwestern Üniversitesi Feinberg Tıp Fakültesi’nden araştırmacılar bir çalışma hazırladılar. Genel solunum yetişkinlerde dakikada 12 ile 18 arasındadır. Stresli durumda olanlar genelde dakikada 20 nefes alırlar. Nöroloji alanında Yrd. Doç. Dr. Christina Zelano, daha hızlı nefes almanın daha hızlı düşünmemize neden olup olmadığını öğrenmek istedi. Bu çalışmanın baş yazarı kendisidir. Çalışmanın konusu, daha hızlı nefes almanın daha hızlı beyin fonksiyonlarına neden olabileceği ve de tehlikeli bir durumla karşılaşıldığında daha iyi tepki verilmesine yol açabileceğidir.

Zelano ve arkadaşları, nefes ritmimizin beyin aktivitemizi direk olarak etkilediğini buldular. Ama bununla beraber, nefesimizin ne kadar derin ya da yüzeysel olduğu ve de burnumuzla mı ağzımızla mı nefes aldığımız gibi koşullar da beyin aktivitemizin artışında önemlidir. Burundan nefes almanın beyni canlandırdığı-uyardığı bulunmuştur. Ağızdan nefes almak ise beyinde çok daha az uyarılmaya yol açmaktadır.

Bu bağlantı öncelikle, çok ciddi epilepsi hastası olan ve beyin ameliyat yapılacak 7 kişi üzerindeki çalışmalardan elde edildi. Her biri beyin dalgalarını ölçen EEG’ye bağlanmıştı. Hastaların çoğunda, nöbet esnasında veri toplayabilmek ve problemin nedenini anlayabilmek için, kafataslarına cerrahi olarak önceden yerleştirilmiş elektrotlar mevcuttu. Araştırmacılar beyin aktivitesinin nefes alıp verme ile gerçekten bağlantılı olduğunu buldular.

Aslında bu iki süreç arasında tam bir senkronizasyon söz konusu. Northwestern ekibi daha da derinlemesine araştırmalar yaptılar ve beynin 3 ana bölümünün nefes alıp vermekten etkilendiğini buldular: hafızadan sorumlu hipokampüs, duygu merkezimiz olan amigdala ve de koklama sistemimizi ya da koku duyumuzu kontrol eden piriform korteks. Bunların 3üde, öfke, korku gibi temel duygularımız yanı sıra, açlık, seks gibi içgüdüsel dürtülerimizin de sorumlusu olan limbik sistemin parçası. Limbik sistem ayrıca çok daha yüksek duygulardan da sorumludur.Bu nörobilim insanları, nefes alımı esnasında beyinde çok büyük değişiklikler olduğunu da buldular. Nefes almak, amigdalayı, hipokampüsü ve piriform korteksi de etkilemektedir. Şimdi araştırmacılar ikinci aşamaya geçtiler. Bu noktada 18- 30 yaş arası 70 denek ile çalışıldı. Her bir denekten, ekranda sadece 1 saniye görünen yüz şekillerine bakmaları istendi. Bu esnada denekler nefes alış verişlerini kontrol eden bir makineye bağlanmışlardı.

Deneklerden gördükleri yüzün korku mu şaşkınlık mı ifade ettiğini söylemeleri beklendi. Bilim insanları, burundan ya da ağızdan nefes alıp vermenin deneklerin bilişsel yetenekleri üzerinde herhangi bir etki yapıp yapmadığını öğrenmek istiyorlardı. Burundan nefes alırken, deneklerin korkmuş bir yüzü daha erken tanıdıklarını gördüler.

Çalışmanın 3. aşamasında ise, 42 deneğe bilgisayar ekranında nesneler gösterildi ve bunları hatırlamaları istendi. Bu sefer de nefeslerinin kaydedildiği bir alete bağlanmışlardı. Sonrasında deneklere neler hatırladığı soruldu. Özellikle nefesin hipokampüsü nasıl etkilediğini bulup, hafızayı ölçmeyi hedefliyorlardı. Nesneleri gördüklerinde nefes alan deneklerin, nefes verenlere kıyasla hafızalarının daha iyi olduğu gözlemlendi. Ayrıca burundan nefes almak hatırlama üzerinde % 5 oranında daha olumlu etkiye sahipti.

Peki tüm bu bilgileri nasıl avantajınıza dönüştürebilirsiniz? Özellikle endişeli ve korkulu anlarımızda, burundan nefes aldığımızda bilişsel yeteneğimiz daha iyi olabilir. Bu da farklı durumlara daha iyi tepkiler vermemize yardım eder. Derin nefes alıp verme teknikleri hafızamızı canlandırabilir ve duyguların değerlendirmede önemli rol oynadığı daha iyi kararlar almada yardımcı olur. Yani, sevdiğiniz ve evlenmek istediğiniz ama sizinle evlenmek istemeyen biriyle ilişkinize devam etmeli misiniz? Bunu düşünürken, burnunuzdan derin nefesler alın. Daha kolay çözüm bulacaksınız.

Jay Gottfried Northwestern’de bir  nöroloji profesörü ve bu çalışmayı yapan kişilerden biri. Gottfried, bu pratiklerin zaten odaklı nefes almanın ve meditasyonun önemli bir parçası olduğunu söyledi. Ama artık bunun biyolojik olarak da nasıl işe yaradığını görür seviyeye geldik: “Nefes aldığınızda, bir bakıma beyninizde limbik ağ içindeki titreşimleri senkronize ediyorsunuz. Bu bulgular çok heyecan verici olmakla beraber, henüz üzerinde çalışılan grup çok küçük. Çok daha geniş bir çalışma grubunda, nefes alıp vermek ile beyin arasındaki ilişki ve bu ikisinin birbirini nasıl etkilediği üzerine çalışılmalı.”

Çeviren : Sıdıka ÖZEMRE
http://bigthink.com/philip-perry/how-we-breathe-effects-our-thoughts-and-feelings-northwestern-neuroscientists-find?utm_campaign=Echobox&utm_medium=Social&utm_source=Twitter#link_time=1495638552

Check Also

Geri Dönüşü Olmayan İnsan Ruhunun Ölümsüz Yolculuğu