Çocuklarda Elektromanyetik Alet Bağımlılığı

Tabletler, cep telefonları veya internet bağımlığı geliştiren yeni yeni yürümeye başlayan çocukların ve onlardan daha büyük çocukların ebeveynleri hemen hemen aynı hikayeyi anlatmaktalar: Çocukları dijital medyaya bir kere bağlandıktan sonra onları sosyalleştirememekte ve çocuklarının elinden bu yeni oyuncaklarını aldıklarında da onlar öfke krizine girmekteler. Çocuklar çoğu zamanlarını bu karşı konulamaz büyülü ekranların önünde hipnotize olmuş şekilde oturmakta ve ailelerden uzaklaşıp, yabancılaşmaktalar. (Brandon, 2010)

Dijital medyanın kimyasal ilaçlarla aynı psikolojik etkilere sahip olduğu gerçeği çok iyi bilinmektedir. Geri çekilme, kendini geri çekme semptomları, şiddetli arzular, tolerans gelişimi, diğer faaliyetlere olan ilgi kaybı ve kontrol eksikliği en belirgin belirtilerdir. (Ghose, 2013)

DSM-V’de (Amerikan Psikiyatri Birliği,2013, Young, 1996) de açıkladığı üzere, çocuklar madde bağımlığına benzer bağımlılık geliştirirler.

 Teşhis Araçları ve Bilişsel Davranışsal Terapi (BDT):

Psikologlar, akıllı telefon bağımlılığı ölçeği (ATB) (Kwon, Kim et al., 2013, Kwon, Lee et al., 2013 veya İnternet Bağımlılığı Ölçeği (Young, 1996, Mak et al., 2014) gibi, bağımlılığın şiddetini ve parametrelerini ölçmek için güvenilir psikometrik araçlar geliştirirler.

Dolayısıyla, bu metodlar, elektronik cihazlara karşı etkili terapi oluşturur. Bilişsel Davranışsal Terapi(BDT), 3-6 ay boyunca ayakta tedavide etkin bir şekilde uygulanmıştır. (King et al., 2012)

Young 2011 yılında BDT-IA (Internet Alışkanlığı için Bilişsel Davranışsal Terapi) adlı özel bir program geliştirir. Davranışlarını değiştirmeye hazır olmayan kişilere bu terapinin yanı sıra, alternatif olarak tamamlayıcı, ek  Motive Edici Mülakat (MEM), Farkındalıklı Davranışsal Bilişsel Tedavi, sanat-müzik terapisi ve egzersiz rehabilitasyonları ile yardımcı olunur. (Kim 2013)

Daha küçük yaştaki çocuklar için psikometrik değerlendirme araçları henüz formüle edilmemiştir.

Dijital Detoks Merkezleri

 Kuzey Kaliforniya’da bulunan Shambhalah Çiftliği gibi dijital detoks merkezleri, finansal açıdan uygun olanların tedavi için gidilebilecekleri yerlerdir. Burada katılımcılar, vejeteryan yemekleri yer, yoga yapar, yakındaki bir derede yüzer, ormanda uzun yürüyüşler yapar ve çevrimdışı olma konusunda hislerini yazdıkları bir günlük tutarlar.(Suddath, 2013).

İngiltere’de ise psikiyatrist Richard Graham, Londra’daki Capio Nightingale Kliniği’nde ilk teknoloji bağımlılığı programını kurmuştur.Bir aylık dijital detoks programı 16,000 £ kadardır. Son günlerde bu klinik, tedavi için kliniğe gelen 4 yaşındaki ipad bağlımlısı bir kız yüzünden epey dikkat çekmiştir. Bu gibi lüks kliniklere parası yetişmeyen ebeveynler ise, çocuklarını öfke nöbetlerine aldırış etmeden, onların dijital medyaya erişimlerini kısıtlayarak ya da kontrol altına alarak   (yasaklayarak değil) ve olumlu aile faaliyetlerinde bulunarak, daha sert ve direk bir yol denemekteler.

Ebeveynlerin deneyimli, sıcak, duygusal yaklaşımları, çocukların hem bağımlılıktan uzak hem de yüksek öz güven geliştirmeleri ile pozitif ilişkilendirilir. (Yao et al., 2014).Çocukları dijital bağımlılıkları yüzünden tek taraflı suçlamak yerine sorumlu ve ilgili, alakalı ebeveynler olmak gerekmektedir. Benim deneyimlerime göre, çocukların çalışmaları ile daha çok ilgilenen ve onlara çalışmalarında daha çok destek olan ailelerin çocukları, dijital medyayı daha düzgün şekilde kullanmakta ve akademik olarak da çok daha başarılı olmaktadır.

 Nöroplastisite ve Bilişsel Gelişim

 Bazı ebeveynler, çocuklarını sakin ve meşgul tuttuğu için dijital medyayı mükemmel bir “emzik!” gibi görerek,yanlış bir varsayımda bulunmaktalar. Gerçekte dijital medyayı bu şekilde görmek, bir dizi zararlı proseslerin serbestçe oluşmasına neden olmaktadır. Corina Grecu (2013), bir çocuğun beynin nöroplastisitesinin, beyninin ödül merkezinin dijital içeriğin oyun-yapısına verdiği tepkilere göre, oransız ve dengesiz bir şekilde güçlenerek bozulduğunu ve daha sonra da beyninin diğer faaliyetlerini zayıflattığını iddia eder.(Grecu, p.102),

Gardner’ın çoklu zeka kavramı, bizi akıllı ve uyarlanabilir hale getiren tek zihinsel uzmanlık türü değil.Müzikal, matematiksel, dilsel, duygusal veya mantıksal-analitik zeka gibi çok çeşitli zekanın karşılıklı etkileşimi de örnek teşkil etmektedir.

Çoğu dijital içerik, bilgi işlemenin gerçek zamanlı doğasını vurgular ve bu nedenle de beynin sağ lobu ile bağlantılıdır. Beynin sol lobunun (mantık, akıl yürütme, dil gelişimi) az kullanılmasına ve her iki kısım arasındaki “süper karayolu” olan, üst düzeyde duyusal-bilişsel işlevlere imkan sağlayan korpus kallosumdaki aktivitenin de azalmasına neden olur. Karmaşık içeriğe dayalı uyarıcıların ihmal edilmesi de dikat ve odaklanma, motivasyon, davranış kontrolleri, bilgilerin gözden geçirilmesi gibi üstün zihinsel işlemlerin yer aldığı prefrontal korteksin etkisinin de azalmasına yol açar.

 Oyunlarda Bu Kadar Bağımlılık Yapan Şey Ne?

 Tam & Walter (2013), dijital içeriğin bağımlılık yaratması için mevcut olan 3 temel özellik tespit etmişlerdir:

1.Akış:Oyun, daha başlangıcından itibaren oyuncuda “oyunun içinde” olma duygusu yaratmalıdır ki bu da oyuncunun bilincinin çok yüksek oranda odaklı olmasına neden olur.Zaman bozulması ve iyi hissetme ya da haz, mutluluk mevcuttur.Uzun süreli oyunlar için sadece basit anlamda zevk almak yeterli değildir. Zorluklar,  zorluklarla kavramlaştırılan şey boyunca “nişan eğrisi” olarak izlenmelidir. Kabaca bir açıklama ile her zaman daha büyük bir ödül, daha zorlu bir seyir veya daha korkutucu bir oyun olmalıdır ve bu sürekli beklenti içinde olunur.

  1. ‘Fiero’: İspanyolcada “ateş” veya “ateşli” anlamındaki “fiero”, bir görevi tamamladıktan sonra birinin oyun içine girdiği yoğun bir tatmin duygusunu ifade eder. Bunu nörobiyolojik terimlerle açıklamak gerekirse, oyuncunun büyük ödüle ulaşması ve elde ettiği ödül, onun için bir “dofamin” vuruşudur.

3.Eğlence başarısızlığı veya hayâl kırıklığı

Bir oyunun bağımlılık potansiyelinin en önemli özelliği oyunu oynarken düştüğü “kıl payı, ramak kaldı” durumudur. Burada oyuncu, hedefe ya da hedefine ulaşmaya yakın olduğunun farkındadır ve cesaretini kırmamaya çalışarak, bu hedefe ulaşmaya, buna çalışmaya  devam eder.Bu aynı zamanda kumarbazların da farkedilen-yakalanabilen özelliğidir.

Bu özellikler oyunun oynanabilirliğini ve eğlenceli bir karaktere sahip olmasını sağlar. Normal internet kullanımından problemli kullanma ve patalojik kullanıma geçiş (bağımlılık) aşağıdaki tabloda gösterildiği üzere bir takım faktörlere bağlıdır:

 Oyunlar en basit bir formatta olsalar bile, sürekli yüksek dofamin oluştururlar. Ebeveynler bu en son nesil “elektronik ilaçlar”a karşı rekabet edecek uygun bir şey bulamayabilirler. Gerçek dünyadaki ödüller için eşikler, oyunlardan çok daha yüksek bir seviyeye ayarlıdır ve gerçek hayat oyunlardaki dünyaya kıyasla daha az ilgi çekici ve sıradan ve sıkıcıdır. “Candy Crush Saga”, “TalkingTom” ve “Youtube” her zaman ev ödevlerinden daha çok ilgi çekmektedir.

 

Hayali Yaşam Geçek Yaşama Karşı: Çocuklar Arasındaki Farkı Söyleyemiyor

Tabletler, akıllı telefonlar, çocuklara, çerçevli ve kapalı bir semantik ortamda,bağlamından arındırılmış bir içerik sunar. Bu dijital ortamlara dalmak isteyen çocuklar fiziksel ve duygusal dünyadan koparak, kendilerini bu dijital yaşam içine hapseder, ve gerçek dünyadan izole olurlar. Bu dijital uygulamaların çocuklara sundukları yanıltıcı öngörülebilir güvenliğin bu kadar muazzam bir çekiciliğe sahip olası şu şekilde açıklanabilinir: Dijital olmayan, bilinmeyen gerçek dünyanın uygulamaları yerine, bilinen oyundaki uygulamaların oluşturduğu komfor alanı ve bu uygulamalarla başa çıkmak onlar için çok daha kolaydır. Onlar için analog dünyamız çok daha stokastik (olasılıksal), öngörülmeyen, karmaşık, çok yönlü ve zorlayıcıdır. Siber alana çekilen bir çocuk, zorluklarla büyümek için gerekli olan tecrübeyi reddeder. Aile ve arkadaş ilişkilerinin insan gelişimi için ne denli önemli olduğunu daha önce ele almış, dil ve bilişsel gelişim için sosyal etkileşimin rolü üzerinde durmuştuk.

Sonuç

Ebeveynlerin, çocuklarının denetimsiz uzun süreli dijital medya erişimi kullanmalarının onlar üzerinde sorunlu medya kullanımına ve hatta bağımlılığa yol açacağını bilmeleri çok önemli. Tabletler, akıllı telefonlar ve bilgisayarlar, çocukluk ve ergen gelişimine beklenenin aksi bir biçimde zarar verici büyük bir potansiyele sahiptir. Dijital medya, tek yönlü olarak nörolojik bağlantıya sebep vererek, özel bir tür davranışsal, sosyal ve duyusal- bilişsel sonuçlar doğurabilir. Bir başka problem de; sosyal öğrenmedir.Ebeveynler çocuklar için sosyal rol modelleridir. Anne ya da baba sürekli elektronik cihazlarla meşgul olurlarsa, çocukların aynı şekilde davranmaları kaçınılmaz olur ve onları bu yüzden suçlamak doğru olmaz. Destekleyici, proaktif ebeveynlik stilleri ve gerçek dünyadaki etkinliklere katılmak, cihazlara bağımlılığı engellemek için belirleyici faktörlerdir. Toronto’lu psikolog ve medya danışmasını Oren Armitay: “Ebeveynler 3 yaşındaki bir çocuğa müdahele edemezler, onları durdurmazlarsa, çocuk ergenliğe geldiğinde onlara kolay gelsin!!” (Ghose, 2013).

Çeviren: AylinER
https://joanakompa.com/2014/05/11/children-on-electronic-drugs-workings-consequences-treatment/

Check Also

Geri Dönüşü Olmayan İnsan Ruhunun Ölümsüz Yolculuğu