Düşünceleriniz Normal Limitlerin Ötesinde Beceri Sergileyebilir…

your-thoughts-can-release-abilities-beyond-normal-limits_1
Bir kişinin genel bilgi seviyesini birden yükseltmenin basit bir yolu olabilir.Psikolog Ulrich Weger ve Stephen Loughnan, iki grup insana sorular sorarlar.Bir gruptaki insanlara, her bir soruların cevaplarının ekranda bilinçli algılama için çok hızlı ve kolay algılanamayacak,  ancak bilinçaltı için  rahatlıkla algılanacak şekilde, oldukça yavaş  gözükeceğini söylerler.Diğer gruba da ekranda ortaya çıkan parlamaların bir sonraki soruyu işaret ettiği söylenir. Aslında, her iki grup için de cevaplar ekranda gözükmemekte, sadece  rastgele harf dizilimleri gösterilmektedir. Ancak, dikkat çeken şey; cevapların ekranda belirdiğini düşünen grubun en iyi performansı göstermesidir.Cevabın ekranda verileceğini bekleyerek cevap vermek,  kişilerin cevapları daha doğru tahmin edip, bulmalarını sağlamıştır.

Bilişsel ve fiziksel becerilerimiz genelde sınırlıdır ancak algılamanın doğası ve bunun sınırlarının genişlemesinin belki de yeniden gözden geçirilip, değerlendirilmesi gerekmektedir.Pek çok durumda, sınırlı olduğumuzu düşünmenin kendisi  sınırlayıcı bir faktör olmaktadır.Bir  bulguya göre;düşüncelerimiz, bilişsel ve fiziksel limitlerimizi genişletme becerisine sahiptir.

Düşüncelerimiz, vizyonumuzu geliştirebilir mi? Bizler, mekanik bir işleyiş neticesinde gördüğümüzü düşünme eğilimindeyiz.Yakın bir zamanda Ellen Langer ve meslektaşlarının yaptığı araştırma bunun başka türlü olduğunu söylemekte.Genel kanı, savaş pilotlarının iyi bir görüşe sahip olduğu yolundadır.Araştırmacılar, insanları,  hava kuvvetleri pilotu olarak bir uçuş smilasyonuna sokarlar.Simulatör gerçek bir kokpiti olan uçuş aletleri içermektedir.Kokpit uçak hareket ve performansını aynıyla yansıtan hidrolik bir kaldırıcı üzerine konuşlanır ve araştırmaya katılanlara giyinmeleri için  yeşil askeri kıyafet verilir ve pilotun yerine oturup, basit uçuş manevraları sergilerler. Simulatörü uçururken görüş testine tabî olurlar ve kontrol grubu da simulatör aktif değilken aynı testi alırlar ve sonuçta ortaya çıkan;insanların görüşlerindeki gelişme sadece simulatörle çalışırken oluştuğudur.

Motivasyonun olası etkisini bertaraf etmek için, araştırmacılar başka bir grup insan kokpite sokup, onlardan motivasyon üzerine kısa bir makale okumalarını isterler.İnsanlar makaleyi okumayı bitirdikten sonra, onlardan olabildiğince motivasyonlu olmaları ve görüş testinde en iyi performansı sergilemeleri için ellerinden geleni yapmaları istenir.Test simulatörün aktif olmadığı bir zamanda yapılır  ve kişilerde belirgin bir gelişme gözlenemez.

Bir göz testinde, bizler göz şemasındaki  alttan üçüncü sırada problemler yaşamaya başlamaya alışığızdır.Bir başka deneyde de, Ellen Langer ve meslektaşları insanlara bu şemayı değiştirip, gösterirler.Şemanın en tepesinde, normal göz şemansında olan orta büyüklükte harflere eşit harfler içermektedir ve şema daha küçük boyuttaki harflere doğru ilerlemektedir.Çünkü, insanlar, değişen şemadaki en üstteki sıraların üçte ikisini , daha küçük harfleri okuyabildikleri kadar okuyabileceklerini  beklemektedirler.

Bizler, ayrıca, bedenimizin mekanik bir şeklide fiziksel egzersize tepki verdiğini düşünme eğilimindeyiz.Aldığımız kalorileri ve yürüyüş bandında  da verdiklerimizi hesaplarız.Ancak,sadece fiziksel aktivite hakkındaki düşüncelerimizi bile değiştirmekle, bedenimizde değişme gücü oluşturabiliriz.

Otelde çalışan kat görevlileri,  temizlenmesi 20 -30 dakika süren günde yaklaşık 15 oda temizlerler.(Sağlık Dairesi Başkanlığının bizlere sağlıklı bir yaşam için önerdiği fiziksel aktivite günde en az 30 dakikadır.) Ancak, pek çok otel çalışanı düzenli egzersiz yapmadıklarına ve hattâ çoğu hiç egzersiz yapmadıklarına inanırlar. Alia Crum ve Ellen Langer,otel çalışanlarına sağlıklı bir yaşam için işlerinin onlara egzersiz olduğu söylerler. Bu çalışanlar 4 hafta boyunca takip edilir.Otel çalışanlarından oluşan bir kontrol grubuna da işlerinin onlar için  egzersiz olmadığı söylenir ve onlar da 4 hafta boyunca gözlemlenirler.4 hafta sonunda ilk gruptaki insanlar kilo kaybederler; vücut-yağ oranları, bel-kalça oranı  ve sistolik kan basıncı düşmüştür. Kontrol grubundaki insanlarda bu gibi gelişmeler gözlemlenmez.Bu değişimler, otel çalışanlarının çalışma miktarı, iş dışında yaptıkları egzersiz miktarı ve diyetlerin aynı kalmasına rağmen gerçekleşmiştir.

Plasebo üzerinde yapılan son zamanlardaki araştırmalar, bu etkilere sebep olan  mental aktivite tarafından gerçekleşen mekanizmalar konusunda ipucu vermektedir. Antonella Pollo ve meslektaşları, bir kısım insana bir içecek verip,içinde yüksek dozda kafein olduğunu söylerler ve onlardan yüksek dozda kafein almadan önce ve aldıktan sonra belirli bir miktarda ağırlık kaldırmalarını isterler.Aslında verdikleri içecekte kafein yoktur ve kaldıracakları ağırlık onlar içeceği içtikten sonra gizlice hafifletilir.Bu yolla, insanlar içeceği daha az yorgun olmak ile bağdaştırmayı öğrenirler.Daha sonra, insanlardan bu içeceği içtikten sonra, bu sefer orijinal haldeki ağrılığı kaldırdıklarında daha az yorgun, bitkin hissederler. Gözüken o ki; bitkinliğin merkezi nöral yöneticisi, bitkinlik tepkisini bastırmıştır.

Marion Goebel ve meslektaşları, alerjisi olan hastalara değişik taddaki bir içeceği verdikten sonra onlara alerji tedavisi yaparlar.Daha sonra,içeceği sahte ilaçla içen hastalarda, sahte ilacın da bağışıklık sistemini ve alerjik deri reaksiyonunu  bastırdığı gözlemlenmiştir.

Fabrizio Benedetti ve meslektaşlar, önce kişilerin büyüme hormon seviyelerini iğne ile ilaç vererek yükseltirler. Sonra,su ve tuz karışımı enjekte edip bunun bir ilaç olduğunu söylerler ve neticede bu şekilde de hormon seviyesinde artma benzer şekilde sonuçlanır.

Predrag Petrovic ve meslektaşları da edişe giderici ilaç enjekte ederek, insanların rahatsız edici resimlere baktıklarında ortaya çıkan duygusal reaksiyonlarını bastırırlar.Sonra, yine ilaç olarak tanıttıkları su ve tuz solüsyonunu enjekte ederek, insanların endişe ile bağdaştırılan beyin bölgelerindeki aktivasyonun azaldığını gözlemlerler.

Beklentiler, örneğin; birisinin işinin sağlık konusunda yarar getireceğini beklemek, fizyolojik çıktı üretme becerileridir.Öğrenilmiş bağdaştırmalar, örneğin;Hava kuvvetleri pilotu olmanın iyi bir görüş sahibi olmakla bağdaştırılması gibi,görsel algı gibi diğer bilişsel processleri geliştirir. Bunun yanında,klinik araştırmalarda gözlemlenen plasebo etkileri beklentiler ve sahte operasyonlar ve ilaçlar  tarafından yaratılmış öğrenilmiş bağdaştırmalar yolu ile işlemektedir.Bu gibi beklentiler ve öğrenilmiş bağdaştırmalar beynin kimyasında ve devrelerinde değişime yol açmıştır.Bu değişimler, daha az bitkin olma ya da daha az bağışıklık sistemi reaksiyonu, yükselen hormon seviyesi ya da daha az endişe gibi bilişsel ve fizyolojik çıktılarla neticelenirler. Bilgi testinde ya da daha iyi görüş ortaya koymada daha iyi performansla sonuçlanan müdaheleler, klinik ortam dışındaki plasebolardır. Ancak, onların yönettiği kimyasal ve nöral mekanizmalar muhtemelen aynı şekilde işlerler.

Bunlar bizi geleceğe hazırlayarak, tüm evrimsel tarihimiz boyunca hayatta kalmamızı sağlamış adaptasyon açığa çıkışlarıdır.Örneğin; hemen göze çarpmayan ipuçlarının çevredeki bir yırtıcı hayvan olabileceği hakkındaki düşünceleri tetiklemesi ve bununla birlikte fizyolojik değişimleri tetiklemesi ve böylellikle de yırtıcı hayvanla karşılşamadan önce bedenin hazırlanması gibi..

Eğer zihniyetler bizi değiştirebilirse, belki de bizler becerilerimizi geliştirmek için zihniyetimizi düşünüp tasarlayabiliriz.Örneğin; yaratıcılığı geliştirmek için bir zihniyet benimsemeyi seçebiliriz.Çevrenin değişken unsurları üzerinde aktif ve esnek olarak düşünebilen insanlar daha yaratıcı olurlar.

Ellen Langer ve Alison Piper, insanlara tanıdık ve tanımadık objeleri koşullu ya da koşulsuz olarak  gösterirler.Örneğin; eğer bir nesne diyelim ki; köpeğin çiğnediği bir oyuncak, koşulsuz olarak tanıtıldıysa, onu tanımı basit anlamda şu şekilde okunur: “Bu köpeğin çiğnediği bir oyuncak.” Köpeğin çiğnediği oyuncak koşullu olarak tanıtılırsa, onun tanımı şu şekilde olur: “Bu köpeğin çiğnediği bir oyuncağı olabilir.” Eğer bir nesne koşullu olarak tanıtılırsa, bu esnek bir şekilde kategorize edilir; ve peşin hüküm, önyargı olmaksızın tanımadık nesnelerin unsurları üzerinde odaklanmak daha kolaydır. İnsanlardan uygun nesnelerin yaratıcı kullanımın gerekliliğine dair bir problemin çözülmesi istendiğinde, sadece tanımadık nesnelerin koşullu sunulduğu insanlar problemi çözebilirler.

Bu çizgideki araştırmalar geliştikçe, bizler zihniyetlerimizi kontrol etmenin yeni yollarını keşfedeceğiz. İnsanların bilgi test sonuçlarını sahte bir düzmece ile geliştirerek araştırma yapan araştırmacı Weger ve Loughnan şunları dile getirmekte: “İnsanlar refahlarını ve performanslarını geliştirmek için belirgin psikolojik kaynağa sahipler ancak bu kaynaklar sıklıkla kullanılmıyor ve daha da ötesi kontrol edilmekte, denetim altında tutulmakta.” Zihin ve beden ayrı şeyler değiller; düşüncelerimiz bedenimiz üzerinde dikkate değer bir kontrole sahip ve zihniyetimiz beynimizin performansını geliştirmeye muktedir.

http://www.scientificamerican.com/article.cfm?id=your-thoughts-can-release-abilities-beyond-normal-limits

Çeviren: AylinER

Check Also

Bunu anladığınızda Tüm Hayatınız Değişecek – Bruce Lipton