Sinirbilimciler, Bilincin Eşsiz Beyin Kalıplarını Belirlediklerini Söylüyorlar

İnsanlar uzayda seyahat etmeyi, hastalıkları yok etmeyi ve nefes kesici en minik temel parçacıklar seviyesinde doğayı anlamayı öğrendiler. Ama bilincin (dünyayı bu şekilde deneyimleme ve öğrenme ve başkalarına anlatma yeteneğimizin) beyinde nasıl ortaya çıktığını halâ bilmiyoruz…

Aslında, bilim insanları yüzyıllardır bilinci anlama konusunda epey uğraş verdilerse de, bilinç, modern sinirbilimin en önemli cevapsız sorularından biri olmaya devam etmektedir…

Şimdi Science Advances’te yayınlanan yeni çalışmamız, bilinçli olduğumuzda işleyen beyindeki ağları açığa çıkararak gizemi aydınlatıyor.

Bu sadece felsefi bir soru değil. Bir hastanın ciddi bir beyin hasarı yaşadıktan sonra “bilinçli” olup olmadığının belirlenmesi, hem bakım ve tedavi konusunda karar vermesi gereken doktorlar, hem de aileler için büyük bir zorluk teşkil ediyor.

Modern beyin görüntüleme teknikleri bu belirsizliği ortadan kaldırmaya başladı ve bize insan bilinci konusunda daha önce benzeri görülmemiş bir anlayış kazandırıyor.

Örneğin; prefrontal korteks veya prucuneusu (beynin araka tarafında iki serebral yarımküre arasında kalan kısım) da içeren bir dizi yüksek bilişsel işlevden sorumlu olan karmaşık beyin alanlarının bilinçli-farkındalıklı düşüncede rol oynadığını biliyoruz.

Ancak, geniş beyin bölgeleri birçok şey yapar. Dolayısıyla, biz, bilincin beyinde belirli ağlar düzeyinde nasıl temsil edildiğini tespit etmek istedik.

Bilinçli deneyimleri araştırmanın bu kadar zor olmasının nedeni, tamamen içsel olmaları ve başkaları tarafından erişilememeleridir.

Örneğin, her ikimiz de ekranlarımızda aynı resme bakıyor olabiliriz, ancak sen bana söylemediğin sürece, ben, o resmi görme deneyimimin seninkine benzer olup olmadığı konusunda bir şey söyleyemem.

Sadece bilinçli bireyler öznel-subjektif deneyimlere sahip olabilir ve bu nedenle, birinin bilinçli olup olmadığını değerlendirmenin en doğrudan yolu, bize ondan bahsetmesini istemektir.

Peki ama konuşma yeteneğini kaybedersen ne olur? Bu durumda, sana halâ bazı sorular sorabilirim ve sen de belki kafanı sallayarak veya elini hareket ettirerek cevap verebilirsin. Elbette, bu yolla elde edeceğim bilgiler o kadar zengin olmayacaktır, ancak senin gerçekten deneyimlediklerinin olduğunu bilmek benim için yeterli olacaktır. Ancak, herhangi bir cevap veremiyor olsaydın, o zaman bilinçli olup olmadığını söylemenin bir yolu olmazdı ve muhtemelen senin bilinçli olmadığını varsayardım.

Ağlar İçin Tarama

Yedi ülkedeki işbirliğinin ürünü olan yeni çalışmamız ile, bilinci kişinin kendi beyanına dayanmadan ya da hastalara belirli görevlere katılmaları istenmeden gösterebilen ve beyin hasarından sonra bilinçli ve bilinçsiz hastaları ayırtedebilen beyinde imzalar-işaretler belirledik.

Beyin ciddi bir şekilde hasar gördüğünde, örneğin; ciddi bir trafik kazasında, insanlar komaya girebilir. Bu, uyanık olma ve çevrenizin farkında olma yeteneğinizi kaybettiğiniz ve nefes almak için mekanik desteğe ihtiyaç duyduğunuz bir durumdur.
Genellikle bu durum birkaç günden fazla sürmez. Ondan sonra, hastalar bazen uyanır ancak kendileri veya etraflarındaki dünya hakkında herhangi bir farkındalığa sahip olduklarına dair herhangi bir kanıt göstermez – bu “vejetatif-bitkisel durum” olarak bilinir.

Diğer bir olasılık da, yalnızca “çok az bilinçli bir durum” olarak adlandırılan çok az bir farkındalık göstermeleridir. Çoğu hasta için bu, beyninin halâ bir şeyleri algıladığı, ancak onları deneyimlemediği anlamına gelir. Bununla birlikte, bu hastaların küçük bir yüzdesi gerçekten bilinçlidir ancak davranışsal tepkiler üretememektedir.

Biz, beynin aktivitesini ve bazı bölgelerin diğerleriyle “iletişim kurma” şeklini ölçmemizi sağlayan fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) olarak bilinen bir teknik kullandık. Spesifik olarak, bir beyin bölgesi daha aktif olduğunda, daha fazla oksijen tüketir ve taleplerini karşılamak için daha yüksek seviyede kana ihtiyaç duyar.

Bu değişimleri katılımcılar rahat konumdayken bile tespit edebiliriz ve beyinde bağlantı şekilleri/kalıpları oluşturmak için bölgeler arasında nasıl değişimler oluştuğunu ölçebiliriz.

Bu yöntemi bitkisel durumdaki 53 kişi, minimal bilinçli durumda olan 59 kişi ve 47 sağlıklı katılımcıda kullandık. Bu hastalar, Paris, Liège, New York, Londra ve Ontario’daki hastanelerden geldiler.

Paris, Liège ve New York’tan gelen hastalardan elllerini hareket ettirmeleri veya gözlerini kırpmaları gibi standart davranış değerlendirmeleri ile onlara teşhis konuldu.

Buna karşılık, Londra’dan gelen hastalar, dışsal fiziksel tepki yerine içsel nöral tepki üretmede (ellerini fiziksel olarak hareket ettirmek yerine hareket ettirdiklerini hayal etmeleri gibi) beyinlerini modüle etmelerini/ayarlamalarını gerektiren diğer gelişmiş beyin görüntüleme teknikleri ile değerlendirildiler.

Bilinçli beyin kalıbı Bilinçsiz beyin kalıbı beyin bölgeleri beyin bölgeleri

Bölgeler arasında iki ana iletişim kalıbı bulduk. Bunlardan sadece biri, doğrudan fiziksel bağlantı olan çift bölgeler arasındaki iletişim gibi beynin fiziksel bağlantılarını yansıtıyordu. Bu durum neredeyse hiç bilinçli deneyimi olmayan hastalarda görülmüştü.

Bunlardan biri bilişte (cognition) önemli rolleri olan altı beyin ağına ait olan bir dizi 42 beyin bölgesi arasındaki beyin çapında çok karmaşık dinamik etkileşimleri temsil ediyordu (yukarıdaki resme bakınız). Bu karmaşık model neredeyse sadece bazı bilinç seviyesine sahip insanlarda mevcuttu.

Önemli olan şey şu; bu karmaşık model, hastalar derin anestezi altındayken ortadan kalktı; bu, yöntemlerimizin, genel beyin hasarı veya dışsal tepkilere-cevap verebilirliklere değil, hastaların bilinç düzeyine duyarlı olduğunu doğruladı.

Bunun gibi bir araştırma, objektif biyolojik belirteçlerin tıbbi karar vermede nasıl önemli bir rol oynayabileceğinin anlaşılmasını sağlama potansiyeline sahiptir.

Gelecekte, bu bilincin işaretlerini dışsal olarak modüle etmenin ve bilincini kaybeden hastalarda, (örneğin transkraniyal elektriksel stimülasyon gibi non-invazif beyin stimülasyonu tekniklerini kullanarak) bir dereceye kadar farkındalığı veya tepki vermeyi geri kazanmanın yollarını geliştirmek mümkün olabilir.

Aslında, Birmingham Üniversitesi’ndeki araştırma grubumda, bu yolu keşfetmeye başlıyoruz.
Heyecan verici bir şekilde araştırma aynı zamanda bizi, beyinde bilincin nasıl ortaya çıktığını anlamada bir adım öteye götürüyor.

Çeşitli değiştirilmiş bilinçlilik durumları yaşayan insanlarda (psikodelikler/zihin açıcılar almaktan lusid/kontrollü rüyalar görmeye kadar )
bilincin nöral işaretleri hakkında daha fazla veriyle bir gün bulmacayı kırabiliriz.

Çeviri: AylinER
https://www.sciencealert.com/scientists-just-identified-the-brain-patterns-of-consciousness/amp?__twitter_impression=true

Check Also

Geri Dönüşü Olmayan İnsan Ruhunun Ölümsüz Yolculuğu