Öfke Beyni Nasıl Değiştirir?

Saldırganlık, Gelecekte Daha Fazla Öfkeyi Tetikleyebilecek Yeni Sinir Hücrelerinin Oluşmasına Neden Oluyor!

 Artan anksiyeteden (kaygı) yüksek tansiyona kadar, öfkenin sağlığımız için kötü olduğu iyi bilinir.

Ancak yeni bir çalışma, öfkelenmenin hipokampüste sinir hücrelerinin üremesine neden olup beynin yapısını değiştirebileceğini gösteriyor.

Erkek fareleri içeren deneyde, bu yeni sinir hücrelerindeki aktivite ile artan öfke haline dönüşen saldırganlık gözlemlenir.

Bu da öfkenlenmenin bizi daha da sinirlendirdiği ve sinirlendikçe daha da öfkelendiğimiz şeklinde devam eden bir “döngü”yü gösterir.

Bir çalışma, saldırganlığın, beynin kendisini değiştirebileceğini ve hipokampus olarak adlandırılan bölgede yeni sinir hücrelerini üretilebileceğini düşündürmektedir. Bu görüntü dentat girus, hipokampusun granüler bölgesindeki hücreleri gösterir. Önceki çalışmalar,yeni bir şey öğrenmenin, nöronlarda bri diiz değişikliğe yol açtığını gösterir.

Moskova Fizik ve Teknoloji Enstitüsü (MIPT) Rus Bilimler Akademisi, Cold Spring Harbor Lab ve New York Stony Brook Üniversitesi’nden Nörobiyologlar, Frontiers in Neuroscience adlı dergide yayınlanan bir çalışmada “beyinde öfkenin etkisi”ni araştırdılar.

Başkalarına saldırmak ve kavgada kazanmak gibi saldırgan davranış gösteren farelerin beyinlerinde meydana gelen değişiklikleri incelediler.

Fareler çiftler halinde, birbirlerini görebildikleri, duyabildikleri ve koklayabildikleri ama birbirlerine dokunamadıkları bölmeli kafeslere yerleştirilir.

Her gün bölmeler aynı zamanda kaldırılır ve kaldırıldıktan sonra bilim insanları kavgaların patlak vermesinin uzun sürmediğini gözlemler.

İki veya üç gürültülü kavgadan sonra, kazanan belirlenir ve çiftler tekrar ayrılır.

Uzmanlar, başkalarına saldırmak ve kavgaları kazanmak gibi saldırgan davranışlar sergileyen farelerin (resimdeki) beyinlerinde meydana gelen değişikliklere baktı. Bir galibiyetin ardından, kazanan fareler daha da agresif oldu. Aynı zamanda, beyinlerinde yeni nöronlar tespit edildi.

Kavganın kazananı, kavgadan sonra daha da saldırgan olur. Aynı zamanda da hipokampuslarında (uzun süreli bellek oluşumunda ve labirentlerdeki yön bulmayı tayin etmede rol alan önemli yapılarından biri) yeni nöronlar tespit edilir.

İlginç bir şekilde, araştırmacılar, öfkeli farelerin yeni sinir hücrelerinde gözlemledikleri aktivitenin daha sonra savaşmaya, kavgaya devam etmesine neden olduğunu da tespit ederler.

Ekip, hücredeki agresyonun etkilerini, sinir hücrelerindeki değişiklikleri aktif şekilde araştıran standart metodlardan bir tanesi olan ‘c-fos’ seviyeleri ile hücresel bazda araştırır.

Bu grafikler, farelerin hipokampüsünün dentat girusundaki yeni sinir hücrelerinin sayısını göstermektedir. Dört diyagram, hayvanların dört farklı rolünü gösterir ve koyu sütunlar, kazananları kontrol grubundaki yenilmiş farelerden ayırır.

Beyindeki kök hücrelerin aktive edilmesi, örneğin; bellekte önemli bir rol oynayan sinir ağlarını oluşturmak için gerekli olan yeni sinir hücrelerinin oluşumuna yol açabilir.

Önceki çalışmalar, beyinde uzun süreli dönüşümler üretmek için, öğrenmenin ya da yeni bir şeyle karşılaşmanın nöronlarda bir dizi moleküler değişiklikleri tetiklediğini göstermiştir.

Son çalışmadaki araştırmacılar, saldırganlık konusunda anahtar olan beynin iki bölgesi hipokampus ve amigdalayı (korku, saldırganlık ve endişeden sorumlu bir beyin bölgesi) saldırganlığın etkisini incelemek için bu deneyde aynı anda karşılaştırdılar.

Geçmiş kanıtlar, saldırgan ve sosyal olarak aktif farelerde, hipokampusta daha fazla yeni nöronların üretildiğini göstermektedir.

Yeni deney, tekrarlanan kavgalarla, c-fos protein seviyesinin hipokampusta arttığını, ancak, amigdalada da azaldığını (bu potansiyel olarak kafa karıştırıcı bir bulgudur) ortaya koymuştur.

Ancak bu ilginç bir bulgudur da.. Çünkü, insanlarda, amigdala, otizmin oluşumu dahil olmak üzere bir takım patolojik süreçlerde rol oynar.

Araştırmacılar, farelerin artan anksiyete (kaygı), basmakalıp tekrarlayıcı davranışlar ve diğer farelerle iletişim kurabilme kabiliyetini gözlemlemiş ve semptomlarının insanlardaki otizme benzer olduğunu belirtmişlerdir.

MIPT’nin Beyin Kök Hücreleri Laboratuvarı başkanı Grigori Enikolopov şöyle diyor: “Karmaşık davranışı oluşturan temel yapı taşlarının farklı organizmalarda nasıl benzer olduğu ve hayvanlarda ve insanlarda muazzam çeşitlilikte davranışsal tepkiler yaratmak için diğer bloklarla nasıl birleştirilebilecekleri gerçekten çok büyüleyici.”

SALDIRGANLIĞIN FARELERİN DAVRANIŞLARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Bilim insanlarından oluşan bir ekip, ayrıca, sadece beyinde değil ayrıca davranışlarda da saldırganlığın etkisini göstermek için bir dizi test gerçekleştirdi.

Bir deneyde, fareler bir koridorun kapatıldığı ve diğerinin açık bir alan olduğu çapraz şekilli bir labirent içine yerleştirilmiştir.

Farelerin karanlıkta, kapalı alanda kalarak harcadıkları zaman ne kadar çoksa, davranışları da o kadar çok “riskten kaçınma” şeklinde tanımlanabilir.

Bir diğer deneyde de, kemirgenler şeffaf bir bölme içine, diğer tarafa da başka bir erkek kafese yerleştirildi.

Fareler bariyere yakın ne kadar çok zaman harcarlarsa, saldırganlık seviyeleri de o kadar yükselir.

Tüm testler, bir takım kavgaları kazanan erkeklerin daha ‘şımarık, küstah‘ bir tutum sergilediğini gösterir.

Şeffaf bölmeye daha sık yaklaşırlar ve rakiplerine doğru daha hızlı bir şekilde saldırı başlatırlar.

Eğer fareler, testten önce bir süre kavgadan uzak tutuldularsa, daha saldırganlaştıkları ve kavgaların da daha erken ve daha uzun süreceği görülür.

Ancak, “kaygı seviye”leri o denli artar.

Örneğin; daha zayıf bir farenin arkasındaki tüyleri yırtarak koparmayı başaran bir erkek, mümkün olan her yerde karanlıkta oturmayı tercih edip, açık alanlardan kaçar.

Çeviren : AylinER
https://www.dailymail.co.uk/sciencetech/article-3433491/How-anger-changes-BRAIN-Aggression-causes-new-nerve-cells-grow-trigger-rage-future.html

Check Also

Geri Dönüşü Olmayan İnsan Ruhunun Ölümsüz Yolculuğu