Mavi Beyin Projesi

Beynin, biz insanların şimdiye kadar karşılaştığı en karmaşık organ/yapı olduğu düşünülüyor ve işin komik yani, bu karmaşıklığı düşünürken yine aynı beyni kullanılıyoruz. Bu kısır döngünün içinden çıkabilmenin bir yolu insan beynini silikon tabanlı bir ortamda simüle etmek mavi_beyin3olabilir, böylece bu yapıya dışarıdan bakabilir, nasıl çalıştığına dair yeni fikirler ortaya atabiliriz. Tabiî bir beynin (ya da şimdilik bir kısmının) simülasyonunu yaratmak için tek sebep bu değil: Acaba böylesi bir simülasyon, doğru şekilde yapıldığında, bilinçli ya da yarı-bilinçli (yarı: quasi anlamında) bir şeyin yaratımına önayak olabilir mi? Bu soruları artık daha sık duymaya başlayabiliriz, çünkü bir farenin beyninin bir kısmı BlueGene L süperbilgisayarında modellenmiş bulunuyor.

Nevada Üniversitesi’nde konuşlanmış bilim insanlarının yaptığı bu araştırmada yaklaşık olarak 8 milyon sinir hücresi, 6300 kadar da sinaps, gerçek bir fare beyninde 1 saniyeye denk gelecek kadar süre boyunca (gerçekte 10 saniye sürmüş) simüle edilmiş. Araştırmacılar gerçek bir beyinde gördükleri fiziksel durumların bazılarını gözlediklerini bildirmişler.

8 milyon sinir hücresi, ortalama bir fare beyninde bulunan hücre sayısının yaklaşık olarak yarısı ve buna ek olarak her bir hücrenin 8 bine kadar sinaps yaptığı biliniyor. Ayrıca, beyin sadece bir hücre kümesi değil, kendi içinde yapısal farklılıkları bulunan, 3-boyutlu bir organ. Bu yüzden, bu deneyin beyin hakkında çok kısıtlı veri sağlayabiliyor. Ancak araştırmacılar da bunun farkında ve gelecekte daha iyi deneyler yapmak için laboratuarlarına çoktan dönmüş durumdalar.
Doğal olarak, bir de şunu soruyoruz: acaba bir insan beyni de simüle edilebilir mi? Ve öğreniyoruz ki EPFL (Ecole Polytechnique Federale de Lausanne) ve IBM çoktan bu iş için bir işbirliği içine girmişler ve Blue Brain Project’i hayata geçirmişler. Bu projenin de çok iyi gittiğini okuyor ve heyecanlanıyoruz.[1]

Mavi Beyin Projesine Giriş: Sayısal Kedi Beyni

Bilim insanları 144 terabaytlık RAM kullanarak kedinin 1 milyar nöron ve 10 trilyon sinapstan oluşan beyin zarının benzetimini yapmayı başardılar. Kedilerin kendini beğenmişlikleri hâlâ bir sır perdesi olarak duruyor ama bilim insanları 144 terabaytlık işleyen belleği sayısal kedi beynine çevirebilecek bir süper bilgisayarla kedi beyninin benzetimini yaparak bu sır perdesini aralayabilir.
mavi_beyin
IBM ve Stanford Üniversitesi’nden araştırmacılar, bir kedinin beyin zarını Mavi Gen (Blue Gene) isimli dünyanın en güçlü dördüncü süper bilgisayarını kullanarak modellediler. Bu araştırmacılar 2007′de fare beyninin tümünü ve bu yıl içinde de insan beyin zarının %1inin benzetimlerini yapmışlardı.

Sayısal kedi beyni, gerçek kedi beyninden yaklaşık 100 kat daha yavaş çalışıyor. Fakat Mavi Madde (Blue Matter) adını verdikleri yeni bir algoritma sayesinde IBM araştırmacıları, insan beynindeki zar ve zarın altındaki bağlantıların şemasını çıkarabildiler. Bu bilgilerin ışığında 1 milyon beyin hücresi ve 10 trilyon nöron arasındaki bağ olan sinapslardan oluşan kedi beyin zarının benzetimini yaptılar.

İsviçreli bilim insanlarından oluşan başka bir grup da IBM’in süper bilgisayarını kendi projeleri olan sayısal fare beyninin nöronlarının kendi kendine nörolojik özellikler edinmeye başladığı Mavi Beyin Projesi” için kullandılar. Grup, insan beynini de 10 yıl içinde taklit edebilmeyi umuyor.

Stanford Üniversitesi’nden diğer bir özgün adım ise insan beyninin darmadağınık, düzensiz yapısını “Neurogrid”dedikleri ufak bir aletle oluşturmaya çalışmalarıyla atılıyor. Neurogrid, alışılmış süper bilgisayarların aksine insan beyninin kullandığı kadar az enerjiyle çalışabilecek.[2]

Yapay Beyin 2018 Yılında Üretilecek

Teknolojinin hızına erişmek mümkün değil. Daha 10 yıl öncesinde bugünkü cihazların pek çoğu hayatımızda yokken, bugün hepsi günlük yaşamın vazgeçilmezleri arasına girdiler. Teknolojinin hızının katlanarak artması her yeni haberde şaşırmamıza neden oluyor. Bunun son örneği ise Oxford Üniversitesi’nde görevli Henry Markram’ın yaptığı bir açıklama. Markram, yapay bir şekilde üretilmiş insan beyni için sadece 10 yıl gerektiğini açıkladı.[3]

Geçen yaz Oxford’daki teknoloji konferansında bir araya gelen bilim insanları onun açıklamalarıyla şaşkına döndü. Doktorluktan bilgisayar mühendisliğine geçen profesör Henry Markram ekibinin 2018 yılına kadar dünyanın ilk bilinçli yapay zekasını hayata geçireceğini açıkladı ve şimdi ekibiyle birlikte bunun için çalışıyor.
[4]

2018 yılına kadar bilinçli ve zeki bir yapay beyin oluşturmayı amaçladıklarını söyleyen İsviçre Lozan Enstitüsü’nden Prof. Henry Markram, bu beynin düşünebilecek, hissedebilecek ve aşık bile olabileceğini söylüyor.[5]

Bu Projeye Mavi Beyin (Blue Brain) adı verilmesinin nedeni, IBM’in gelişmiş karmaşık bilgisayarlarının takma adının Büyük Mavi (Big Blue) olması. Çünkü bir farenin beyninin bir bölümü, bunlardan biri olan BlueGene/ L süperbilgisayarında modellenmiş bulunuyor.[6]

Gerçek Frankenstein deneyi” diye nitelenen, “Mavi beyin” adlı proje için Prof. Markram, şunları söyledi:mavi_beyin2

2018 yılına kadar bilinçli ve zeki yapay beyin yaratmayı amaçlıyoruz. Yaratacağımız beyin, düşünecek, hissedecek ve hatta aşık olacak. Projemize daha şimdiden karşı çıkılıyor ancak bu proje sayesinde insanın öğrenme yetisinin ve zekasının gelişeceği göz ardı edilmemeli.

Başlangıçta Mavi beyin projesinin önündeki en büyük engel, finansal kaynaktı. Ancak İsviçre hükümeti
ve IBM şirketi bu çalışmaya destek verdi. Prof. Markram’ın hesabına, milyonlarca Euro adeta akıyor. Prof. Markram, Hedefimize ulaşacağımıza inanıyorum. Bu gerçekleştiğinde, akıllı yapay beyin özellikle
tıbbi araştırmalarda kullanılacak
 diye iddialı konuşuyor.[7]

Şu anda başarılı bir şekilde bir fare beyninin elementlerinin simüle edildiğini açıklayan Markram, işi büyütüp insan beyni üretmek için önümüzde 10 yıllık bir süre olduğunu iddia etti. Profesör Markram, üretilecek olan sentetik insan beynin özellikle zihinsel sorunları anlamak konusunda büyük bir aşama olacağını da sözlerini ekledi. Fakat bu konuyla ilgili en büyük sorun Mavi Beyin Projesi olarak adlandırılan çalışmanın gerektirdiği büyük alt yapı. Yapay insan beyninin her bir nöronun ayrı bir bilgisayar tarafından incelenmesi gerektiğini
ve bu da çok ciddi bir bilgisayar ağı ihtiyacını ortaya çıkardığını söyledi.[3]

Markham’ın modeli elektronik olarak gerçek bir beynin biyolojik davranışlarını yansıtacak. Beynin mikrodevresini üretmeyi başardık diye konuşan Markham, Bundan sonra yapacağımız tek şey bu modelin ölçeğini büyütmek diyor.[8]

Markram’ın ‘Blue Brain’ (Mavi Beyin) projesi, bilim tarihindeki en olağanüstü çabalardan biri. 47 yaşındaki Güney Afrikalı İsrailli profesör başarılı olursa, bu, ilk kez Mary Shelley’in kaleme aldığı ‘Frankenstein’romanında hayal edilmiş olan asırlık fantezinin, hayata geçirilmesinin eşiğinde olduğumuz anlamına geliyor.
Ne ilginç bir tesadüf ki, Frankenstein romanı da halihazırda bu bilimsel uğraşın gerçekleştiği yerin birkaç kilometre uzağında kaleme alınmıştı.

Deneyin başarıya ulaşması halinde felsefi, ahlaki ve etik tartışmaları patlak vermesi ve bu durumun tüm insanları insanlığın gerçekten ne anlama geldiğiyle yüzleşmek zorunda bırakması bekleniyor.

Profesör Markram, yapay zekasının, insanların zekasını ve öğrenme kabiliyetini geliştirebileceğini düşünüyor. Markram, beynin bilgisayar bir kopyasını yaratmayı amaçlıyor. Çalışmalarına fare beyni üzerindeki deneylerle başlayan profesör çalışmalarını bundan sonra insan beyninde sürdürecek. Çalışmaların sonunda düşünebilen, arzularını ifade edebilen, anıları depolayabilen ve hatta belki aşk, öfke, üzüntü, acı ve neşe gibi duyguları tecrübe edebilen bir yapay zekanın yaratılabilmesi umuluyor.

Markram, 2018’e kadar bunu yapacağız. Çok paraya ihtiyacımız var, ama bunu ayarlıyorum. Dünyada benim kullandığım kaynaklara sahip olan az sayıda bilim insanı var” diyor. Kaçınılmaz olarak Markram’ın yapmaya çalıştığı şeye kuşkuyla bakanlar da var. Ama eleştirenler bile genel olarak Markram’ın bir şey üzerinde çalıştığını ve en önemlisi bunun için kaynağa sahip olduğunu biliyor. Markram’ın Lozan’daki Ecole Polytechnique’teki Brain Mind Enstitüsünde bulunan laboratuvarına on milyonlarca euro’luk fon akıyor. Sponsorlar arasında İsviçre hükümeti, AB ve bilgisayar devi IBM’in de aralarında bulunduğu özel şirketler bulunuyor.

Markram, yaratmaya çalıştığı yapay zekanın insan beyninin seviyesine ulaşacağında ısrarlı. Markram, sayısız bilim kurgu filminde gösterilen sadık hizmetkar robotlar yaratma peşinde değil. Gerçek robotlara bilgisayarlar aracılığıyla yürüme ve konuşma gibi niteliklerin kazandırabileceğini belirten profesör, son tahlilde bunların bulaşık makinesinden daha zeki olmayacağını belirtiyor ve bu oyuncakları ‘arkaik’ diye niteliyor. Markram, bunun yerine, gerçek bir insan ya da en azından gerçek bir insanın en önemli ve en karmaşık parçası olan zihni olmasını umduğu bir şeyi yaratmaya çalışıyor. Bir beynin yaptıklarını kopya etmeye çalışmak yerine biyolojik olarak beynin kendisiyle işe başlıyor.

Beynimiz nöron adı verilen sinir hücreleriyle dolu. Bunlar miniskül elektriksel impulsları kullanarak birbirleriyle iletişim kuruyor. Projede kadavra üzerinde karmaşık kesim işlemlerinin gerçekleştirilmesi suretiyle beyindeki bu sinir hücrelerinin bağlantılarının anlaşılması ve bir bilgisayarda hayata geçirilmesi amaçlanıyor. Yani beynin işlemlerinin kopyasının veritabanı olarak bilgisayara aktarılması planlanıyor.

Proje, ‘gerçek bir beyin modeli yapılırsa, bu modelin gerçek bir beyin gibi hareket etmeye başlaması sağlanabilir‘ düşüncesine dayanıyor. Markram bunun için korkunç bir işkence aletine benzeyen bir makine kullanıyor. Bu makineyle ölü fareye ait beynin en ince parçalarına ayrılması sağlanıyor. Daha sonra bu bağlantıların haritası çıkarılıyor ve bunlar bir bilgisayar kodu haline getiriliyor.

Sekiz yıl içinde tamamlanacağı söylenen ve bu anlamda hayli iddialı bir vade konulan proje başarıya ulaşır mı bilinmez, ama başarıya ulaşması durumunda bilim dünyasında bir çığın açacağı muhakkak.[4]

Blue Brain ekibi başarılı olursa, bilim adamları ilk kez insan beyninin anlamlı fiziksel bir modeline sahip olacaklar. Bu aşamada şu soruya yanıt aranacak: Beynin tüm işlevlerine sahip sanal bir beyin kendi düşüncelerini yaratacak yeteneğe sahip olabilecek mi?”. Markham bu konuda henüz kesin bir şey söyleyemiyor. Ancak Blue Brain’in kendi kararlarını vermesini bekliyor. Bunun da bilinçin yaratılması anlamına geldiğine işaret eden Markham, Tüm beyni inşa ettiğimiz zaman, eğer bilinç ortaya çıkarsa, bilinci sistematik olarak inceleme şansını elde edeceğiz diyor.[6]

Bu aşamada şu soruya yanıt aranacak: Beynin tüm işlevlerine sahip sanal bir beyin kendi düşüncelerini yaratacak yeteneğe sahip olabilecek mi?”. Bunun da “bilinç“in yaratılması anlamına geldiğine işaret eden Markham, Tüm beyni inşa ettiğimiz zaman, eğer bilinç ortaya çıkarsa, bilinci sistematik olarak inceleme şansını elde edeceğiz” diyor. Projeyi yürüten doktorlardan Henry Makram’ın geliştirdiği bir yapay beyin ilk olarak robot farelere takılmış ve robot farelerde normal farelere benzer tepkiler görülmüştü.[8]

Fare Beyni Tamam, İnsan Beyni 10 Yıl Sonra

Dünyanın önde gelen bilim insanlarından Henry Markram halihazırda fare beyninin bir benzerini yaptı. Mavi Beyin Projesi’ne başkanlık yapan Markram İngiltere’nin Oxford kentinde düzenlenen bir konferansta yaptığı konuşmada sentetik insan beyninin özellikle akıl hastalıklarının tedavisinde kullanılabileceğini söyledi. Markram dünyada yaklaşık iki milyar kişinin beyninde bir tür sorun olduğuna da dikkat çekti. Markram, “İnsan beyni yapmak imkansız bir şey değil ve biz bunun 10 yıl içersinde yapabiliriz” dedi. 2005 yılında başlatılan Mavi Beyin Projesi memelilerin beynine ters mühendislik tekniğini uygulamayı amaçlıyor. Markram ve ekibi çalışmalarını özellikle memelilerin beyninde neokorteks olarak bilinen ve işitme ve görmeye ait olan bölge üzerinde yoğunlaştırıyor. [9]

IBM, İsviçre, HAL, Yapay Beyin, Mavi Kitap ve 2010

İsviçre’deki Lozan Enstitüsü’nde görevli Prof. Henry Markram başkanlığındaki ekip, 2018 yılına kadar, bilince sahip yapay beyin üretebilecek.  Buna, Gerçek Frankenstein deneyi diyorlar. Esasen, sahteleri yoktu da, başarısızları vardı diyelim. Başarılıları varsa da bilemiyoruz. Projenin ismi Mavi beyin. Bu mavi işi ilginçtir. UFO konusundaki en önemli projenin, üstelik hükümet kaynaklı, ismi de “mavilidir: Blue Book!

Projenin başındaki isim Prof. Markram, 2018 yılına kadar bilinçli ve zeki yapay beyin yaratmayı amaçlıyoruz. Yaratacağımız beyin, düşünecek, hissedecek ve hatta aşık olacak. Projemize daha şimdiden karşı çıkılıyor ancak bu proje sayesinde insanın öğrenme yetisinin ve zekasının gelişeceği
göz ardı edilmemeli
 açıklamasını yapmış.  Gerçekten korkutucu. Para da hazır. Hatta oluk oluk milyon
Euro’lar akıyormuş ve sponsor da-muhtemelen yapay beyine kavuştuktan sonra konuşurken, bu söyleşi
IBM tarafından desteklenmektedir
 şeklinde tekrarlarda bulunabilirsiniz-İsviçre hükümeti ve IBM imiş!

Bu ikisini duyar duymaz işkillenmemek olmaz ve ayıp. Zira, İsviçre zaten sabıkalı. CERN daha ortada duruyor! Başımıza ne kadar iş çıkardığını biliyorsunuz. Demek İsviçreliler iyice ipi kopardı. CERN ile kıyamet kopartıp, geriye suni beyinleri bırakacaklar. IBM’e gelince. Bu firma kendi adından, işkilli başka isimler üretmeye mütemayildir. Efsanevi film 2010!!! Buyrun işte daha yazarken aklımıza geliyor, tam da bugün2010filmindeki yine efsanevi bilgisayarın, hani yapay zekası olan, adı HAL’dı. Yeni IBM’in her bir harfinden sonra gelen harfler. Pek bilinir. Şimdi de Blue Brain’in WEB sayfasındaki linklerde aynı izi görmek mümkün!

Kısaca bu netameli konularda İsviçre’de IBM da haddini aşmakta.. Ama.. Daha aşanı da var. CERN işini de Melekler ve Şeytanlar’da Don Brown başımıza sarmıştı. Blue Braini de Kayıp Sembol’de yine o başımıza saracak gibi geliyor bize. Bu kadar tesadüf olur mu? Olmaz ise, var burada bir iş, olur ise, biz de gidip Mavi beynimizi” Prof. Markram’dan alalım.[10]

Kaynaklar

[1] www.hafif.org/yazi/mavi-beyin-projesi
[2] www.populergazete.com/10922/sayisal-kedi-beyni-gelistirildi/
[3] www.frmtr.com/guncel-teknoloji-haberleri-ve-incelemeleri/2933021-yapay-beyin-cok-yakinda.html
[4] www.gazeteport.com.tr/DUNYA/NEWS/GP_611896
[5] teknodergi.org/etiketler/mavi-beyin
[6] Dr. Yalçın Güran, “Mavi Beyin Projesi ya da Yapay Zeka Konusuna Giriş?!…”, www.yalcinguran.com/2010/01/mavi-beyin-projesi-ya-da-yapay-zeka.html
[7] Hürriyet Avrupa, “Yapay beyin 2018’de”, 4 Ocak 2010, www.hurriyet.de/haberler/dunya/473666/yapay-beyin-de
[8] www.netciforum.com/teknoloji-haberleri/40883-yapay-beyin.html
[9] www.cnnturk.com/2009/bilim.teknoloji/bilim/07/25/fare.beyni.tamam.insan.beyni.10.yil.sonra/536441.0/index.html
[10] Baki Günay, “Melekler ve Şeytanlar, Kayıp Sembol”, www.netpano.com/newsdetail.asp?NewsID=3917
[11] Elisabeth Pain, “Leading the Blue Brain Project”, October 06, 2006, sciencecareers.sciencemag.org/

Check Also

Sinir Sistemi Nesiller Boyunca Bilgiyi Aktarabiliyor

Hemen hemen tüm ekolojik ortamlarda bulunan nematotlar(iplik kurdu), üzerinde en çok çalışma yapılan organizma modellerindendir. ...