Lektin Duyarlılığınız Olabilir mi !

Günümüzdeki buğday, taş devri dönemine göre çok çok farklıdır. Hayır genetiği değiştirilmemiştir ama o zamandan bugüne dek çok sayıda çapraz melezleme, hibridizasyon yöntemi ile ayara tabi tutulmuştur. Bu ayarlama sonucunda örneğin şu an bazı türlerde gluten oranı eskisine göre %50 fazladır (1). Bültenimizde daha önce glütenin ne gibi sorunlara yol açabileceğinden bahsetmiştik. Bu bölümde yine bir başka tahıl proteini olan lektinlerden bahsedeceğiz.

Bir arkadaşım var, 45 yaşlarında erkek, son 1 yıldır ciddi kabızlık, karın şişkinliği, obezite, kronik yorgunluk, depresyon, intihar eğilimi yakınması ile doktor doktor dolaşıyordu. En son dayanamayıp endoskopi, kolonoskopi, gıda entolerans testi yaptırdı. Çölyak hastalığı ile ilgili tetkikleri negatifti. Panik atak tanısı aldı.  Nasıl beslendiğini sorduğumda Ahmet Hocanın taş devri diyetine bire bir uyduğunu, karbonhidrat olarak her öğün 2 dilim tam buğday ekmeği yediğini söyledi. Ekmeği de bırakmasını söyledim. Bırakması ile birlikte ilginç bir şey oldu. Bir ayda 6-7 kilo birden verdi ve tüm yakınmaları kayboldu. Altı dilim ekmek nasıl oluyor da 6 kiloya ve bu yakınmalara sebep olur bu durum bana ilginç geldi. Arkadaşıma 2 günlüğüne ekmeğe tekrar geçmesini söylediğimde ekmek yemesi ile birlikte gücünün tükendiğini, karnını şiştiğini, tüm yakınmalarının aniden geri döndüğünü, ekmeğin kendisini zehirlediğini söyledi.

Şimdi bu küçük hikaye ışığında lektinlerden bahsedelim.

Lektin nedir, hangi gıdalarda bulunur ?

Lektin tüm yaşam formlarında karbonhidratlara bağlanan bir proteindir. Lektin sadece tahıllarda bulunmaz pek çok gıdada yer alır. Ancak her gıdanın lektini farklı özelliklere sahiptir.

Lektin içeriği açısından zengin olan besinler:

-Özellikle buğday ve buğday embriyosu

-Kuru Baklagiller

-Suuni beslenen ineklere ait işlenmiş sütler

-Patates, domates, patlıcan, yer fıstığı

Çok zengin olmasa da pirinç yulaf, karabuğday, mısırda da lektin bulunur.

Lektin faydalı mıdır?

Lektin özellikle bitkiler için önemli bir savunma mekanizmasıdır. Bitkileri koruyan bir zırh gibidir. Bazı firmalar böcek ilacı içeriğinde lektinden yararlanmışlardır. Örneğin acı kavun veya sarımsak lektin içeriği ile bir böceksavardır.

 Duyarlılığı olmayan kişilerde vücut içinde faydaları bulunur. Özellikle zararlı patojenlere karşı savunma sistemini (kompleman sistemini) harekete geçirir (2). Antimikrobiyaldir (3). Kansere karşı koruyucu olduğuna dair bazı çalışmalar vardır. Özellikle meme kanseri için (4). Bu faydalı özelliklerinden dolayı lektin alehtarı yazıların aslında bilimsel bir kurgu olduğu ileri sürülmektedir.

Lektin zararlı mı? İşin doğrusu nedir ?

Bu sorunun cevabı kişinin duyarlılığına, maruz kalınan lektin türüne ve doza göre değişir. Duyarlı iseniz en zararlı lektin buğday lektinidir. Buğday lektini WGA (buğday rüşeymi aglutinin) olarak isimlendirilir.

Duyarlı kişilerde WGA artmış bağırsak geçirgenliği sonucu dolaşıma geçer. Yabancı bir protein olduğu için vücudun savunma sistemi harekete geçer. Vücutta ilthiabi reaksiyon oluşturur.  İmmun sistem WGA ya saldırayım derken kendi dokularına saldırarak otoimmun hastalıkların oluşumuna katkıda bulunur. Deney farelerinde WGA nın timusu küçülttüğü gösterilmiştir.

VGA kan beyin bariyerinden geçerek beyinde şeker molekülü taşıyan yapılara bağlanarak nörotoksik etki gösterebilir (5).

VGA nın özellikle tiroid dokusuna afinitesi vardır. Hem iyi hem kötü tiroid nodüllerine bağlanmış olduğu gösterilmiştir (6).

WGA trombosit hücrelerinin aktive olmasına ve kümelenmesine neden olabilir. Böylece atheroskleroz için zemin oluşturur. Yani kalp üzerine toksiktir (7, 8).

WGA böbrek patolojilerinde önemli bir rol oynayabilir.  WGA insan böbrek glomerüller kapiller duvarlarına, mezengial hücrelere, tubulus hücrelerine bağlanabilir. IgA nefropatisine eğilim oluşturabilir veya IgA nefropatisini şiddetlendirebilir (9).

Taş devri diyeti yapan kişilerin nişasta bazlı besinleri terketmeleri ile eskisi kadar üst solunum yolu enfeksiyonuna yakalanmadıkları yönündedir. Lektin olmadığı zaman virüslere karşı solunum yolu mukozasındaki koruyucu tabakanın daha koruyucu olduğu düşünülmektedir (10).

Hayvan çalışmaları, lektinin mide mukozasındaki mast hücrelerine bağlanıp histamin salınımını artırarak mide ülseri oluşumuna katkıda bulunabileceğini göstermiştir (11).

Lektin duyarlılığının neden olduğu semptomlar nelerdir ?

İnsan vücudunda  tendon, kıkırdak, kemik dokusunda, sindirim kanalının içini döşeyen bir mukuz salgı örtüsü (glikokaliks) içinde N-asetilglukozamin bulunur. N-asetilglukozamin şeker yapısında bir moleküldür.

WGA duyarlı insanlarda bağırsak çeperindeki şeker yapılara (N-asetil glukozamin) bağlanarak bağırsak geçirgenliğini artırır. Bağırsaktan geçerek dolaşıma katılır. Yapısal olarak oksitosin (süt salgılatan hormon) ve vazopresin (su tutan hormon) benzer. Özellikle vazopresinin hipotalamustaki reseptörlerine bağlanarak idrar çıkma sıklığını azaltır. Yine hipotalamusta yer alan GNRH reseptörlerine bağlanabilir. GNRH cinsel davranışları ve testosteron salınımını ayarlayan bir hormondur. Burada aklınıza şöyle bir soru gelebilir: Lektin bağırsaktan geçiyorda kan beyin duvarından nasıl geçebiliyor ?. Aslında bu sorunun cevabı basit. Hipotalamus seviyesinde kan beyin duvarı bulunmaz. Hipotalamusun uyku üzerinde regüle edici etkisi vardır. Buğday proteinleri hipotalamus üzerinden uyku düzenini de olumsuz etkileyebilir (12).

Buğday lektini leptin rezistansı oluşturursa şişmanlayama neden olur. Bu nedenle bir türlü zayıflayamayan kişilerde  lektin alımı azaltıldığında zayıflama gerçekleştiği bildirilmektedir (13).

Serotonin taşıyıcılar şeker yapısında (glikoprotein) olduğu için lektinler doğrudan bu taşıyıcılara bağlanarak serotonin eksikliğine neden olur. Unutulmamalıdır ki insan vücudundaki serotoninlerin % 90 ı bağırsakta sentezlenir. Serotonin eksikliği kaygı, takıntılı davranış ve düşüncelere neden olabilir.

 VGA pankreastan sürekli kolesistokin salgılanmasına neden olur. Kolesistokin sindirim sisteminin önemli düzenleyici hormonlarından birisidir. Bu hormon yağ ve proteinli beslenme ile salgılanır, mide asidini azaltır, sindirim sistemini yavaşlatır. Safra ve diğer sindirim enzimlerinin sekresyonunu uyarır. Böylece şişkinliği artırır, iştahı azaltır. Bazı tohum lektinlerin kolesistokin salınımını uyararak şişkinlik yaptığı ve kilo kaybına yol açabileceği ileri sürülmektedir (14).

WGA bağırdak iç yüzeyindeki hücrelerin kaybına bu hücrelerin dökülmesine neden olabilir.

Kolesistokin kaygı ve depresyona neden olur, stres hormonlarının (kortizol) salınımını artır (15-17). Vagusu inhibe eder. Vagus sinirinin fonksiyonu bağırsakların çalışmasını sağlamak, kalp hızı ve tansiyonu azaltmaktır.

Lektin duyarlılığında semptomlar

  • İmmun dengesizlik: Ottoimmun hastalıklar
  • Şişkinlik
  • Bağırsak problemleri: Gaz, karın ağrısı
  • Yorgunluk, özellikle yemekten sonra yorgunluk.
  • Beyin sisi: Konsantrasyon güçlüğü, kafayı toplayamamak
  • Aşırı kaygı, mükemmeliyetçilik, paranoya, sürekli işleri erteleme,
  • Serotonin eksikliğine bağlı takıntılı düşünce ve davranışlar
  • Cilt problemleri (akne değil): Ekzema, mantar, psöriazis
  • Eklem ağrısı, bel ağrısı
  • Kilo problemi: İnatçı kilo alma veya almama
  • Su tutulmasına bağlı göz kapaklarında ve bacaklarda şişkinlik
  • Baş ağrısı, migren
  • Uyku düzensizliği

Niçin bazı insanlar lektine karşı duyarlı ?

Bu konuda yeterince çalışma yok. Yalnız bazı iler sürülen görüşler var. Bunlardan birincisi bazı insanların bağırsak çeperinde sialik asit yüksektir. Sialik asit lektinin etkisini köreltir. Bir diğer görüş ise bazı kan gruplarına sahip kişilerde daha fazla N-asetil glukozamin bulunduğu ve bunun lektine karşı hassasiyet yarattığı şeklindedir.

İbuprofen ve aspirin gibi ağrı kesicilerin bağırsak geçirgenliğini artırarak daha fazla VGA nın emilimine neden olduğu ileri sürülmektedir. Ağrı kesici ve glukozamini birlikte içeren ilaçlarda glukozaminin, VGA nın bağlanacağı bölgelere bağlanarak VGA nın olumsuz etkilerini azalttığı düşünülmektedir. Sürekli ağrı kesici, antidepresan ve kabızlık ilacı kullanan pek çok erişkin olduğunu biliyorum. Bu kişiler için bu bilginin çok önemli olduğunu düşünüyorum (18).

Lektin etkisizleştirilemez mi?

Lektinleri etkisizleştirmek o kadar kolay değildir. Lektin mide asidine ve sindirim enzimlerine dirençlidir. Özellikle tahıl lektinler ısı, fermentasyon veya filizlendirmeye direnç gösterebilirler. Baklagillerin bir gece önceden suda bekletilmesi, bekletilen suyun birkaç defa değiştirmesinin lektinleri uzaklaştırmak için yeterli olacağını ileri süren yayınlar vardır (19).

İşlenmiş besinlerde lektin daha da aktif hale gelir toksiteleri artar (20).

Pastorize sütler işlem görmemiş sütlere göre daha fazla lektin içerir. Çünkü süt içinde lektini bağlayan salgısal IgA pastörizasyon işlemi ile azalır. Sütün içerdiği lektin ineğin beslenme biçiminden de etkilenir. (21).

Önerilerimiz

Lektin duyarlılığını saptamanın bir laboratuvar testi yok. Yurt dışında kanda lektine karşı gelişmiş antikorlar, adiponektin ve TNF düzeylerine bakılabiliyor. Bizim önerimiz ise;

Yukarıda belirtilen yakınmalar sizde var ise 7 günlüğüne tüm lektin ürünlerinin (kuru baklagil, tahıl, süt) tüketimini bırakın. Sonra 8.gün diyeti tekrar bozun. Sonraki 2 gün tekrar diyeti yapın. Yakınmalarınıza bakın. Enerjiniz tükeniyor hissediyorsanız, karın şişkinliği, uyku problemi, mod değişikliği yaşıyorsanız biliniz ki sizde lektin duyarlılığınız mevcuttur. Size en çok dokunan gıdayı (muhtemelen tahıl) deneme yanılma ile bulup ondan uzak durun.

Ülseratif kolit, hasimato tiroiditi gibi bağırsak geçirgenliğinde artış olan hastalıklarda lektin duyarlılığını yukarıda bahsetmiş olduğum test ile test edebilirsiniz. Kendi vücudunuzu dinleyin.

Tam buğday unu kepeği ile rüşeymi ile buğdayın bütün olarak öğütülmesiyle elde edilen undur. Besleyici olması, glisemik indeksi daha düşük olması nedeni ile genelde tercih ettiğimiz ekmek türüdür. Ancak içerdiği rüşeymi den dolayı daha fazla lektin içerir. Duyarlı kişilerde sorun oluşturabilir.

Baklagillerin bir gece önceden suda bekletilmesi, bekletilen suyun birkaç defa değiştirmesinin lektinleri uzaklaştırabilir.

Otistik çocuklara aileleri glutensiz ve kazeinsiz diyet uygularken dikkatimi çeken bir şey var, o da glutensiz un ile kurabiye, erişte, börek gibi karbonhidratları rahatlıkla tüketebileceklerini düşünmeleri. Bu durumun hatalı bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum. Karbonhidratların bağırsak florasına olan olumsuz etkisi bir yana, eğer bağırsak geçirgenliği fazla ise lektin duyarlılığı var ise glütenden kaçarken lektine tutulabilirsiniz. O zamanda ne takıntılar düzelir ne de kabızlık.

Son olarak sözlerimi sevgili Prof Dr Ahmet Aydın hocamızın bir söylemi ile bitirmek istiyorum.

Taş Devri Diyeti’ni anlamak için ise evrim sürecini çok iyi bilmek gerekiyor. Maalesef insanlar ”ağızlarından girip bağırsaklarından çıkan her ürünü” besin sanıyorlar ve her şeyi tüketebileceklerini sanıyorlar. Bu tamamen yanlıştır. Bizler birer primat türüyüz ve primatların anatomik ve genetik yapısına uygun düşecek şekilde beslenmeliyiz. Biz kanarya değiliz. Tahıl bize faydalı değil zararlıdır.

Sizi saygı, minnet ve özlemle anıyoruz hocam.

Doç. Dr. Hasan Önal
http://www.beslenmebulteni.com/lektin-duyarliliginiz-olabilir-mi/

Check Also

Geri Dönüşü Olmayan İnsan Ruhunun Ölümsüz Yolculuğu