Karaciğeriniz Beyninizi Yiyor Olabilir!

Karaciğeriniz Beyninizi Yiyor Olabilir!

Yeni bir araştırma, karaciğer ve hipokampüsün (beyindeki hafıza merkezi) bir proteini aynı anda kullanmak istediğini ve eğer karın bölgesindeki fazla yağ varsa, bu öncelik mücadelesini karaciğerin kazandığını Ekran Alıntısıgösteriyor. Yani bu araştırma, karaciğerinizin beyninizi “yiyor” olabileceğini gösteriyor.

Fazla karın yağı olan insanlarda, ince insanlara göre hafıza kaybı ve demans görülme ihtimali üç kat daha fazladır. Şimdiyse, bilim adamları bunun nedenini bulmuş olabileceklerini söylüyor.

Karaciğer ve hipokampüsün ikisi de PPARalpha adında belli bir proteini kullanıyor. Karaciğer, bu proteini bel çevresindeki yağları yakmak için kullanıyor; hipokampüs ise bellek için.

Bel bölgesi yağı çok olan kişilerde, karaciğer yağı katalizlemek için fazladan çalışıyor ve bütün PPARalpha proteinini kullanıyor. Yeni çalışmaya göre; önce depoları harcıyor,sonra beyin dahil bütün vücuttan bu proteini alıyor.

Chicago’daki Rush Üniversitesi Tıp Merkezi’nde yapılan ve Cell Report dergisinde yayımlanan araştırmaya göre bu süreç aslında hipokampüsün PPARalpha’sını tükettiği için öğrenmeyi ve hafızayı kötü etkiliyor.

Diğer haber bültenleri, araştırmacıların obez bireylerde ince bireylere göre demans görülme olasılığının 3.6 kat fazla olduğunu söylediğini belirtiyor. Bu buluş 2008’de, Oakland-Kaliforniya’daki Kaiser Permanente Division of Research ‘te yapılmıştır.

Boston Üniversitesi Tıp Merkezi’ndeki araştırmacılar, Annals of Neurology dergisinde 2010’da yayınladıkları bir makalede, ne kadar çok fazla karın yağınız varsa ileriki yaşlarda o kadar çok beyin büzüşmesi ihtimaliyle karşı karşıya olduğunuzu söylediler.

Yeni araştırmadaki sürpriz keşif, hipokampüsün PPARalpha proteinini bellek ve öğrenme için kullanıyor olması ve bunun da bel çevresindeki yağ fazlalığı ve demans/hafıza kaybı arasındaki ilişki için olası bir neden olması.

Rush Üniversitesi araştırmacıları, nörolojik bilimler profesörü Kahan Palinda önderliğinde PPARalpha yönünden fakir fareler yetiştirdiler. Bazı fareler karaciğerlerinde normal PPARalpha değerlerine sahipti ama beyinlerindeki tükenmişti. Bu farelerin kötü bir hafızaları ve düşük öğrenme becerileri vardı. Diğerleri beyinlerinde normal PPARalpha değerlerine sahipti ama karaciğer değerleri eksikti ve beklendiği gibi normal bir hafızaları vardı.

Pahan, araştırmacıların PPARalpha yönünden eksik farelerin hipokampüslerine PPARalpha enjekte ettiklerinde, farelerin öğrenme yeteneğinin ve hafızasının geliştiğini söyledi. Pahan, LiveScience’a şunları diyor:

“Hafıza kayıplarına karşı, beyindeki normal PPARalpha’yı nasıl koruyabileceğimizle ilgili daha çok araştırma yapılmalıdır. Böylece PPARalpha; alzeihmer, demans ve hafıza kaybıyla alakalı sorunlara bulunacak tedaviler için yeni yollar sağladı. Tabii, göbeğinizi eritmek de canınızı yakmayacaktır.”

Çeviren: Hoşnaz Tuğral (Evrim Ağacı)
Kaynak: Scientific American

İlgili
Ekran Alıntısı

Kişisel kanaatim odur ki, karaciğerin sağlık düzeninin bozulması, bünyenin çeşitli metabolik ve biyokimyasal dengelerini değiştirmekte; bu durum da otomatik olarak beyne yansıyarak, zekâ veya aklın ön bellekte yaptığı değerlendirmelerde pek çok yanlışlara yol açmaktadır. Bu yüzden karaciğere zarar veren her şeyden kesinlikle kaçınmak gerekir beyin sağlığımız ve sağlıklı düşünce yapısına sahip olmamız için!

Karaciğere zarar veren maddeler kullanımı sonucu metabolik dengelerin etkilenmesiyle, beynin, vücudun değişen biyokimyası altında ne tür psikolojik dengesizliklere girebileceğini hatırımıza getiriyor muyuz?

Beynimize, karaciğerimize ve hormonal dengemize zarar verecek şeylerden uzak durmamız, belki de bize ölüm ötesi sonsuz yaşamın hiç farkında olmadığımız güzelliklerini kazandıracaktır…

Kaynak: http://www.ahmedhulusi.org/yazi/evliya.htm

Check Also

Geri Dönüşü Olmayan İnsan Ruhunun Ölümsüz Yolculuğu