İlk Bebek Boşanmak Ya da İşsiz Kalmaktan daha Kötü Hissettirebilir

beby

Hayatın en keyfili dönemlerinden biri olarak değerlendirilse de, yeni bir çalışma, ilk çocuğa sahip olmanın bir çok çift için boşanmak ya da işsiz kalmaktan daha kötü bir deneyime dönüşebileceğini göstermekte.

4 Ağustos’ta Alman ve Kanadalı bilim insanları tarafından yönetilen Demography dergisinde yayınlanan araştırma, yeni bir bebeğin ebeveynler üzerindeki etkisinin oldukça şiddetli olduğunu gösteriyor. Öyle ki ebeveylerin aileye bakışını değiştiriyor ve ikinci çocuk için iki kere düşünmelerini sağlıyor.

Yeni çalışma gelişmiş ülkelerdeki düşük doğum oranlarını gösteren nüfusa dayalı en son modelleri açıklamayı hedefliyor. İlk çocuğun doğumundan sonraki psikolojik faktörlerin, ebeveynlerin algılanan mutluluk seviyesini etkileyişini göstererek tanıtıyor. Bu ailenin gelecekteki büyüklüğü için kritik bir faktör olabilir.

Araştırmacılar, insanların kaç çocuk yapmak istedikleri ve sonunda kaç çocuk yaptıkları arasındaki uyumsuzluğun içyüzünü anlamaya çalıştılar. Çalışma, uzun süreli düşük doğurganlık oranlarına, Almanya(son 30 yılda kadın başına 1.5 çocuk) ya da İngiltere(1971’de kadın başına 2 iken 2013’de sadece 1.7) gibi ülkelerde bir açıklama aradı.

Çalışmaya göre, ilk çocuğun doğumu çiftlerin mutluluğu üzerinde yıkıcı bir etkiyesahip olmakta. Kendi-beyan ettikleri mutluluk seviyelerinde kayda değer bir beby2düşüşe neden olmakta. Bu, özellikle daha yaşlı ya da yüksek eğitime sahip ebeveynler arasında daha güçlü.

İlk çocuğun ardından meydana gelen mutluluktaki bu düşüş nihayetinde ebeveynlerin ikinci çocuğa sahip olma olasığını düşürüyor.

Doğurganlık gelişmiş dünyada birçok insan için bir tercihtir… Eğer ebeveynliğe geçiş çok zorsa ya da beklenenden daha zorsa, bu durumda insanlar baş başa kalmayı tercih edebilirler”, araştırmacılar çalışmalarına bu şekilde yazdılar.

Bilim insanları, her yıl 20,000 insanın yer aldığı, German Socio-Aconomic Panel adlı Almanların senelik ulusal anketinden dataları analiz ettiler. İnsanların hayatlarından memnuniyetlerini, 0 (tamamen memnuniyetsiz) ile 10 (tamamıyla memnun) arasında değerlendirdiler.

Araştırmacılar birkaç yıldır ankete katılan ve çalışmanın başlangıcında çocuksuz olan 2016 adet Almanı takip ettiler. Deneklerin çocuksuz oldukları dönemden, çocuk sahibi olduktan en az birkaç yıl sonraki döneme kadar mutluluk seviylerini izlediler. Çalışmanın bulguları, yeni ebeveynlikten kaynaklanan mutluluktaki ortalama azalışın 10 üzerinden değerlendirildiğinde 1.4 olduğunu öne sürüyor. Bunun çok ciddiolduğuna inanılıyor. Algılanan mutluluktaki bu düşüşün, boşanma gibi karşılaşılan temel olumsuz yaşam olaylarından daha geniş olduğu ortaya çıktı. Öyleki 0.6 birimlik bir düşüşe ya da her biri 1 birimlik düşüşe yol açan, işsizliğe ve eşlerden birinin ölümüne neden oluyor.

Kanada, Western Onario Üniversistesi’nde bir sosyoloji araştırmacısı olan ve araştırmayı yürüten Rachel Margolis, ve Almanya Max Planck Institute for beby3Demographic Research’in yöneticisi, Mikko Myrskylä, “İlk çocuğun ardından ebeveynlerin deneyim ve hissiyatları çok önemlidir ve aile genişliğinin belirlenmesinde yardımcı faktördür. Bu yüzden nüfus politikalarını förmüle ederken bu hesaba katılmalıdır” diyorlar.

İlk doğumla birlikte ve sonrasında ilk doğum yardımını deneyimleyen ebeveynler en sonunda ailenin ne kadar geniş olacağını öngörüyorlar.” Mikko Myrskylä.

 Düşük doğum oranlarından dolayı endişelenen politikacılar, ilk çocuklarına henüz sahip olmuş ya da sahip olmak üzere olan ebeveynlerin hoşnutluğu konusuyla ilgilenmelidirler” şeklinde araştırmacılar çalışmalarına ekliyorlar.

‘Bunu tekrar yaşamayacağız’

Araştırmacılar, mutluluğun yitirilmesini ve daha fazla çocuğa sahip olmak konusunda ileriki kararların etkilenmesini önceden tayin eden etkenlerin, 3 kategori içinde yer aldığını keşfettiler.

İlk olarak, sağlıkla ilgili durumlar yer almakta. Anneler fiziksel ağrıların ve bulantının çalışma şevkini düşürdüğünden şikayetçiler. Babalar da eşlerinin fiziki şartlarından endişelenmekteler. İkinci olarak, doğum sırasında ve sonrasındaki çeşitli komplikasyonlar ebeveynleri “bunu tekrar yaşamayacağız” konusunda ikna etmekte.

Son olarak, “çocuk bakımının sürekli ve yoğun doğasıyeni ebeveynlik için en belirgin negatif durum olarak adlandırıldı. Birçok çift çeşitli türlerden beby4
stres bildirmekteler. Finansal endişelerin yanısıra, bitkinlik, sıkıntılı emzirme, uyku yoksunluğu, depresyon, aile içi yalnızlık ve ilişkilerin kopmasıörnek olarak verilebilir.

Sonuç olarak, doğum-sonrası yaşamları doğum-öncesiyle karşılaştırıldığında, çoğu aile, ebeveynliğin birinci ve ikinci yıllarında mutluluklarında güçlü biz azalma hissediyor.

Çocuk yetiştirmek hala eğlenceli olabilir

Algılanan mutluluk oranlarındaki azalma vahim gibi görünüyor, gerçekte, işler sanıldığı kadar kötü değil. Çalışmaya cevap verenlerin yüzde 17’si bebeğe sahip olduktan sonra mutluluklarında üç-üniteli ciddi düşme raporladı. Yüzde 19’u iki-üniteli düşme ile karşılaştı, ve yüzde 37’si sadece bir-üniteli bir düşüş yaşadı. Olumlu bir not olarak, yeni ebeveylerin yüzde 30’u mutluluklarında bir düşüş hissetmediklerini ya da doğum öncesine göre daha mutlu olduklarını söylediler.

Ek olarak, çalışma katılımcıların yarıdan fazlasının (yüzde 58), hatta mutluluklarında üç-üniteli düşüş raporlayanların bile, iki yıl içerisinde yine de ikinci bir çocuğa sahip olduklarını gösterdi.

Ebeveynler arasında mutluluğu azalmayanlardan, 100 çiftten 66’si diğer bir bebeğe sahip oldu.”, Racahel Margolis.

Çalışmaya göre, durumun içinde önemli bir problem yatıyor. Modern toplumda yeni ebeveynlerin karşılaştığı zorlukları tartışmak hala tabu olarak duruyor. Dolayısıyla bu, yeni aileyi içine kapanmaya teşvik ediyor ve böylece kendi probleriyle kendileri ilgilenmek zorunda kalıyorlar.

Yeni ebeveynlerin yeni bir çocuk hakkında negatif şeyler söylemesi tabu olarak nitelendiriliyor” araştırmacılar araştırmalarında söylüyorlar.

beby5 “Yeni ebeveynlerin iyi olmalarına ilişkin az çok bir tabu vardır.” Profesor Myrskylä.

 Tıbbi uzmanlık bunu kabullenmeye başlıyor, ve doğum sonrası depresyon daha fazla dikkat çekiyor, fakat hayattaki diğer birçok olayla kıyaslandığında, sadece pozitif olarak deneyimlenebilecek ve deneyimlensi gereken birşey gibi düşünülüyor.”

 Bu tabu ile mücadele fikri aynı zamanda yeni aileler için yardım ve destek sağlayan sivil toplum kuruluşları tarafından desteklenmekte.

Bir çocuğun doğumu, özellikle ilkinin, insanların yaşantılarındaki büyük bir değişimdir ve ebeveynler için yeni baskılar anlamına gelebilir. İlk hafta ve aylarda, ekstra desteğe ihtiyacı olan ailelerin bunu temin etmesi çok önemlidir. Fakat, ebeveynlerin dışarda bir yerde yardım olduğunu bilmeleri önemlidir ve bunu talep etmeleri sorun değildir,” ailelere gönüllü bir ağ ile yardım eden Vivien Waterfield.

Çeviri : Gültekin METİN
http://www.rt.com/news/312297-first-baby-happiness-study/

Check Also

Geri Dönüşü Olmayan İnsan Ruhunun Ölümsüz Yolculuğu