Güney Koreliler Neden Kendileri İçin Sahte Cenaze Düzenliyor?


Güney Koreliler Neden Kendileri İçin Sahte Cenaze Düzenliyor?

Ebedi yaşam arayışı eskiden beri süregelen bir tutkudur. Günümüze kadar gelebilen en eski mitolojilerden bir tanesi de Gılgamış Destanı’dır: Egoist bir kralın ölümsüzlük bitkisini arama yolculuğunu anlatan destan.

Ölümsüzlük sadece bir alt başlık. Esas hikaye bencilliğin alçak gönüllüğe dönüşümüdür. Ama öyle görünüyor ki, ne kadar nafile bir çaba olursa olsun,  binlerce yıldır insanlar ölümden kaçmaya çalışıyorlar

Silikon Vadisindeki araştırmacılar, hayatın sadece çözülmesi gereken bir bilmece olduğunu, karanlığa doğru giden kaçınılmaz bir yürüyüş olmadığını iddia ediyorlar. Descartes hatalı değildi, sadece çok erken gelmişti dünyaya. Makinedeki hayalet gerçekten bir algoritma.*

Plastik cerrahlar, doğanın zalim makinesine karşı, zenginlere yardım ettikçe ünlenmeye başladılar. Ama hiçbir gerdirme ya da kaldırma organların ölümünü yavaşlatmıyor. Tek yaptığı şey, yaşlanmanın gerçeklerini kabul edemeyecek kadar kibirli olan insanı, mutsuz bir hayvana dönüştürmesidir.

Bu iğnelerin ve ameliyatların ardındaki duygular- kıskançlık, depresyon, kaygı, ironik bir şekilde yaşlanma sürecine katkıda bulunmaktadır. Bu, tıpkı boğulmaya benziyor: Ne kadar çok çırpınırsan, o kadar hızlı yenilirsin. Panik yapmadan rahatlamak en güzelidir, ki bu da bizi Güney Kore’ye götürüyor.

Hyowon Şifa Merkezi, insanların ölümle yüzleşmelerine yardımcı olmak üzere, cenaze hizmetleri veren bir şirket tarafından finanse ediliyor. İlk başta karmaşık bir iş gibi görünse de, aslında danışmanlar diğer kültürlerin çok uzun zamandır bildiği şeyi kullanıyorlar: Ölüme hazırlanmak, hayatın kıymetini bilmenizi ve ondan keyif almanızı sağlar.

Seneca, ölümü Tanrının gerçek bir hediyesi olarak görürdü. Socrates, ölüm korkumuzu bencilliğimiz ile ilişkilendirirdi: Bize ne olacağını bildiğimizi sanıyoruz, ama aslında bilmiyoruz. Bu yüzden ölümün kötü olduğunu düşünmek hatadır. Buddha, hayata bağlanmanın her hangi bir cehalet davranışı kadar tehlikeli olduğunu düşünüyordu: Bağlanmak yavaşça ve kabaca bağlandığın şeyi kaybetmektir.

Güney Kore’de ki bir ritüelde, kişiler yaklaşan ölümlerini duyuruyorlar, kefenlerini giyiyorlar ve sonrada 10 dakika boyunca tamamen karanlık ortamda tabutun içine yatıyorlar. Bu bedava programa 4 yıl içinde 15bin kişi katıldı. Katılımcılar, öz farkındalıklarının artması, intihar isteklerinin azalması gibi çok çeşitli motivasyonlar içine girdiklerinden bahsettiler. Programın yöneticilerinden biri şöyle diyor:

Pek çok katılımcı enteresan bir şekilde bu ritüelden sonra tazelendiklerini, hayatta gerçekten önemli olan şeyler hakkında- mesela aile- yeni bir bakış açısı elde ettiklerini söylüyorlar.

Son yüzyıl boyunca ortalama yaşam süreleri arttı ve dünya çapında yepyeni bir konu üretti: Yaşlıların bakımı nasıl olmalı? Hafifletici bakımın, yaş sınırlamasının olduğu toplulukların  ve psikodeliklerin kullanımın artması, ölüm sürecini yavaşlattığımızı gösteriyor.

Pulitzer ödüllü kitabı The Denial of Death (Ölümü İnkar) de Ernest Becker, yaşam ve ölümün doğasını üstlenmenin, kahramanca bir katkı gerektirdiğini söylüyor. Becker: Ritüeller düşünsel yaşam döngüsüyle ilgilenmenin bir yoludur. Bu süreçten kaçmak isteyenler, içki içer, farkındalıklı yaşamdan uzaklaşır ve zamanını alışveriş ile geçirir, ki bu da farkındalıksızlıktır.”

Endişeli zihinlerimizi meşgul eden sayısız avuntu mevcut.  Kapitalist bilim dalı olarak kozmetik, güya gençlik aşılayan değişiklikleri geliştiren teknolojiler üzerinde çalışmaya devam ediyor. İnsanlar da bu esnada ölümü başlarından atabileceklerini düşünmeye devam ediyorlar. Tabut seremonisine katılan Güney Koreliler ise, Becker’in söylediği kahramanca cesareti gösteriyorlar: Bedeni şu anda olduğu gibi kabul et, böylece o ana kadar geçireceğin zaman zengin, bereketli ve dürüst olsun.

——————————————————-

*(makine: bütün evren bir makine ise insan vücudu makine içindeki küçük makinedir. tamamen mekanik yasalara göre çalışır. çalışması ve içeriği başkalarınca gözlemlenebilir.

hayalet: bilinç, irade ve düşüncelerin sorumlusu bir garip varlık. uzayda yer kaplamaz ve mekanik yasalara göre çalışmaz. çalışması ve içeriği tamamen özneldir, içgörü ile gözlemlenebilir.

böyle olunca bir bireyin iki ayrı tarihi oluyor. biri tamamen mekanik, herkes tarafından gözlemlenebilir ve ‘dışsal’ bir tarih. diğeri ise sadece birey tarafından gözlemlenebilen, içsel bir tarih. bu içsel-dışsal ayrımı aslında metafor tabii, çünkü hayalet yer kaplamadığı için içinde-dışında ilişkilerine giremez.)

 

çeviri: Sıdıka Özemre

Kaynak: http://bigthink.com/21st-century-spirituality/death-in-south-korea

 

Check Also

Bunu anladığınızda Tüm Hayatınız Değişecek – Bruce Lipton