Dışadönük ve İçedönük Olmak Beyinde Başlar

Keyifli bir Cumartesi gününün, “dışarda arkadaşlarla eğlenerek geçirmek” veya “evde kanepede kitap okuyarak geçirmek” olarak iki farklı şekilde tanımlanması, beynin fonksiyonlarıyla alakalıdır. 1920lerde Carl Jung “içedönük” ve “dışadönük” kavramlarını birbirlerine zıt kişilikleri tanımlamak için kullandı ve bu kişilikler arasındaki esas farkın nasıl harekete geçtiklerinde yattığını söyledi. Jung, dışa dönük kişilerin enerjilerini çevrelerinden ve sosyal iletişimden aldıklarını ve yalnız kaldıklarında endişe duyduklarını söyledi. İçe dönük kişiler ise sessiz ve sakin ortamlarda enerji depolarken, sosyal ve kalabalık ortamlarda enerjilerini tükenmiş hissediyorlardı. Psikologlar buna 3.bir kategori daha eklediler: Hem içe dönük hem de dışa dönük kişilikler. Bu kişiler diğer iki kişilik tipinin özelliklerini de taşımaktadır.

Hiç kimse tamamen içe veya dışa dönük değildir.  Carl Jung: “Böyle bir kişi tımarhanelik olur. Dışa dönüklük ve içe dönüklük aynı spektrumun iki ayrı ucudur. Hepimizin başkalarıyla iletişim kurmaya ve onlardan enerji almaya ihtiyacı olduğu gibi, yalnız kalmaya da ihtiyacı vardır. Herkes içinde bulunduğu yaşama ve hislerine bağlı olmak üzere bu spektrumun iki ucunda seyreder. Ama uzun vadede tek bir kişilik tipine daha yatkındır.”

Öyle görünüyor ki Jung haklıymış.

Bilim Beyin Farklılıklarını Ortaya Koyuyor

Bilim içe dönük ve dışa dönük kişilerin beyin fonksiyonlarının farklı olduğunu doğruladı.

Michael Cohen’in 2005 de yaptığı çalışmalarda, dışa dönük kişilerin daha aktif dopamin sistemine sahip oldukları görüldü. Dopamin “ödül kimyasalı”dır ve yaklaşma-kaçınma, ödül-motive davranış, öğrenme ve yeniliğe tepkiyi kontrol eden beyin devreleri üzerinde önemli role sahiptir. Bu bulgular bir başka psikolog Hans Eysenck’in 1960 lardaki önermesini desteklemektedir. Eysenck, dışa dönük kişilerin, beden ve zihnin alarmda olduğu ve uyarana cevap vermeye hazır olduğu “psikolojik uyarılma” seviyelerinin çok daha yüksek olduğunu bildirmiştir. Bu yüzden dışa dönük kişiler sosyal birliktelik ihtiyacı duyarlar, yeni deneyimler peşinde koşarlar ve risk alma eğilimindedirler.

İçe dönük kişiler ise, dışa dönüklerin son derece hoş, heyecan verici bulduğu durumları aşırı bulabilirler çünkü onların psikolojik uyarılma seviyeleri çok düşüktür. İçe dönük kişiler sessiz konuşmaları, yalnız yapacakları işleri ve öngörülebilir ortamları tercih ederler.

2013 yılında yapılan başka bir araştırma ise dışa dönük kişilerin yemek, seks, sosyal etkileşim, para, bir hedefe ulaşma gibi ödüllere daha kuvvetli dopamin tepkisi verdiklerini ve koşulları ödülle bağdaştıran daha güçlü anılar oluşturduklarını belirtti. Başka bir deyişle, dışa dönük kişiler ödülle ilgili çok daha sık, güçlü pozitif duygular ve anılar yaşarlar.

1999 yılında yapılan çalışmalara göre, içe dönük kişilerin frontal loblarına (yönetim, kişilik, amaçlı davranışlar, karar verme, plan yapma ve problem çözme gibi işlevleri vardır) daha fazla kan akışı olmaktadır. Dışa dönük kişilerdeki fazla kan akışı ise duyusal verileri yorumlamayla ilgili beyin bölgelerine olmaktadır. Bu da Jung’un önerdiği gibi, dışa dönük kişilerin dikkatlerini dışarıya, içe dönük kişilerin ise içe vermeleri anlamına gelmektedir.

Bilim insanları beyindeki bu farklılıkların mı kişilik tipini oluşturduğunu, yoksa kişinin davranışının mı beyin fonksiyonlarına yön verdiğini tam olarak bilmiyorlar.

İçe dönük ve dışa dönük kişiler arasındaki fark kısmen beyne bağlıyken, kısmen de deneyimlerden ve sosyal durumdan etkilenmektedir. Bu iki tipten biri olmak ne iyidir ne de kötü. İçe dönük bir kişinin daha fazla dışa dönük özellikler sergilemek isteyebileceği durumlar söz konusudur, aynı şey tam tersi olarak da geçerlidir. Önemli olan motivasyonlarınızın, tercihlerinizin ve ihtiyaçlarınızın farkında olmak ve bunları değerlendirerek kendinize dikkat etmenizdir.

 İçe Dönüklerin Dünyası

Ama dünyanın çoğunda, eğitim sisteminden iş alanlarına dek her yerde dışa dönükler ödüllendirilirken, içe dönük kişiler görmezden gelinmekte ya da yetersiz hissettirilmektedir. Ağ kurmanın son derece önemli olduğu iş dünyasında, içe dönük kişiler sanki liderlik özellikleri yokmuş gibi algılanabilirler. Psikologlar sosyal medyanın, içe dönük kişiler için müthiş dengeleyici ve değerli bir araç olduğuna inanıyorlar. Çünkü sosyal medya onların, iletişimde olmalarına ve kendi istedikleri şekilde ağ kurmalarına olanak tanıyor.

Mesela ben kendimi içe dönük biri olarak görüyorum. Bu demektir ki benim yalnız kalmaya ve sakinliğe ihtiyacım var. Bununla beraber arada sırada biriyle buluşmaktan ve küçük gruplar halinde sosyalleşmekten keyif alıyorum. 10 yıl öncesine kadar bunun farkında değildim ve son derece dışa dönük bir annem vardı. Annemin sosyal yaşamı son derece aktifken aynı zamanda iş yaşamında da gayet başarılıydı. Onun gibi olmadığım için, büyürken hep bende bir sorun olduğunu düşünürdüm. Onun gibi olmak isterdim, denerdim ama bir türlü olmazdı.

İkinci sınıftayken, sınıf önünde bir şiir okumam gerekti. Minicik İskoç elbisesi içinde sınıf karşısına çıktığımda o kadar stresliydim ki altıma işedim. Şu anda beynimdeki bir hasar yüzünden her şeyi hatırlamıyorum ama o aşağılayıcı anı hala aklımda. Hatta elbisemin en ince ayrıntılarını bile hatırlıyorum.

10 yaşlarındayken yüzme yarışmalarına katılırdım. Büyük yarışlardan önce o kadar stresli olurdum ki kusardım. Birkaç arkadaş edindim ve daha sosyal biri oldum. Ama yine de içe dönük kişiliğim devam ediyordu. İlk işe başladığımda, bir dergi için reklam ayarlıyordum. Telefon görüşmeleri yapmak yerine genellikle evde otururdum. Tabi ki söylememe gerek yok, işte pek başarılı değildim. Ama olmak istiyordum ve insanların kapılarını çalamadığım için kendimi acımasızca eleştiriyordum.

Nihayet içe dönük kişiliğimin farkına varıp bunu kabul ettiğimde, kişiliğime yönelik tercihlerim olmaya başladı ve “olmam gerek” diye düşündüğüm şeyleri bırakmaya başladım. Bende ters birşeyler olmadığını fark ettim. Daha mutlu oldum. Sadece annemden farklı biriydim ve bu da bir problem değildi.

Eğer siz de içe dönük biriyseniz, durağan olmanın bir problem olmadığını anlamak önemlidir. Hayatta seçimler yaparken buna saygı duyulması gerekir. Ama içe dönük bir kişi de, dışa dönük bir kişi gibi davranmaya gayret ederek, rahatlık alanından çıkabilir ve bundan çok faydalanabilir. Nasıl bir kişilik tipinde olursanız olun, olduğunuz hal iyidir. Ben sizlere kendinizi etiketlememenizi, eski alışkanlıklarınıza saplanıp kalmamanızı tavsiye ederim. Herkes sürekli öğrenerek, gelişerek ve yeni deneyimler kazanarak bundan faydalar sağlayabilir. Olduğunuz kişi olmaktan memnun olun ve elinizden geldiğince hayatı dolu dolu yaşayın.

Çeviren : Sıdıka ÖZEMRE
https://www.thebestbrainpossible.com/introvert-or-extrovert-begins-in-your-brain/

Check Also

Geri Dönüşü Olmayan İnsan Ruhunun Ölümsüz Yolculuğu