Beyniniz Kuantum Beyin mi?

Neden “Dahi” Bir Bilim İnsanı Bilincin Kuantum Seviyeden Açığa Çıktığını Düşünmekte?


İnsan bilinci zamanın en büyük gizemlerinden bir tanesidir. Senin “sen” olduğunu nasıl biliyorsun? “Ben” olma hissi, zihninde mi oluyor yoksa beden mi onu yaratıyor? Bazı kimyasal veya bitkilerin yardımıyla “değiştirilmiş” bir bilinç haline girdiğinde gerçekten ne oluyor? Hayvanlar da bilinçli mi?… Kendini bilme-özfarkındalık konusundaki bu temel enigmanın bilimsel sorgulamaların en ön safhasında yer alması gerektiğini düşünseniz de, bilim bu sorulara henüz güçlü cevaplar bulmuş değil.

Bilinci düşünmenin bir yolu; onu beyninizde gerçekleşen sayısız hesaplamaların bir yan ürünü olarak düşünmektir.

 Wisconsin-Madison Üniversitesi’nden sinirbilimci Giulio Tononi tarafından oluşturulan “entegre edilmiş-bütünleşmiş bilgi teorisi”, bilinçli tecrübe, beynimize gelen büyük miktardaki bilginin bir bütünleştirme, birleştirme olduğu ve bu tecrübenin indirgenemez olduğunu önermektedir. Beyniniz, duyusal ve bilişsel girdilerden oluşan gelişmiş bir bilgi ağını birbirine bağlar.

 Bilincin global çalışma alanı teorisini geliştiren La Jolla, Kaliforniya’daki Nörobilim Enstitüsü’nde sinirbilimci olan Bernard Baars, belki de bilincin sadece bir hafıza bankasından beynin çevresine bilgi yayma-yayınlama eylemi olabileceğini belirtmekte.

Ancak, sinirbilim yoluyla bilincin doğasını anlama girişimlerimizin, kuantum mekaniği dahil edilmeden başarısızlığıa uğrayacağını düşünenler de var.. Dünyaca ünlü Oxford Üniversitesi’nde matematiksel fizikçi olan Sir Roger Penrose, özellikle, bilincin kuantum kökenlerine, sahip olduğunu, orijininin kuantuma dayalı olduğunu düşünmekte.

Penrose, Arizona Üniversitesi’nde eğitmen olan  anestezi uzmanı Stuart Hameroff ile birlikte zihnin Yönetilen Nesnel İndirgeme (OrchOR) teorisini ortaya koyarlar. Bu teori biraz tuhaf gözükse de Roger Penrose’un pek çok kişi tarafından dünyanın en parlak kişilerinden birisi kabul edilmesine neden olan kozmoloji ve genel görelilik konusuna katkıları nedeniyle, kolayca gözardı edilemez. Sir Roger Penrose ayrıca Stephen Hawking ile kara delikler hakkında yaptığı ödüllü çalışmasıyla da tanınır. Fizikçi Lee Smoli bir keresinde Roger Penrose için: “Hayatımda tanıdığım, çok az rastlanan “dahi” insanlardan bir tanesi.”

Penrose, bilincin hesaba dayalı, bilgisayımsal olmadığına inanıyor. Farkındalığımız bir makinenin yapabileceğini yapan, basit mekanik bir yan ürün değildir. Bilinci anlamak için, fiziksel dünya ile ilgili anlayışımızda devrim yapmaya ihtiyacımız vardır. Penrose, özellikle, bilincin ne olduğunun cevabının, kuantum mekaniğinin derinliklerindeki bilgide yatıyor olduğunu belirtiyor.

Nautilus’un Steve Paulson’la yaptığı bir röportajda Penrose, kuantum bilgi birimleri (kübitler) anlık hesaplama yapılana kadar çoklu halde kaldıklarını ve buna “kuantum eşfazlılık” dendiğini, ve anlık hesaplama ile de çok sayıda şeyin birlikte tek bir kuantum halini alıdığını açıklamak için kuantum bilgi işleminden örnek verir.

Ve bu noktada Penrose teorisi için, Stuart Hameroff’un kuantum eşfazlılığınmikrotübül “denilen protein yapılarında yer aldığı çalışmasından yararlanır. Bu mikrotübüller, beynimizdeki nöronların içinde bulunur ve belleği ve bilgiyi depolayabilir ve işleyebilir.

Penrose ve Hameroff, mikrotübüllerin, bilinçli farkındalığımızı düzenleyen, planlayan kuantum araçları olduğunu düşünüyorlar.

Bu teori bilim camiasında pek çok kişi tarafından benimsenmedi. Onlar beynin “sıcak, ıslak, gürültülü” olmasından dolayı kuantum prosesini sürdüremeyeceğini düşünmekteydiler. Bir başka fizikçi Max Tegmark, beynin bu fikri gerektiği kadar hızlı düşünemeyeceğini bile hesapladı! Hawking bile bu fikre sıcak bakmayarak, Penrose’a kendi uzmanlık alanında kalması gerektiğini söyledi!.

2013 yılında Japonya’da Japon araştırmacılar tarafından yapılan bir araştırmada, araştırmacılar mikrütübüllerdeki titreşimler tespit ederek Penrose ve Hameroff’un teorisine kanıt oluştururlar. Penrose ve Hameroff daha sonra, bir kişinin bu titreşimler üzerindeki beyin uyarımına odaklanarak, “zihinsel, nörolojiksel ve bilişsel koşullar”dan muhtemelen yararlanabileceğini ortaya koysalar da halâ bu bilinç teorisi pek fazla bir gelişme göstemeyen bir alanda yer almaktadır.

2017 yılında, Sir Roger Penrose, insan bilincini fizik yoluyla incelemek ve onu herhangi bir potansiyel yapay zekadan ayırmak adına Penrose Enstitüsü’nü hizmete sokar.

Çeviren : AylinER
http://bigthink.com/paul-ratner/why-a-genius-scientist-thinks-our-consciousness-originates-at-the-quantum-level.amp

İLGİLİ

Bilinç, Kuantum Beyin, Kuantum Ruh
Kuantum Fizik – Şuur Bağlantısı
Beyniniz Bir Bilgisayar mı 

TAVSİYE

Check Also

Geri Dönüşü Olmayan İnsan Ruhunun Ölümsüz Yolculuğu