Beyni Uyarmak Kronik Ağrıyı Tedavi Edebilir mi?

Özet : Araştırmacılar ilk kez, zayıf alternatif elektrik akımıyla bir beyin bölgesini hedef alarak, kronik bel ağrısıyla ilişkili semptomları önemli ölçüde azaltabileceklerini gösterdiler. Uygulama, ilgili beyin bölgesinde doğal olarak oluşan beyin ritmlerini arttırıyor.

Kronik ağrı, dünyada engelliliğin önde gelen nedenidir.
UNC Tıp Fakültesi’ndeki araştırmacılar ilk kez, zayıf alternatif elektrik akımıyla bir beyin bölgesini hedef alarak, kronik bel ağrısıyla ilişkili semptomları önemli ölçüde azaltabileceklerini gösterdiler. Uygulama, ilgili beyin bölgesinde doğal olarak oluşan beyin ritmlerini arttırıyor.

Journal of Pain’de yayınlanan ve bu hafta San Diego’daki Society for Neuroscience konferansında sunulan sonuçlar, doktorların bir gün, transkraniyal alternatif akım uyarımı veya tACS gibi yeni invazif olmayan tedavi stratejileriyle beynin bir kısmını hedef alabileceklerini ileri sürüyor. Araştırmacıların, doğal olarak oluşan beyin dalgalarının kuvvetini arttırmak için teorileştirdikleri ve yaptıkları çalışmada kulandıkları bu tedavi stratejileri, kronik ağrıların tedavisi için önemliydi.

Carolina Center for Neurostimulation direktörü ve psikiyatri doçenti kıdemli yazar Flavio Frohlich, “Son birkaç yıldır çok sayıda beyin uyarım (stimülasyon) makalesi yayınladık ve her zaman önemli bir şeyler öğreniyoruz” dedi. “Ama ilk kez kronik ağrı üzerinde çalışıyoruz, ve bu, bir çalışmanın üç öğesinin mükemmel bir şekilde sıralandığı tek zamandı. Belirli bir beyin bölgesini başarıyla hedefledik, bu bölgenin faaliyetini arttırdık veya bölgeyi eski haline geri getirdik ve bu bölgedeki arttırmaları semptomların belirgin bir şekilde azalışı ile ilişkilendirdik.”

Frohlich’in laboratuarı ile yakın işbirliği içinde olan ve UNC Tıp Fakültesi’nde PT, PhD Karen McCulloch’un akıl hocalığı yaptığı bir yüksek lisans öğrencisi olan Julianna Prim, “Eğer beyin stimülasyonu kronik ağrılı insanlara yardımcı olabilirse, bu, hepimizin bildiği ağır yan etkilere sahip olan opioidlerin yükünü azaltabilecek ucuz, invazif olmayan bir tedavi olacaktır.”, diyor.

Kronik ağrı, dünyadaki engelliliğin önde gelen nedenidir. Ancak beyin aktivitesinin bu duruma neden olan bir rol oynadığı konusunda, bilim insanları arasında bir fikir birliği yoktur. Frohlich, ağrı araştırma alanının, kronik ağrının büyük ölçüde periferik(çevresel) nedenlerine odaklandığını söylüyor. Örneğin, eğer kronik bel ağrınız varsa, o zaman neden ve çözüm, omurgadaki sinir sisteminin bel ve ilgili kısımlarında yatmaktadır. Ancak bazı araştırmacılar ve klinisyenler, kronik ağrının daha derine indiğine inanmaktalar öyleki mevcut durum, beyindeki nöron ağları da dahil sinir sistemi içindeki hücrelerin birbirleriyle nasıl iletişim kurduğunu yeniden düzenleyebilir. Zamanla, teori ilerledikçe, bu ağlar bir çeşit sinirsel rut (sinirsel olarak izlenen yol) içinde sıkışır, esasında kronik ağrı için bir neden halini alır.

Önceki çalışmalar, kronik ağrıları olan kişilerin, anormal nöral salınımları veya anormal beyin dalgaları deneyimlediğini gösterdi. Farklı beyin bölgeleri ve çeşitli beyin aktiviteleri (görsel uyarıcılar, ezberleme, yaratıcı düşünme, vb) ile ilişkili birkaç çeşit beyin dalgası vardır. Konuşurken, düşünürken, yerken, spor yaparken, televizyon izlerken, hayal kurarken veya uyurken, beyin aktivitemiz, araştırmacıların elektroensefalogram veya EEG kullanarak ölçebildikleri elektrik modelleri yaratır. Bu modeller dalgalanır veya salınım yapar, bu yüzden bir EEG çıktısında yükselen ve alçalan dalgalar olarak görünürler.

Alfa salınımı olarak adlandırılan bir tür beyin aktivitesi, bizler içeriye uyartı(stimuli) almıyorken meydana gelir. Sessizlik içinde meditasyon yaptığımızda, duşta hayal kurarken, ya da spor aktivitesi sırasında “enerjinin zirvesinde” olduğumuzda bile, alfa salınımları beyinde baskın olur. Frohlich’in laboratuvarı, bu alfa salınımlarının, beynin orta kısmında bulunan ve muhtemelen kronik ağrı ile alakalı olan somatosensör kortekste eksik olup olmadığını bilmek istedi. Eğer eksikse, Frohlich’in ekibi oradaki alfa dalgalarını arttırabilir miydi? Ve eğer bu mümkün olsaydı, herhangi bir ağrı giderimi olur muydu?

Prim ve meslektaşları kronik bel ağrısına sahip 20 hastayı işe aldı. Her biri, en az altı aydır 1 ile 10 arası subjektif değerlendirme aralığına göre, “4” veya üzerinde bel ağrısına sahipti. Her katılımcı bir ila üç hafta arayla iki kez 40 dakikalık oturuma katılmak için gönüllü oldu.

Tüm oturumlar boyunca, araştırmacılar, hastaların kafatasına bir dizi elektrot bağladı. Oturumların birinde, araştırmacılar, doğal olarak oluşan alfa dalgalarını arttırmak için tACS kullanarak somatosensoriyel korteksi hedef aldı. Başka bir oturum sırsında tüm katılımcılar için, araştırmacılar, herhangi bir bölgeyi hedef almadan benzer bir zayıf elektrik akımı kullandılar – bu sahte ya da plasebo uyarım seansıydı. Tüm seanslarda, katılımcılar kafa derisinde karıncalanma hissettiler. Sahte ve tACS oturumları arasındaki farkı söyleyemediler. Ayrıca, verileri analiz etmekten sorumlu araştırmacılar da, her bir katılımcıya sahte ya da tACS seanslarının ne zaman yapıldığını bilmiyordu ve bu da çalışmayı çift taraflı bilinmez yapıyordu.

Frohlich’in laboratuvarında doktora sonrası araştırmacı olan ilk eş-yazar PhD Sangtae Ahn, Frohlich’in ekibinin, kronik bel ağrısı olan kişilerin somatosensör korteksinde, alfa salınımlarını başarılı bir şekilde hedefleyip arttırabildiklerini gösteren verileri analiz etti. Prim ve meslektaşları katılımcıları incelediğinde, subjektif 0-10 ağrı aralığına göre, hepsi tACS seanslarının ardından ağrılarında belirgin bir azalma olduğunu bildirmişti. Dikkat çekici bir şekilde, bazı katılımcılar tACS seanslarından sonra hiç acı hissetmediklerini dahi belirtmişlerdir. Katılımcılar, sahte uyarım seanslarından sonra aynı şekilde bir ağrı azalmasını rapor etmediler.

Prim, “Heyecan verici olan şey, bu sonuçların sadece bir seanstan sonra gerçekleşmesidir.”, dedi. “Birden fazla tACS oturumunun etkilerini daha uzun bir süre boyunca keşfetmek için daha büyük bir çalışma yapmayı umuyoruz.”

Frohlich, laboratuvarının, çeşitli türlerde kronik ağrıları olan insanlarla çalışmalar yürütmeyi umduğunu söyledi.
Bu çalışma, bilim insanları ve klinisyenler işbirliği yaptığında nelerin mümkün olduğunun mükemmel bir örneğidir” dedi. “Sonuç olarak, daha iyi tedaviler, şifalar ve koruma stratejileri geliştirmek istiyorsak, araştırmacıları bir araya getiren bu yeni yaklaşımlar temel öneme sahiptir.”

Kuzey Kaliforniya Üniversitesi Sağlık Hizmetleri (8 Kasım 2018)

Çeviren : Gültekin METİN
https://www.sciencedaily.com/releases/2018/11/181108130546.htm

Check Also

Geri Dönüşü Olmayan İnsan Ruhunun Ölümsüz Yolculuğu