Nöronlar Nasıl Çalışır

Bu yazının videosu ve içeriği yenilenmek için hazırlanmaktadır.

Çeviri: Esin Tezer
Hazırlayan: Hakan Çakmak

Korteks’in yeni kökünün altındaki Beyin sapı, Limbik sistem ve Ana sinir düğümü; mastodonlar, dinazorlar ve ilk karada ve suda yaşayan hayvanlar tarihine dayanmaktadır. İnsanlarda, beynin eski kısımları duyguyu yönetir ve anıların oluşturulmasına yardımcı olur.

Kalp atışını ve nefes almayı düzenlerler, yeni beyinle ayrıntılı bağlantılar da oluştururlar. Çeyrek inç kalınlığından daha az olan Korteks, beynin en büyük ihtişamıdır. Görevleri içinde, Korteks, bizim realite denetleyicimizdir. O, dış dünyayı bizim için filtreden geçirir ve düzenler ve görme, dokunma, duyma ve konuşmamıza izin verir. Korteks ayrıca insanın düşünme zirvesidir.

Bütün planlarımız, düşüncelerimiz ve fikirlerimiz bu katmandan başlar. Korteks, sinir hücreleriyle doludur. Nöronlarımızın yaklaşık içte ikisi burada iş görmektedir. İğne başından daha büyük olmayan Korteks’in dokusunun bir parçası, bu hücrelerin 30,000’ini barındırabilir. Her bir nöronun diğer nöronlarla bağlantı kurmak için bir işi vardır. Beyin, bu hücreler arasında ağlar oluştururak çalışır.

Ağların uzun, çatallı dalları şaşırtıcı interkanın nöral ormanını yaratır. Nöronlar bu iletişim hatlarını elektriksel ve kimyasal sinyallerle birbirleriyle konuşmak için kullanırlar. Burada, mikroskopun altında iki nöron bağlantı kuruyor. Birbirleriyle birleşmiş gibi gözükseler bile, aslında, nöronlar birbirlerine dokunmazlar.

Daha yakından bakış, snaps olarak adlandırılan küçük bir boşluğun dalları ayırdığını gözler önüne sermektedir. Bu, bir mesajın bir nörondan bir diğerine nasıl geçtiğidir. Mesaj, buradan, kimyasal molekülleri başlatan küçük keselerden gelir. Uyarıldığında bu keseler, hücre membranından sinaptik boşluğa geçen molekülleri serbest bırakırlar. Bir elektriksel enerji, bunun olmasına izin verir.

Bu esnada, alıcı nöron yeni gelen moleküller için özel hoşgeldin yerlerine sahiptir. Bu reseptör yerleri moleküllerle bağlanırlar, bunu yaptıklarında, özel geçitler açılır. Geçitler yüklü parçacıklar seli, alıcı
nöronda yeni bir elektriksel sinyali başlatan sodyum ve potasyum iyonlarını içeri alır.

Kimyasal değişimler tarafından takip edilen, diğer bir elektriksel enerji tarafından takip edilen bu basit olaylar zinciri, bir elektriksel enerji; tüm beyin aktivitesinin temelidir. Bu, nöronların birbirleriyle nasıl konuştuğudur. Öyleyse burası beynin karmaşıklığının anahtarıdır. Beyinde 100 milyar nöron vardır.

Herbir nöron büyük bir üretimde bir nebze oyuncu gibi bilgisini işlemden geçirir, daha sonra 50,000 kadar çok diğer nöronlarla mesajları göndermek ve almak için ilişki kurar. 100 milyar nöron çarpı 50,000 bağlantı.

Bizim yaratıcı olarak düşünmemize izin veren bu karmaşıklıktır. Nöronlar tek başına çok parlak değildirler. Fakat 100 milyar tanesini ufak bir alana koyun ve birbirleriyle konuşmalarına izin verin, beyin fırtınalarına başlarsınız. Orkestranın doğaçlaması gibi, trilyonlarca nöral ağ; yeni fikirleri oluştururlar, farklı düşüncelere değişken ve bazen de yaratıcı bir biçimde bağlanırlar.

Beyinlerimizde yeni şeyler üretmek için bu hazırlıksız yapılan beceri, ilerlemize izin verendir. Açıkça bu, bizi buradan buraya götürür.

Check Also

Bunu anladığınızda Tüm Hayatınız Değişecek – Bruce Lipton