Çölyak

ÇÖLYAK NEDİR?

Çölyak, yiyeceklerdeki besinin emilmesini engelleyerek ince bağırsakta hasarlar oluşturan kalıtsal ve metabolik bir sindirim sistemi hastalığıdır. Çölyak hastası olan kişiler buğdayda, arpada, çavdarda ve yulafta bulunan ve “glüten” olarak adlandırılan proteine karşı aşırı duyarlıdır. Çölyaklı hastalar glüten içeren yiyecekler yediklerinde, bağışıklık sistemi bunu ince bağırsaklara zarar vererek yanıtlar. Bunun yanı sıra sinir sisteminde bozukluklar ve hatta organ bozuklukları oluşabilir. Glüten içeren besinler çölyak hastalarında özellikle villus olarak adlandırılan ve ince bağırsaktaki emilimi sağlayan yapıya zarar verir (düzleşir ve görevini yapamaz hale gelir). Yiyeceklerdeki besinler bu villuslardan geçerek kan dolaşımı içine emilirler. Villuslar olmadan kişi, ne kadar yiyecek yerse yesin beslenemez. Vücudun kendi bağışıklık sisteminin kendisine zarar vermesinden dolayı çölyak hastalığı otoimmün bir hastalık olarak düşünülmektedir.

Kimler Çölyak Hastalığına Yakalanabilir?

Çölyak hastalığı kişide herhangi bir zamanda görülebilir. Hastalık çocukluk, ergenlik ve orta yaşlarda görülebilmektedir. Ancak genellikle çocuklukta ortaya çıkan çölyak, 9 ay – 3 yaş aralığında belirir. Yetişkinlerde ise bazen ameliyat, çocuk doğumu, hamilelik, viral enfeksiyon ya da şiddetli duygusal stresten sonra tetiklenebilir. Sonuç olarak hastalık belirtileri gösteren çocuklara, gerekli görülürse hekim kontrolünde teşhis testleri yapılır. Çoğu hastalık gibi çölyakta da erken teşhis çok önemlidir.

Çölyak Hastalığının Belirtileri

Çölyak hastalığının oluşumunda rol oynadığı düşünülen faktörlerden birisi kişinin bebekliğinde anne sütüyle ne kadar zaman beslendiğidir. Çölyak hastalığının anne sütünden uzun süre yararlanmış kişilerde daha geç oluştuğuna inanılır. Diğer bir faktör ise glüten içeren yiyeceklerin yenilmeye hangi yaşta başlandığı ve ne kadar glüten yenildiğidir. Belirtiler sindirim sisteminde var olabilir ya da olmayabilir. Örneğin bir kişide ishal ve karın ağrısı olabilirken diğer bir kişide aşırı sinirlilik, öfke veya depresyon olabilmektedir. Çok sık tekrarlanan karın ağrıları, kronik ishal, kilo kaybı, açık renkli, kötü kokulu dışkı, kansızlık, gaz, kemik ağrısı, bacaklarda uyuşma, karıncalanma, haddinden fazla kilo kaybından dolayı oluşan adet düzensizliği gibi belirtileri vardır. Çölyak hastalığı küçük çocuklarda kusma, ishal, karın şişliği, iştahsızlık, kilo alamama, boy uzamasında yavaşlama, aşırı öfke ve sinirlilik belirtileriyle ortaya çıkabilir.

Çölyak Hastalığının Teşhisi Nasıl Konulur?

Çölyak hastalığını teşhis etmek çok zor olabilmektedir. Çünkü hastalığın belirtilerinden bazıları diğer hastalıkların belirtileri ile aynı olabilir. İnce bağırsak biyopsisi çölyak hastalığını teşhis etmenin en iyi yoludur. Çölyak hastalığı kalıtsal bir hastalık olması nedeniyle, özellikle birinci derece akrabalar bu hastalığın teşhis testini mutlaka yaptırmalıdırlar. Çölyak hastasının birinci derece akrabalarında, yani ana, baba, kardeş ya da çocuklarında yaklaşık %10 gibi yüksek oranda, ileride bu hastalık çıkması söz konusudur.

Çölyak Hastalığının Tedavisi

Çölyak hastalığının kesin tedavisi yoktur ancak hastanın yaşantısını daha sağlıklı sürdürmesi için gerekli olan bir takım uygulamalar ve diyetler vardır. Öncelikle hastanın glüten içeren yiyecekleri kesinlikle tüketmemesi gerekir. Birçok hastada uygulanan glüten içermeyen diyet, hastalık belirtilerini durdurmakta ve bağırsakların zarar gören kısımlarının da iyileşmesini sağlamaktadır.

Ayrıca bağırsakların daha fazla zarar görmesi önlenmektedir. Bu nedenle glütensiz diyetin yaşam boyunca sürmesi gerekmektedir. Ne kadar az olursa olsun glüten ve dolayısıyla glüten içeren gıdalar tüketmek bağırsaklara zarar vermektedir. Çölyaklı hastalar, diyetlerini uygulamadıkları takdirde hastalık daha da ilerleyerek bağırsak kanserine bile yol açabilmektedir.

Çölyak Hastalarının Uygulaması Gereken Glütensiz Diyet

Glüten, buğday unu hamurundan nişastanın ayrıştırılmasından sonra ortaya çıkan elastik bir protein zinciridir. Glüten birçok protein çeşidini içinde barındırır ve gerçek anlamda buğdayda bulunur. Glüten içermeyen besinler ise et, balık, pirinç, mısır, meyveler ve sebzeler’dir; bu yüzden çölyak hastaları bu gıdalardan istedikleri miktarlarda yiyebilirler.

Glütensiz diyet demek buğday, arpa , çavdar, yulaf içeren tüm gıdalardan uzak durmak ve onları tüketmemek demektir (ayrıca içeriği bilinmeyen pasta, börek, çörek, baklava, bisküvi vb. birçok işlenmiş gıdadan da uzak durmak gerekir). Tüm bu sınırlamalara rağmen çölyaklı hastalar iyi düzenlenmiş bir diyet ile çok çeşitli gıdalar tüketebilmektedir. Örneğin; buğday unu yerine kişi, patates, pirinç, soya, fasulye, mısır, mercimek, nohut unu, glüteni ayrılmış buğday unu (buğday nişastası) kullanabilir ve bunlardan yapılan her türlü değişik yiyecekleri yiyebilirler. Ancak bu kontrollü diyetin mutlaka diyetisyen ve hekim tarafından da izlenmesi gerekmektedir.

Çölyak Hastalığının Görülme Sıklığı

Çölyak hastalığının görülme sıklığı tüm ülke ve bölgelerde değişiklik gösterir. Afrika, Japonya ve Çin’de görülme sıklığı azalırken özellikle Avrupa’da artmaktadır. Türkiye’de görülme sıklığı ise net bir şekilde bilinmemekle birlikte yaklaşık 1000 kişide 1 olduğu tahmin ediliyor. Çölyak hastalığının gizli şekillerinin görülme sıklığı 1:100 gibi çok yüksek bir orana sahiptir.

Check Also

Süt ve Kazein Proteini Gerçeği: Süt Gerçekten Faydalı Mı?

https://bifazlasi.com/yillarca-yanlis-ogretilen-bir-yanlis-sut-ve-kaizen-gercegi/ Süt ürünleri proteini Kazein ve sağlığınız arasındaki rahatsız edici ilişki