Uçamayan Kelebek

Kelebeleğin saatler boyu kozasında bir delik açarak, bedenini bu delikten çıkarmak için harcadığı çabayı izliyordu adam…

Bir süre sonra kelebek sanki ilerlemek ve çaba harcamaktan vaz geçiyormuş gibi geldi ona…

Sanki elinden gelen her şeyi yaptığını düşünüyor ve daha fazla yapabileceği bir şey
kalmamış gibi davranıyordu…

***

Bunu gören adam kozasından çıkabilmesi için kelebeğe yardım etmeye karar verdi…

Eline küçük bir makas alıp, kozadaki deliği büyütmeye başladı…

Makas kozayı açınca, kelebek kolayca dışarı çıktı…

Fakat bir sorun vardı…

Kozasından erken çıkan kelebeğin bedeni kuru ve küçüktü…

Kanatları ise buruş buruştu…

***

Adam moralini bozmadı…

Bir süre daha izlemeye devam etti kelebeği…

Kanatlarının bir anda açılıp genişleyeceğini ve vücudunu taşımaya başlayacağını umuyordu…

Ne var ki bunların hiçbiri olmadı…

Kanatlar istendiği gibi açılmadı, buruşuk kaldı…

Vücudu hala kuruydu kelebeğin…

Bundan sonraki hayatını kurumuş bir beden ve buruşmuş kanatlarla yerde
sürünerek geçireceği belliydi…

Uçamayacaktı artık!..

***

Adamın iyi niyetiyle anlayamadığı şey şuydu:

Kozanın kısıtlayıcılığını aşmak isteyen kelebek daracık bir delikten çıkmak için gösterdiği
çabayla, bedenindeki sıvıyı kanatlarına gönderiyordu…
 Kelebek bu sayede, bir taraftan kozayı açarken, diğer taraftan da bu kozayı açarken kanatlarına gelen sıvıyla
uçabilecek noktaya geliyordu…
 Kozayı açarken harcadığı çaba, aynı
zamanda uçmasını da sağlayacaktı.
..”

İyiliksever adamın makasla kozadaki deliği büyütüp, kelebeği zamanından önce kozadan çıkartınca, kelebeği uçuracak doğal süreç akamete uğratmıştı…

Kozadan erken çıkmış, vücudu sıvı salgılayıp, kanatlarına gönderemişti…

Adam evrenin işleyişine iyi niyetli sandığı müdahaleyle ket vurmuştu…

Bu müdahaleden dolayı kelebek artık uçamayacaktı…

***

Evrenin kendi koyduğu kuralları ve bir işleyiş düzeni vardır…

Evrenin; Tanrı’nın koyduğu kurallarına ve işleyişine müdahale ederseniz,
bu müdahaleniz sizin ve yakınınızdakilerin zararıyla sonuçlanır…

Evreni siz yönetemezsiniz…

Tersine evrenin aklı sizi yönetir…

Bir bebeğin, anne rahmine düştüğü andan, dünyaya geldiği ana kadar geçen bir süre vardır…

Bu süre geçerken, bebek de annenin karnında şekillenir ve dünyaya uyum sağlayacak hale gelir…

Üç aylıkken doğurmaya kalkarsanız bebeği öldürürsünüz… Dışardan müdahaleyle kelebeği, kozasından çıkartmaya çalışırsanız, kelebeği sakat bırakırsınız…

***

 

İnsanlar da bazen, olaylara doğal mecrasının dışında müdahalelerde bulunur, onları yönetmek isterler…

Oysa hayatın doğal mecrasının dışında yapılan müdahaleler, önceleri “kelebeği kozasından çıkartıyor“ gibi gözükseler de, bir süre sonra kelebeğin uçamaz hale gelmesiyle sonuçlanırlar…

Hayatın doğal mecrasının gidişatına müdahale ederseniz canlılar sakat kalırlar…

Evrenin kurallarını aşarak onu yönetebileceğini sandığımız her müdahale,
beyinsel ya da ruhsal olarak bizi ve çevremizi sakat bırakır…

Evren“ doğal akışı ve ritminin aksine bizim müdahalelerimizle yönetilmek istemez…

Bize bunu istemediğini, bir yolla mutlaka gösterir…

Anlamamız veya anlamamımız evren için fark etmeyecektir…

Check Also

Geri Dönüşü Olmayan İnsan Ruhunun Ölümsüz Yolculuğu