İnsan-ı Kamil – 29. Bölüm (Ebed)

İnsan-ı Kamil                                 Abdûlkerîm Ceylî


Bu eserden beklenen odur ki;
Salik için , en yüce refikîne ileten ola..
Ama, ince, düşünceli, nazik, kibar arkadaş gibi..

 

29. BÖLÜM

E B E D

 

EBED: Allah için, sonralığın makul yönünden ibarettir..

Bu, onun için bir hükümdür ve varlığı gerekli zata bağlı yönden gelir..

Çünkü, kendisi için varlık zatı ile kaimdir.. Onun için beka bu sebeple
sağlama bağlanmıştır..

Onun geçmişinde bir yokluk mefhumu olmamıştır..

Zatı ile kıyamı olduğundan; başkaya ihtiyacı olmadığından:
Bu mümkin vasfını taşıyan varlıktan önce de, onun beka hükmü sabitti..

–  Mümkin..

Vasfı ile söylenen varlık, yukarıda anlatıldığı gibi olamaz..

Bunun durumu da, her ne kadar sonsuz ise de, üzerine bir kesinti ile
hükm’olunmuştur..

Çünkü: Geçmişinde yokluk vardır.. Geçmişinde yokluk bulunan her şeyin ise..
geçmişine dönüşü gerekir..

Bu ise.. elbette, onun için yokluk hükmünü almayı mutlak surette gerekli kılar..

Mümkinin durumu anlatıldığı gibi olmazsa: Bekada, Hak’la aynı seyri izlemesi
lâzım gelir..

Bu ise.. muhaldır..

Kaldı ki, durum anlatıldığı şekilde olmayınca,
Allah’a karşı mümkinin sonralık işi de sağlama bağlanmış olmazdı..

Bilesin ki..

Allah’a göre, öncelik ve sonralık onun için iki hükmî vasıftır.. Hiçbir şeklide,
zaman mefhumuna bağlı değildir..

Çünkü: Yüce Hakka zamanın uğraması muhaldır..

İşaret ettiğimiz bu manayı anla..

Sonra.. Sübhan olan Yüce Hakkın EBED’i, zata bağlı bir işinden ibarettir..

Bu ise: Mümkin varlığın son bulduğu yerde, kendi varlığının devamı itibarı ile olur..

Şunu da bilesin ki..

–  Mümkin..

Vasfını alanlardan her şey için bir EBED durumu vardır..

Meselâ:

Dünyanın EBED’i: Âhirete geçmesidir..

Âhiretin EBED’i: İşin Yüce Hakka geçmesidir..

Burada, önemli bir nokta var ki onu da açıklamak gerekir..

O nokta: Mümkinlerde bulunan:

–  E B E D..

Vasıflarının kesilmesine hükm’olunmaktır..

Bunlar arasında : Cennet ehlinin EBED’lerini; cehennem ehlinin EBED’lerini
saymak gerekir..

Bu EBED durumlarının elbette tükenmesi zarurîdir..

Eğer onlar devam eder; bekaları babında hüküm uzarsa.. olmaz…

Olmaz; zira: Hakkın EBED’lik durumu; kendi zatından başkası için,
EBED’in bitiş hükmünü vermekten yana bizi bağlar..

Kaldı ki: Hiçbir mahluk için yüce Hakkın bekasında, aynı seyir hakkı yoktur..
Yani: kendi başına..

Bu babdaki hüküm budur..

Biz, sözü makul bir ibare ile, bu şekilde ortaya çıkarmış olsak dahi
esas manasında bir değişiklik olmaz…

Çünkü: Biz onu, açık bir keşif yolu ile elde ettik..İsteyen inanır; isteyen inkâr eder.

Bilesin ki..

Âhirete dair hallerden bir hal için: EBED ve ezel hükmü vardır..

İşbu hal, ister rahmete nail olanlar için olsun; isterse azaba uğrayanlar için..

Bu, öyle değerli bir sırdır ki.. ancak, ona dalan zevkini alır….

Ve bilir ki: Hiçbir şekilde, onun kesintisi yoktur..

Bu bir halden ibarettir..

Ancak, anlatılan halin başka bir hale geçmesi de olur.. Ama geçmeyebilir de..

Anlatılan hal, başka bir hale geçtiği zaman ise.. EBED ve ezel hükmü
aynı şekilde onda olur..

Bu durum, âhiret halinde kesintisiz sürer gider.. Hiçbir karşılık da olmaz…

Bu durum müşahedeye dayanan bir iştir.. Kulun bu yolda bir şey yapmaya mecali yoktur..

Çünkü, o işin mahalli orasıdır..

Yukarıda anlatılan cümlelerin daha açık beyanı, inşallah cennet ve cehennem
anlatılırken geçecek..

Şunu da, yukarıda geçen cümleyi teyid babında hemen arzedelim:

Yüce Hakkın EBED’i, EBED’lerin de EBED’idir..Tıpkı:
Onun ezeli, ezellerin ezeli olduğu gibi..

Bilesin ki..

Yüce Hakkın EBED’i ezelinin aynıdır.. Onun ezeli ise.. EBED’inin aynı sayılır..

Çünkü, bu durum iki izahat yönünün kalkması sayılır.. Bunlar ondan kalkar ki;
zatı bekasına göre münferid kalsın..

Onun oluşu bir öncelik taşır.. Aklın, bu evveliyet izafeti durumunu kavraması için:

–  E z e l..

Adı verilmiştir.. Halbuki, akıl yolu ile bulunan evveliyetten önce de
varlığı vardı ve ezel idi..

Sonra.. yüce Hak’tan sonluk izafetinin kalkması için ise:

–  E B E D..

İsmi ile söylenmiştir.. Halbuki, onun bekası için, son olmama durumu,
aklen bulunduktan sonradır ki:

EBED durumu başlar.. Bekası da belli olur..

Yani: Bekasının devam edeceği anlaşılır..

NETİCE: Her ikisi de; yani EBED ve ezel durumunu anlatmak istiyorum..
Allah’ın iki vasfıdır.. Bunları, zamana bağlı izafet ortaya çıkarmıştır..

Ta ki: bu yoldan onun gerekli varlığı akıl yolu ile biline..

Yoksa: Ne EBED.. Ne de ezel..

Ancak, Allah vardır; onunla ikili bir şey yoktur..

Onun ezelinden başka bir vakit de yoktur.. Onun bu ezeli ise: EBED’dir..

İşbu EBED ise.. onun vücud hükmüdür..

Bu hükümdeyse.. ona zaman yürümez.. Zaman hükmü kesilir..
Hem de, onun bekasına kadar uzayıp gitmeden..

Onun bekası ise.. kendisine gelmeden, zamanı keser..

İşbu kesimin adı:

–  E B E D..

Olmuştur..

<– geriileri –>

Check Also

İnsan-ı Kamil – Abdûlkerîm Ceylî

             İnsan-ı Kamil                                 Abdûlkerîm Ceylî              Bu eserden beklenen odur ki; Salik için , en ...